Uzun süredir en büyük şikayetlerimden biriydi, Bursa basını ile siyasi partilerin genel merkezlerinden gelen temsilcilerin ve siyasi parti genel başkanlarının bir araya gelip soruları yanıtlamıyor oluşu.
Bu konuda kıymetli olarak değerlendirebileceğim, önemli bir basın toplantısına katıldım bugün. CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Mudanya Mütarekesi’nin 100. yıldönümü törenine katıldıktan sonra CHP Bursa İl Başkanlığında bir basın toplantısı düzenleyerek sorularımızı yanıtladı.
Dilerim benzer toplantı konseptleri genel başkanlar düzeyinde ve tüm siyasi partiler tarafından da gerçekleştirilir. Yoksa bir gün sokaklarda “Saksı değilim ben…!” diye bağırmaya başlayacağım.
Düzenlenen toplantının tek katılımcısı biz basın mensupları değildik. Genel Merkezden gelen partililere derdini anlatmak isteyen, onlarla birlikte olmak isteyen CHP üyelerinin de katıldığı toplantının yaş ortalamasının hayli yüksek olduğunun altını bir kez de ben çizeyim. CHP’nin kemik seçmeni orta yaşın üzerinde, bu çok net.
Durumu iki açıdan değerlendirebiliriz; ya ‘CHP kendisini yeterince geliştiremediği için gençlere ulaşamıyor’ deriz ya da ‘Cumhuriyetin aydınlık değerleri zaman içerisinde öylesine törpülendi ki, bu değerleri en iyi savunanlar, o dönemlerin en yakın şahitleri oldu’ diyebiliriz.
Belki iki cümleyi bir araya getirmek gerekir. Cumhuriyetin temel değerlerini savunurken, gençlere de bu duyguları, onların ilgisini çekecek yöntemlerle aşılamak öncelikli görevimiz olmalı. Ancak bu biçimde CHP toplantılarında yaş ortalamasını gençliğe doğru taşıyabiliriz, ancak bu biçimde partinin kemik seçmeni gençlerden oluşabilir. Çünkü özgürlüğün peşinden ölesiye koşmayacak genç tanımıyorum. Ancak pek çok siyasi partide olduğu gibi CHP toplantılarında ve etkinliklerinde de gençleri göremiyorum.
Gelelim toplantıda konuşulanlara.
Özgür Özel, ilk olarak “Bursa’nın yıllardır yenen hakkını Ankara’dan size teslim edeceğiz” dedi. Şehrimizde faaliyetlerini yürütüp vergilerini İstanbul’da bulunan büyük vergi dairesinde ödeyen işletmeleri kastederek. Yıllardır konuşulan, ancak gerçekleştirilmesi için adım dahi atılmayan bir konu bu, Bursa için de önemli bir vaat.
Sansür yasası da gündemindeydi Özel’in;
“AK Parti’nin Sayın Genel Başkanı iktidara gözünü dikmiş diyor ki; yolsuzlukların olmadığı, rüşvetin olmadığı, yoksulluğun, Allah’ın izniyle olmayacağı bir Türkiye’yi biz hallederiz, biz inşa ederiz diyor. Bunu duyunca dün kurulmuş bir siyasi partiyi ya da uzun süredir iktidarda olmayan birini düşünüyorsunuz. Bu söz Recep Tayyip Erdoğan’a ait!” dedi Özel.
Malum, iktidarın iktidarda kalmasının sihirli formülü, sürekli muhalefetteymiş gibi davranmak. En çok siz bağırın ki, suçlu olduğunuz anlaşılmasın gibi bir mantık.
Sıcak gündemlerden bir diğeri benim de hayretle ‘Nasıl olur da böyle olur!’ sözleri eşliğinde izledim Taşkesenlioğlu konusuydu.
