Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Belediyeciliğin iki sırrı

Seçimlere kadar daldaki keklik, seçimlerden sonra eldeki keklik muamelesi görmeyi kaderi sayan Bursa’da belediye başkan adaylarının açıklanacağı sürece kadar yoğun bir çekişme hali gözlüyoruz, iktidar ve muhalefet partilerinde.

Bir yandan parti içinde aday adaylarının çekişmelerine sahne oluyor manzara, bir yandan rakiplerle mücadeleye girişiliyor. Tabii aday bulunamayan, aday olmakta nazlanan derken uzayıp giden listeyi saymakla bitiremeyeceğimi de söylemem lazım…

Bu ayın sonuna kadar tüm adaylarını açıklayacağı bilgisini kulislere yayan AK Parti, son kertede duyuruyu 15 gün kadar öteledi, üstte söylenen adayların açıklanmasının bir gövde gösterisine dönüştürmek istenmesi olsa da, altta, yani kulislerde öyle çok şey konuşuluyor ki…

İşin özü; kritik olarak görülen, içine Bursa’nın da dahil olduğu illerde bir kez daha eldeki tüm parametrelerin gözden geçirilmesi istenmiş, yeni bilgiler ışığında yeni bir değerlendirme kararı alınmış desem çok da yanlış yapmam sanırım…

Bursa’dan Külliye’ye doğru yoğun bilgi akışı olduğunun altını çizmeye gerek yok bence…

Konunun karmaşık taraflarını şöylece ayırırsak, AK Parti cenahında sessiz ve derinden, aynı zamanda kendinden emin ilerleyişi ile biraz da rakiplerini ürküten bir isim var, Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz.

Bir yandan Yıldırım Belediyesi’nin çalışmalarına hiç ara vermeden devam eden, diğer yandan kendi bölgesindeki iddiasını sürdürerek ‘Ben doğal adayım. Elbette siyasi büyüklerimizin takdiridir. Ancak biz şu anda 2024-2029 arasında Yıldırım’da neler yapacağımızı planlıyoruz’ diyebilecek kadar kendine güvenli Yılmaz.

Yıldırım’da iki önemli iş yaptı geçtiğimiz beş yılda başkan. Bunlardan biri elbette kentsel dönüşüm projeleriydi. Vatandaşla uzlaşı içinde sürdürmeye çalıştığı projelerde büyük oranda başarı sağlayan Yılmaz, belki bu dönem ‘hep ana arterlerin üzerinde dönüşüm yaptı, iç bölgelere girmedi’ eleştirisi ile karşı karşıya kaldı, ancak ben önümüzdeki dönem domino etkisi ile iç bölgelerde de benzeri dönüşümlerin yapılacağına olan inancımı korumak istiyorum.

Çünkü görüyorum ki, Oktay Yılmaz’ın hedefi, öncelikle dönüşümler sayesinde Yıldırım’da güvenliği ve cazibeyi artırmak, ardından ilçenin diğer ihtiyaçlarının karşılanması için gereken adımları atmak.

Gelelim ikinci önemli işe; AK Parti’nin şimdiye kadar gayet iyi başardığı sosyal belediyecilik anlayışını bir ileri basamağa taşımayı başardı Başkan Yılmaz.

Şimdiye kadar sosyal belediyecilik denilerek sadece ihtiyaç sahiplerine yardımlar yapılıyordu ve bu yardımlar sayesinde partiye bir de gönül borcu oluşturuluyordu. Ben bundan bahsetmiyorum. Yardımlar artık tüm belediyelerin olmazsa olmazı haline geldi zaten. Çünkü ülkenin içinde bulunduğu durum, pek çok ailenin yardımsız ayakta kalamamasını getiriyor önümüze.

Benim bahsettiğim, ihtiyaç sahibi ailelerin ekonomik gücü yerinde olan vatandaşlarla benzer imkanlarda sosyal yaşam alanlarına kavuşmalarını sağlamaya, sporundan eğitimine kadar her alanda paralel ilerleyen imkanlar sunmaya yönelik projeler.

Uyumayan kütüphanelerden tutun da kadın ve çocukların ağırlıklı olarak yararlanabildiği spor salonlarına ve belediye sosyal tesislerine kadar pek çok hizmet bir kez daha bizi aynı düzleme getiriyor; Yıldırım’ın daha güvenli ve daha cazip bir yer haline gelmesi adımının atılması ile pek çok gelişmenin kapısı aralanacak.

default

Bu projelerden biri olan Dr. Sadık Ahmet Gençlik ve Spor Merkezi’nin proje tanıtım toplantısında bir araya geldik Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz ile.

25 yıldır halısaha ve yüzme havuzu olarak kullanılan mekanı gençlerin, kadınların, çocukların ve elbette erkeklerin de hizmetine sunmak için içinde birkaç ayrı alan barındıran bir projeden bahsediyoruz.

Kadın spor merkezi, kapalı yarı olimpik havuzu, çocukların bireysel antrenman yapabilecekleri alanı, 42 araçlık otoparkı, duşları, kafeteryası ve gençlik merkezi ile Yıldırım’ı kucaklayan bir proje olacağını düşünüyorum.

Burada çok önemli başka bir detay da var, genellikle bu tip projeler kamu yararı olarak başlar, başkalarının yararı olarak sonlandırılır. Kamu işin içinde kendine yer bulmaya çalışırken, ticaret erbapları geniş geniş alanları kullanır, bir bakmışsınız sosyal tesis olmuş sana ticaret merkezi

Oktay Yılmaz bu konudaki hassasiyetini şöyle dile getiriyor;

“Burayı kat karşılığı yapmak yönünde, ticari alanlar oluşturmak yönünde teklifler geldi. Fakat biz Yıldırım kazansın diye bu teklifleri kabul etmeyerek ciddi bir yatırımla bu tesisi kazandırmayı hedefledik. Dönüşüme kendi kamu binalarımızdan başlamış olduk. Burası yazılım, bilişim ve girişimcilik eğitimlerinin de alınacağı özel bir tesis olacak. Kentsel dönüşüm çalışmalarımızda da benzeri bir amaç güdüyoruz. Eğitim Caddesi’ndeki kat yüksekliğini 12’den 8’e düşürdük. Yoğunluğu artırmak ilerleyen zamanlarda sizi farklı problemlerle karşı karşıya bırakacaktır. Biz kente 20-30 yıl sonra sorun bırakmak istemiyoruz, bunun yerine insanın ruhunu okşayan, göze hitap eden mekanlar oluşturmaya çabalıyoruz”

Dedim ya, hem ülkemizde hem de şehrimizde pek çok noktada olduğu gibi Yıldırım için de spor sadece spor değil, eğitim merkezleri de sadece eğitim merkezi değil aslında. Sözlerinin arasında; ‘Her türlü bağımlılığın önüne geçtiğimiz alanlar buralar’ diyen Başkan çok doğru bir noktaya temas ediyor.

Geliştirilen projelerle önümüzdeki dönemlere yük olmayacak adımlar atmak ve çocuklarımızı, gençlerimizi öncelemek tüm yöneticilerin ajandasında ilk sırada olmalı. Sadece bu iki düşünceyi geliştirmek bile belediyecilik açısından çok şey yapmak demek…

 

HABERLER