Bursa’ya en çok önem veren liderler arasında yer alan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın son yaptığı açıklamanın ardından konuyu enine boyuna değerlendirmek farz oldu.
Şehrimizi hemen hemen her ziyaretinde, bulunabileceğim tüm ortamlarda, partilerin genel başkanlarını takip etmeye özel bir önem veriyorum. Böylece genel başkanların mizacını da gözlemliyorum.
Bu çok işime yarıyor.
Böylece size şunu söyleyebilirim ki, Babacan’ın, siyaset gündeminde uzun uzun tartışılan açıklaması tahmin edilen gibi fevri bir çıkış ya da tepki açıklaması değildir.
Şöyle düşünün; ziyaretlerindeki gündemin bir kaleminin dahi değiştirilmesine, esnemesine tahammülü olmayan, saatler konusunda olabildiğince hassas, tam bir matematik adamı var karşımızda.
Yani ‘Gültekin Uysal şöyle dedi, böyle dedi, ben alındım, tabanımı konsolide edemedim…’ gibi tutumlarla siyaset yapacağını düşünmüyorum Babacan’ın. Her toplantısında, ‘Biz çok teknik çalışan bir partiyiz!’ diyerek partisini teknik adamlarla donattığının altını çizen bir genel başkandan teknik bir hamle olarak değerlendiriyorum bu açıklamayı.
Ne dedi Babacan?
“Partimiz önümüzdeki seçimlere kendi adıyla ve kendi logosuyla girme kararı aldı” dedi.
Seçim Kanununda yapılan değişiklik ile baraj yüzde 7’ye düşürülmüşken 6’lı masanın küçük ortaklarının kendi çıkarları doğrultusunda hamleler yapmaları bekleniyordu zaten.
Bu noktada her siyasi partinin daha fazla milletvekili çıkarmak için adım atacağı düşünülürse, Ali Babacan’ın AK Parti’den kopan, ancak eli CHP’ye oy vermeye de gitmeyen yüzde 15’lik seçmenin oyuna talip olduğunu öne sürebiliriz.
Babacan’ın elindeki anketlerde de bu seçmenin henüz bir karar vermediğine ilişkin bilgiler var. Çünkü henüz bir anket yaptırmadığını sıklıkla vurgulayan DEVA Partisi, her hafta yapılan anket sonuçlarını kendilerine sunan birkaç anket şirketini genel merkezinde ağırlıyor. Buradan çıkan istatistikler de hassasiyetle değerlendiriliyor elbette.
Fakat benim demek istediklerimi en iyi özetleyen kişi AK Parti Balıkesir eski Milletvekili ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eski doktoru Turhan Çömez oldu. Resmi sosyal medya hesabındaki
“Rüştünü ispat,
Özgüven gösterisi,
AK Parti tabanına zeytin dalı,
CHP tabanına mesafe,
Gelecek Partisi ve SP için yeni bir çekim alanı,
Gül için yeni bir pazarlık gücü,
Meclis dışı kalsa bile hükümette olabilme şansı,
İyi hesaplanmış, riskli ama doğru bir hamle.”
paylaşımı ile konuyu net olarak özetleyen Çömez, bu konuda bana çok fazla söz bırakmıyor. Üstelik şunu belirtmek lazım ki, DEVA Partisi 6’lı masa ile ilgili çalışmalarına da bu masada alınan kararlara da bağlılığının devam ettiğinin altını çiziyor.
“6’lı masa ile ilgili bugüne kadar verdiğimiz bütün sözlerin arkasındayız. Ortak çalışma alanları olarak belirlediğimiz alanlarda yoğun bir şekilde katkı vermeye devam edeceğiz. Masadaki siyasi partilerle işbirliği alanlarını geliştirmek konusunda tam bir irademiz var!” diyor Babacan.
Peki, buradan yine aynı zamanlara rast gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklamasına yönelelim.
DEVA Partisi AK Parti’den kopan kararsız oylara talipken, Kılıçdaroğlu’nun partisinin grup toplantısında söylediği;
“Ya benimle olun, ya da yolumdan çekilin!” sözleri de Cumhurbaşkanlığı adaylığına yoruldu.
Cumhur İttifakı’nın Millet İttifakı’na sürekli sorduğu; ‘Cumhurbaşkanı adayınız kim?’ sorusuna ne kadar geç yanıt verirlerse adaylarının o kadar az yıpranacağını gayet iyi bilen bir masa var karşımızda.
Muhtemel üç aday ise Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş ve Kemal Kılıçdaroğlu. Meral Akşener ‘Başbakanlık’ makamını istediği için bu konuda bir uzlaşıya varıldığını ya da en azından şimdilik bu meselenin gündeme alınmadığını varsayıyoruz.
Cumhurbaşkanlığı için adı sıklıkla geçen adaylar dönem dönem gündeme getirilip, bir yandan seçmenin tepkileri ölçülürken diğer yandan adaylar üzerindeki yıpranma payının azaltılmaya çalışıldığını düşünüyorum ben.
Yani kısacası Kılıçdaroğlu’nun bu açıklaması Mansur Yavaş’ı siyaset sahnesine itmeye çalışan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın hamlesine karşı bir hamle gibi duruyor.
6’lı masa bence tüm hareketleri hesaplayarak satrancı güzel oynuyor…