“Bugün geldiğimiz noktada Zehra Taşkesenlioğlu bu partinin, AK Parti’nin Erzurum milletvekili. Abisi SPK üyesi SPK Başkanı kocası rektör birlikte rüşvet ağı örmüşler. Boşanırken ‘yetmiş milyon alacağın var, benim nüfuzumu kullanıp aldın’ diye dava açıyor kadın. Kadın milletvekilliğine devam ediyor. Dünya tarihinde ilk kez bir boşanma dosyasına gizlilik kararı getirdiler!” diyor CHP Grup Başkanvekili.
Konuyla ilgili yapılacak yorum bile yok. Öylesi bir garabet…
Elbette, Kılıçdaroğlu’nun hem parti içinden hem de ülke genelinden olumlusuyla olumsuzuyla çok sert tepkiler aldığı başörtüsü konusu da konuşuldu toplantıda.
Anadolu’daki en büyük endişenin, “CHP gelirse başörtüsünü yasaklar mı?” endişesi olduğunu söyleyen Özgür Özel,
“CHP bir sorumluluk üstlendi. Madem böyle bir kaygı vardı, Genel Başkanımız dedi ki, gelin bunun yasasını çıkaralım. Ama görünen o ki bambaşka hedeflerle kimsenin evet diyemeyeceği bir noktaya getirmeye çalışıp istismar ediyorlar konuyu!” diyor.
Ben de diyorum ki; CHP içine girdiği başörtü meselesinden alnının akıyla çıkmazsa, bu konu eskisinden daha ciddi bir propaganda malzemesi olur hükümet cephesi için.
Eleştiriye açık olan konuları hepimiz biliyoruz aslında, çözümleri duymak daha önemli bizler için. Biz sorduk Özgür Özel de söyledi.
–Harcadıkça vergi verme sisteminden, kazandıkça vergi verme sistemine geçilecek.
–AK Parti ve MHP seçmeni bizim komşularımız, kardeşlerimiz. Devir değişti onların burunlarından getirelim diye bir şey yok.
–Sansür yasası için muhalefet partileri olarak büyük bir direnç gösteriyoruz. Bir yanda basını sansürleyenler, öbür tarafta iktidarlarını dayandırdıkları bir yasaklamaya özgürlük önerenler tartışılıyor.
–Biz AK Parti ile ancak erken seçime gideriz.
–Başörtüsü meselesini oy konusu yapsak o konuya hiç girmezdik. Biz bu meseleyi bize oy veren değil şüpheyle yaklaşan ve AK Parti’ye oy veren önemli bir grup seçmenin kişisel kaygılarını dile getirmesi üzerine yaptık. Eleştiriler olacağını da bilerek yaptık. Bunu oy üzerinden düşünmeyiz.
–Yüksek katma değerli inovasyona dayalı ürünlerle bu ülkeyi kalkındırmak lazım. Kemal Kılıçdaroğlu böyle bir kalkınmanın müjdesini vermek için çalışıyor, geziniyor, bakınıyor.
–CHP’de adaylık konusunda genel başkan üzerinde tam bir mutabakat görünüyor, ama genel başkana sorarsan; bir altılı masada tam mutabakat tam onay, iki bizim adayımızın 13. cumhurbaşkanı seçilmesi. Bu seçim kaybedilme ihtimalinin göze alınacağı bir seçim değildir.
Sorularımız tamamlanana kadar zor bekledi CHP’li üyeler. Tartışmaya açacakları ilk konunun il ve ilçe kongrelerinin ön seçimle yapılması olduğunu tahmin ediyorum. Getirecekleri en sıkı eleştirinin de türban meselesi üzerine yoğunlaşacağından eminim. Bazı partililer de artık partilerini tanıyamamaktan şikayetçi olacaktır.
Özgür Özel’in işinin bundan sonraki kısmının daha zor olduğunu söylemeye gerek bile yok. Zira CHP’ye yapılan en sert muhalefet hep parti içinden gelir.
Çünkü CHP çok sesli bir partidir.