Uzun süredir aklımın bir köşesinde hep şöyle birkaç soru var; ‘22 yılda yapılanlar 9 ayda değişir mi? Değişimle ilgili beklentilerimi yüksek mi tutuyorum? Belediyelere yönelik eleştirilerimde acımasız mı oluyorum?’
Bugün itibariyle tam da bu duruma yanıt bulabileceğim bir toplantıya katıldım ve zihnim biraz daha berraklaştı.
Mimarlar Odası Bursa Şube Başkanı Şirin Rodoplu Şimşek’in 2024 yılı değerlendirme toplantısının özetini ‘Ayvaz kasap, hep bir hesap’ diyerek yapabilirim aslında. Yanına ‘Gerekli çalışmalar yapılıyor’ yuvarlak yanıt cümlesinin de ekleyeyim ki, eksik kalmasın bize sunulan argümanlar.
Elbette detaylara gireceğim…
Öncelikli olarak 1050 Konutlar’daki kentsel dönüşüm projesinin üstten basık, karından şişkin bir Doğanbey TOKİ projesine benzediğine yönelik iddiamı sürdürdüğümü belirterek başlamak isterim. Yapıların ortaya çıkmaya başlamasıyla birlikte, üzerinde onlarca yazı yazdığım alanın ne kadar yaşamı zorlaştıran biçimde planlandığı da görülmeye başlandı.
Bundan yaklaşık bir yıl önce de konuyla ilgili konuşuyorduk Şirin Rodoplu Şimşek ile ve şöyle bir yanıt alıyordum kendisinden; ‘Projeleri incelemek için çeşitli biçimlerde talep oluşturduk, ancak projeleri bize vermiyorlar, doğal olarak incelememizi tam olarak yapamıyoruz. Biz orada planların dışında ekstra yoğunluk katacak şeyler olup olmadığını bilmiyoruz. Çekme mesafelerini bilmiyoruz mesela… Ne yazık ki, bizi de çok rahatsız eden bir yapı var ortada. Depreme rast gelmeseydi direk dava açacağımız bir projeydi…’
Bugün de aynı yanıtı aldık. Belediye değişti, başkan artık Alinur Aktaş gitti, yerine Mustafa Bozbey geldi, ancak projeler halen akademik odalara gitmediği gibi işin tavsatılması noktasında aynı duruşun hakim olduğunu görmek üzücü… Mimarlar Odası basın toplantısı aracılığı ile bir kez daha çağrıda ve talepte bulundu, 1050 Konutlar kentsel dönüşüm projelerini görmek için.
Gelelim lansmanıyla, mutabakatlarıyla tüm şehrin birlikte planlayacağı sıklıkla konuşulan 2050 yılı vizyonlu 1/100.000’lik Çevre Düzeni Planı çalışmalarında hangi aşamada olunduğuna…
“Aslında yapılan mutabakatlarla ortak bir paydaşlık var gibi görünüyor, 24 Akademik Oda şu anda danışma kurulunda yer alıyor, aynı zamanda Kent Konseyi ve Üniversitelerimiz de danışma kurulunda. Saha çalışmalarındaki verileri toplayacak pek çok hoca da getirildi çeşitli üniversitelerden, ciddi de bir bedel ödeniyor, büyük bir bütçe harcanacak çok belli” diyerek başladı sözlerine Mimarlar Odası Bursa Şube Başkanı.
Bundan önceki görüşmelerimizde konuyla ilgili görüşlerine başvurulmamasından kaynaklı şikayetlerini dile getirmişti. Sahadan veriler toplanmaya başlayınca Akademik Odalara görüşme çağrısı da yapılmış.
Ancak bu kez de şöyle bir sorun oluşmuş. Ellerinde inceleyebilecekleri hiçbir veri olmayan odalar toplantıya konu mankeni gibi katılmak durumunda kalmışlar. (Konu mankeni benzetmesi tamamen bana aittir)Bir saat önce aldıkları raporlara yönelik fikir üretmeleri mümkün olmadığından davetin bu eksikliğine yönelik ciddi itirazlar gelmiş.
Esas itirazın Bursa’yı tanımayan akademisyenlerin öncelikle şehrin dinamiklerini bilmemekten kaynaklı yanlış yorumlamalarına, dolayısıyla yanlış fikirlerin üretilmesine olduğunu hissetmemek mümkün değildi.
Altlık çalışmasının Alinur Aktaş döneminde tamamlanmış olması gereken Çevre Düzeni Planı için yürütülen çalışmaların halen yavaş gittiğini ve 2025 yılı sonunda planın askıya çıkacağına ilişkin vaatlerin gerçekçi olmadığını belirten Şimşek, “Akademik Odalarla temas etmedikleri sürece Bursa’yı hiç bilmeyen hocaların alanlarının en iyisi dahi olsalar verileri doğru yorumlaması, verileri doğru kaynaklardan alması mümkün değil. Bursa zor bir şehir. Dinamiklerini iyi bilmek lazım, dengelerini iyi bilmek lazım” sözleri ile konuyu özetledi.
Elbette itirazlar ile şekillenecek sürecin iyi işleyeceğinden yana umutlar kesilmiş değil. Kimsenin kötü bir niyetinin olduğu iddiası da yok ortada. Mühim olan Bursa için iyi işler yapmak, bunu da birlikte yapmak aslında.
Fakat Akademik Odalar tarafından yöneltilen her soruya, her talebe neredeyse tüm belediyelerin ‘Gerekli çalışmalar yapılıyor’ şekilli yanıtlar vermesi, işi baştan savması, incelemeyi uzaklaştırmaya çalışması eskiden olduğu gibi şimdi de can sıkan konuların başında gelme özelliğini kaybetmemiş!
Sırada meşhur Carrefour meselesi var…
Bundan yaklaşık üç hafta önceydi Carrefour’un güvenli yapı olup olmadığına ilişkin Şirin Rodoplu Şimşek ile yaptığımız görüşme. Bu görüşmede bana verdiği bilgi binanın norma bir prosedür işleterek herhangi bir yapı nasıl başvuru yapıyorsa öyle başvuruda bulunulmuş olduğuna işaret ediyordu. Resmi belgelere göre yapı riskli, belgesini de Bakanlıktan değil Bursa’dan almış.
Rapora mal sahibi olmadığınız sürece itiraz edemiyorsunuz. Dolayısıyla raporun yeniden değerlendirilmesi için Mimarlar Odası Bursa Şubesinin itiraz etme hakkı yok. Odanın kendisinin incelemesi için evrakın verilmesi aşamasında ise bir itiraz davasının söz konusu olduğu ortaya çıkıyor. Dolayısıyla rapor Mimarlar Odasına verilemiyor. Riskli yapı raporuna yönelik bir şerh yok.
Toplantıda konuşulan ilginç bir ayrıntıyı şöyle ifade etti Şirin Rodoplu Şimşek; “Geçen yılın yapısını da soksanız teste isterseniz çürük raporu verebiliyorsunuz. Bizde yönetmelikler bunlara çok müsaade ediyor. Çapraz bağları güçsüz dendi Carrefour için!”
Not olarak şöyle bir ayrıntı bırakalım ve yazıyı şimdilik kapatalım…
Carrefour elbette etrafındaki binaları emsal göstererek emsal artışına gitmek isteyecektir. Gördüğümüz kadarıyla proje de zaten bunu gerektiriyor. Hal böyle olunca yaşanacak yoğunluk da dikkate alınarak Mimarlar Odası Bursa Şubesi şimdiden projeyi yakın markajına almış, dava açmaya hazır bekliyor.