Daha dün akşam saatlerinde Norm Haber ekranlarında yayınlanan Gündem Turu programında Sorumlu Yazıişleri Müdürümüz Furkan Kahraman ve Köşe Yazarımız İlhami Yıldız ile konuştuk, Bursa’ya doğanın bir hediyesi olan, aslında pek de korumayı başaramadığımız Uludağ’da yapılaşmanın önüne geçmek üzere alınan kararın yarattığı memnuniyeti.
Alan Başkanlığı konusundaki itirazların altını çizdik, bu konudaki mücadelenin ısrarla ve bıkmadan sürdürüleceğini, bahsedilen bölgenin bir ya da birkaç aileye menfaat sağlayacak otellere dönüşmeyeceğini, yine Apollon kelebeklerinin Uludağ semalarında uçuşacağını söyledik.
Onca lafı anlatırken, aklımdan onca düşünce geçerken yaşadığım yorgunluk daha geçmeden, içim bu konuda daha soğumadan yetişti maşallah Resmi Gazete’nin Uludağ’da tam da bahsettiğim alanın Milli Park kapsamından çıkarılıp Alan Başkanlığına devredildiğine yönelik kararı.
Koskoca Uludağ’da özellikle seçildiği her halinden belli olan, tek bir bölgeye yönelik alınmış karar, elbette adrese teslim bir imara açılma halini ortaya koyuyor benim için. Adresin de hangi aile olduğunu Bursa’da artık herkes biliyor. Bu nedenle özellikle vurgulamama gerek yok diye düşünüyorum.
Zaten beklenen otel inşaatı başladığında otelin sahibinden, inşaatını, yolunu, altyapısını yapanlara kadar çalışmaların kimlere ihale edildiğini öğrendikçe bu koca şehri öldüren, birkaç aileyi güldüren kararın kimlerin çıkarına alındığını da görme şansımız olacak.
Yargı kararını açıklarken;
“Korunan alanı ve orman alanlarını yapılaşmaya açan, mevcut yoğunluğu artırarak yapılaşma baskısını genişleten Uludağ Milli Parkı II. Gelişim Bölgesi Koruma Amaçlı Nazım ve Uygulama İmar Planlarını kamu yararına, planlama esaslarına ve şehircilik ilkelerine aykırılık gösterdiği ve hukuka uygun tesis edilmediği” gerekçesi ile iptal etmişti…
TMMOB Mimarlar Odası Merkez Yönetim Kurulu da açıklamasında;
“Orman alanları üzerindeki baskının arttığı ve bu alanların milli park alanındaki yapılaşma ve plan değişiklikleri ile tahrip edilmekte olduğu, dava konusu alan ve yakın çevresinde yakın dönemde yeni bina yapımları ile orman alanlarının ve orman toprağı özelliği taşıyan alanların olumsuz etkilendiği belirtilmiştir.
Yeşil çizili bölge Alan Başkanlığı
Yeni yapılaşma çalışmalarıyla alanda artacak insan yoğunluğunun olumsuz etkiler doğuracağı uyarısı yapılmış; plan raporlarının çevresel etkilerin önlenmesi konusunda yetersiz olduğu tespit edilmiştir.” diyerek yapılaşma konusundaki ısrarın bölgenin doğasına, dolayısıyla bütün bir şehrin iklimine ne kadar zarar verdiğini vurguluyordu.
Biz programda konuştuk, eminim bizim yaşlarımızda olan tüm okuyucularımız da aynı anıları paylaşacaktır, bir zamanların Bursa’sında diz boyu kar olurdu, sokaklarda kızaklarımızla kayabilirdik…
Şimdi çocuklarımız kara hasret geçiriyor kışları. İşin ilginç yanı Uludağ bile kara hasret kalıyor. Zaten 3 ay gibi kısa bir süre kış turizmine açık olan bölgede geçtiğimiz yılbaşında otelleri doldurabilmek adına suni kar yağdırıldığını hatırlıyorum.
İşte tam da bu nedenle, birinci ve ikinci oteller bölgesinde kimisi tuvalet ruhsatı ile kimisi otopark ruhsatı ile inşa edilen oteller artık işlevini yitirmeye başladığından dağın daha yüksek mevkilerine dikildi gözler. Bahsedilen bölgenin Uludağ’ın endemik türler ve hayvan çeşitliliği açısından en kıymetli yerleri olmasına bakılmaksızın…
Az buz değil 2 bin hektarlık bir alandan bahsediyoruz!
Üstelik bundan sonra büyümesinin önünde hiçbir engel yok. Alan Başkanlığının alacağı bir karar büyüme için yeterli!
Çevrecilerin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzası ile yayınlanan kararı yargıya taşıma hazırlığı var.
Geçmişte Milli Park statüsünü Bakanlar Kurulu kararı ile alan Uludağ’ın statüsünün elinden alınmasının da yine bir Bakanlar Kurulu kararı ile olması gerektiğini savunuyorlar.
İşe ticari açıdan baktığımda oteller bölgesinde kış turizmi ile para kazanan işletmecilerin ellerindeki en değerli kaynak olan Uludağ’ı böylesine hoyratça çarçur etmesinden, karlılıklarını kısa vadede düşünerek uzun vadede tüm doğal yapıyı bozarak uğrayacakları zararı hesap etmemesinden dolayı hayrete düşüyorum.
Oysa en değerli geçim kaynakları olan bölgeyi el üstünde tutmaları, yapısının bozulmaması için gereken ne ise sonuna kadar mücadele ederek yapmaları gerekir. Bu sayede sadece bir-iki kuşak değil nesiller boyu bölgedeki turizmin canlılığından ekmek yiyebilir. Klasikleşen markalar olabilirler.
Ama nerde bizim turizmcimizde o vizyon…
Bizde günü kurtarma dışında bir bakış geliştiren çok az firma ve işletme var…
Neyse, bu iş burada bitmedi, bitmez…
Mücadele devam eden bir süreçtir unutmamak lazım…
TMMOB Bursa İKK Uludağ Alan Başkanlığına yönelik;
1-Uludağ Alan Komisyonunun Kuruluşu, görevleri, çalışma usul ve esasları hakkında yönetmelik,
2-Uludağ Alan Planlarının Hazırlanması ve yürürlüğe konulmasına ilişkin usul ve esaslar hakkında yönetmelik,
3-Uludağ Alan Başkanlığı Hizmet Birimleri çalışma usul ve esasları hakkında yönetmelik ,
Başlıklarına önce yürütmenin durdurulması, takiben iptaline yönelik hukuksal süreci başlatıyor…
Şimdi iş muhalefet partisi vekillerine düşüyor.
Hadi bakalım koruyun Bursa’nın haklarını…
Ayağa kaldırın Gazi Meclisi…
Bursa nefes alamıyor deyin…
Bir şehri öldürüyorsunuz deyin…
NOT: 26 Ocak’ta kurulan ve Ocak-Mart döneminde herhangi bir faaliyette bulunmayan başkanlık, 6,1 milyon TL’lik ödeneğinin üçte birini nisan ve mayıs aylarına ait toplam 2,1 milyon TL’lik harcama ile tüketti.
Çalışmazken bu harcamayı yapan Alan Başkanlığının çalışmaya başladığında nasıl bir bütçeye ihtiyaç duyacağını da ayrıca merak ediyorum doğrusu…