Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Bakanlık mı, şikâyet makamı mı belli değil!

Dün şehrimizi ziyaret eden bakanların programlarına dahil olmanın özellikle soru sormak için yeterli ve gerekli ortamların oluşmaması açısından bakıldığında pek de cazip olmadığından bahsetmiştim yazımın başında.

Bugünkü konumuz ise Kabine’deki bakanların kendilerine soru sorulmasından neden hoşlanmadıklarına ilişkin olacak.

Örneklemimiz, içinde bulunduğumuz pandemi süreci nedeniyle en çok göz önünde olan bakanlardan Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca.

Geçtiğimiz günlerde program konuğum olan, Bursa Eczacı Odası Başkanı Okan Şahin, Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti, Denetleme Kurulu, Bölge Eczacı Odası Başkan ve Yöneticileri ile birlikte Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’yı makamında ziyaret etti.

Heyet eczacıların sıkıntılarından dem vurmak için Ankara’daydı, ancak ziyaret beklediklerinden çok farklı bir yönde gelişti.

Konuyla ilgili görüşmek üzere Okan Şahin’i aradım.

Biz Sağlık Bakanına dert yanmaya gittik, bakan bize daha çok dert yandı!” diye söze başlayan Şahin;

Görüşmemizde eczanelerin yaşadığı sıkıntılar ana başlıktı. Sayın Bakan, ‘Benim yapabileceğim bu kadar, daha fazlasını yapamıyorum. Sizin talebiniz haklı, ama ekonomik olarak bunun onayını çıkaramıyorum!’ dedi” cümlesi ile bir bakanın çaresizliğini özetledi adeta.

İlaç Fiyat Kararnamesinde, 13 yıl öncesinin koşullarına göre belirlenen fiyatların güncel duruma göre yeniden düzenlenmesi talepler arasındaki en önemli başlıktı. Hastaların karşı karşıya kaldıkları ve eczacıları da ciddi şekilde mağdur eden ilaç yokluklarının engellenmesi adına gerekli önlemlerin alınması da hasta hakları açısından en önemli başlıklardan biriydi.

Ödeneklere bağlı alınması gereken kararlar içeren taleplerin haklılığını kabul eden Bakan Koca’nın eczacılara adres olarak Ekonomi Bakanlığı’nı göstermesi en hafif tabirle üzücü.

Konuşulan konulardan biri de Eczacılık Fakültelerinden ihtiyaçtan fazla mezun veriliyor olmasıydı.

Haklısınız, ben de sizin gibi düşünüyorum. Bunu YÖK’e ben de söyledim. Daha fazla tabip mezun etmemiz lazım diye talepte bulundum. Özellikle eski köklü üniversitelerin tıp fakültelerinin kontenjanını artırın dedim, onlar Ağrı Çeçen Üniversitesi’nin kontenjanını arttırdılar!” diye YÖK’ü de eczacılardan oluşan heyete şikayet etmiş Bakan Koca.

Bakanlar açısından bakılınca manzara bu!

Kendi taleplerini ilettiği kurumlardan dahi yanıt alamayan, bakanlığına ait sorunların neler olduğunu bilip de çözüm bulmak adına bir şey yapamayan bakanlar, kendilerine soru sorulmasından elbette kaçınır.

Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti, Denetleme Kurulu, Bölge Eczacı Odası Başkan ve yöneticileri dertleri sorunlarını en üst yetkili makama iletmek olduğundan, Ekonomi Bakanı’ndan randevu almayı pas geçerek, doğrudan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan görüşme talebinde buluşmuşlar.

Çok yerinde bir karar.

Bir diğer yandan, Türk Tabipler Birliği’nin ve TBMM’deki duyarlı vekillerin sürekli sormasına rağmen yanıt bulamayan ‘Kamudan ne kadar hekim istifa etmiştir? Hekim açığımız ne kadardır?’ sorularına itiraf gibi bir kararın açıklandığını öğrendik.

Cumhurbaşkanlığı kararıyla, kamuda istihdam edilecek uzman hekim sayısı 9 binden 19 bine çıkarıldı. CHP’li vekiller tarafından hekim açığının itirafı olarak değerlendirilen kararı CHP Bursa Milletekili Yüksel Özkan’a sordum.

Türk Tabipler Birliği’nin yaptığı açıklamaya göre bu yılın sonunda 2 bine yakın hekimin istifa ederek yurt dışına çıkmasının beklendiğini belirten Özkan,

Açılan kadroları nasıl dolduracakları çok önemli. Aile hekimliğindeki gibi uzman hekimlik alanlarında da yabancı hekimler mi görev alacak? Sorulması gereken sorulardan biri bu. Hekimlerin hızla kamudan uzaklaştıklarını, uzman hekimlerin yoksulluk sınırının altında yaşam koşullarında yaşamasının beklenmemesi gerektiğini sürekli dile getiriyoruz. Ancak daha önce de söylediğim gibi bu sorunlara çözüm bulacak merci Sağlık Bakanlığı değildir.

Bakanlıklar artık Sarayda alınan kararları kamuoyuna aktaran sözcüler konumunda görev yapmaktadır. Dolayısıyla çözüm noktasında etkili olamazlar, isteseler de etkili olamazlar!” dedi.

Özkan’ın Aile Hekimi olarak ülkemizde çalışmaya başlayan yabancı doktorlarla ilgili Meclis’e sunduğu bir soru önergesi de var, tahmin edeceğiniz gibi yanıtlanmamış.

Hoş yanıtlansa da bir anlamı olacak mı?

Emin değilim…

 

HABERLER