Belediyelerin en yararlı hizmetlerinden biri olarak görüyorum yaz ve kış dönemlerinde açılan, çeşitli alanlara yayılan kursları.
Çoğunlukla emeklilikten sonra ev hayatına uyum sağlamakta zorlanan kadınların ve erkeklerin tercih ettiği kurslar oldukları düşünülse de, dijital dünyanın kapılarını gençlere aralayan kursları, yabancı dil öğrenme alternatifleri ve meslek edindirmeye yönelik bölümleri ile aslında geniş bir yaş yelpazesine hizmet ediyorlar.
Bir yandan el işçiliği ağır ve sabır gerektiren bölümlerin yoğunluğu sayesinde köklerimizden gelen sanatlar ve zanaatlar bu sayede yaşatılırken, diğer yandan pek çok kesimden insan ev ekonomisine katkıda bulunma şansını yakalıyor böylece.
Öğrencilerin eğitimlerinde gerekli malzemeler için alışverişe gitmeleri bile bir ekonomik hareketliliğin habercisi.
Ben de bu kurslara katıldığım için biliyorum, kursların civarındaki esnafın kursiyerlerin yolunu nasıl gözlediğini ve burada başlı başına bir mini ekonominin döndüğünü.
Buraya kadar her şey yolunda aslında. Bu yazımda sorunlardan değil, daha ziyade önerilerden bahsetmek istiyorum.
BUSMEK’in cam boyama, çini ve suluboya kurslarına katılmış bir kursiyer olarak şunu söyleyebilirim ki; bu kurslar öğrenmeye açık her birey için hevesli oldukları alanda en azından temel bilgileri almalarını sağlayacak kadar eğitim veriyorlar. Elbette belediyelerin kontrolünde olduklarından güvenilirlikleri tartışılmaz ve istediğiniz sürece istediğiniz alanda ilerlemeniz de mümkün.
Şöyle düşünün, bu kurslardan mezun olup kurs eğiticisi olma şansınız dahi oluyor. Üstelik aldığınız eğitimin bir sertifika ile taçlandırılması ve bu sertifikanın da özgeçmiş hazırlarken anlam taşıması ayrı bir kazanç.
Tüm bu sonuçları birleştirerek, kızım için yaz tatilinin verimli geçmesinin yolunun belediyelerin kurslarına katılmaktan geçtiğine karar verdim ve araştırmalarıma başladım.
Tablet, telefon ve bilgisayar arasında geçen üç aylık zaman diliminden çok daha verimli…
Sonuç:
Yaz kurslarında bu konuda eksiklikler olduğunu düşünüyorum!
Öncelikle şunu açıklığa kavuşturalım, şimdiye kadar yaz mevsimi bir tatil zamanı olarak değerlendiriliyor olabilir, ancak içinde bulunduğumuz ekonomik koşullar ailelerin tatile çıkmalarına, hatta memleketlerine gitmelerine dahi engel oluşturuyor.
Eksiklik de burada başlıyor işte.
Çocuğum, yaz tatilinde meraklı olduğu bir sanat dalına yönelsin, heves ettiği bir dilden birkaç kelime öğrensin, başlangıç aşamasında da olsa işine yarayacak bilgisayar programlarından birine göz atma şansı olsun dediğinizde tıkanıp kalıyorsunuz.
Çünkü 15 yaş ve altı öğrenciler için açılan kurs sayısı ve biçimi çok sınırlı.
Elbette bu yaz tatilini kaçırdık, ancak önümüzdeki yıllar için ise önerim şudur;
Okullarda belediyelerin yaz dönemi için açacakları kurslarla ilgili anketler yapılıp kurs çeşitlendirmesi buna göre oluşturulabilir. Hatta bu biçimde ön kayıt da alınabilir. Bu sayede hem çocuklarımız için hem kurs eğitimcilerimiz için hem aileler için hem de kurs ekonomisinin canlılığından yararlanan esnaf için hayırlı bir adım atmış olabiliriz.
HEPAD’IN BAHÇESİNE BİR GİDİN DERİM
Bir güzel öneri de patili dostlarımız için yapmak istedim. Her Eve Bir Pati Derneği yaz tatilinde özellikle hafta sonlarınızı değerlendirebileceğiniz harika bir mekan sunuyor sizlere. Yaşamak için bize ihtiyaç duyan patili dostlarımızı mutlu etmek için Terk Edilmişlerin Pati Bahçesini ziyaret edebilir, giderken yanınızda belki biraz da mama götürebilirsiniz.
Barınakta yaşayan patili dostlarımızın bakımlarına yardımcı olabilir, onlarla yürüyüşe çıkabilir, bahçenin kafeteryasında da soluklanabilirsiniz.
Böylece hem çocuğumuzun bu konudaki farkındalığını yükseltirsiniz hem de ruhunuza büyük bir iyilik etmiş olursunuz.
HEPAD’ın bu hafta sonu saat 13.00 ile 19.00 arasında gerçekleştirilecek bir de kermesi var. Söylemedi demeyin…
Tüm geliri HEPAD’a bağışlanacak olan kermes gönüllüler tarafından organize edilmiş. CampuPlus’da düzenlenecek kermeste sürpriz el işlerinin yanı sıra HEPAD’da sahiplenilmeyi bekleyen patili dostlarımızın fotoğraflarını da görebileceksiniz.