Yakın zamanda beni şok eden bir gerçeklikle yüzleştim, sizin de bu gerçeklikten payınızı almanızı isterim. Efendim, tespitime göre biz insanlar aslında hava, su ve çeşitli gıdalarla yaşamıyormuşuz. Modern dünyanın insanlarının temel yaşam kaynağı akaryakıtmış da haberimiz yokmuş.
Benzin fiyatları litrede 40 liraya gelip dayanınca öğrendik ki, tüm yaşam kaynaklarımız aslında benzine bağlıymış. Dolayısıyla bizim gıda ile hava ve su ile yaşadığımızı iddia etmek günümüz şehir hayatında gerçeklikten uzak kalıyor.
Bizler, şehirlerde yaşayanlar, benzinle yaşıyoruz!
Benzin fiyatları arttığında kapımıza gelen içme suyundan, soframıza koyduğumuz ekmeğe, yanına katık ettiğimiz peynir zeytinden, salatalık domatese kadar her şeye zam geliyor.
Bu sıralamaya elbette kişisel bakım ve hijyen ürünlerini de ekleyebiliriz de gerek var mı, emin değilim…
Tüm dünyada bir düşüş eğiliminde olan, ancak bizim ülkemizde ateşi bir türlü sönmeyen gıda enflasyonunun temel nedenlerinden biri de mazota yapılan zamlar elbette.
Çiftçi tarlasına her gittiğinde, tarlasında ürün yetiştirme ile ilgili attığı her adımda mazot kullanıyor. Son olarak üretilen ürünlerin üretildikleri bölgelerden satılacakları noktalara gelmesi için de mazot kullanılıyor tahmin edeceğiniz gibi…
Akaryakıt fiyatları öylesine hızlı artıyor ki, devletin verdiği teşvikler devede kulak kalıyor.
Buradan hareketle söylemek lazım ki, zeytin üreticisi teşvik de alamadığı için darda.
Hemen hatırlayalım; dünyadaki kuraklık nedeniyle üretici ülkelerin darboğaza düşmesinin ardından Türkiye’nin yılın ilk 6 ayında yaptığı zeytin ve zeytinyağı ihracatı, geçen yılın tamamında yapılan ihracatı sollamıştı.
Bir iddiaya göre Tarım Kredi Kooperatiflerindeki zeytinyağı fiyatlarını gören Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çok sinirlendiği ve vatandaşın yağ tüketebilmesi için ihracat yasağını gündeme getirdiği söylenmiş, sonrasında da iç piyasada artan fiyatları dizginlemek için ihracatçıya ekim ayı sonuna kadar yasak getirilmişti.
Uzun zamandır para kazanamadığı için ağaçlarını bakımsızlığı terk eden zeytinci tam para kazanacakken hevesi kursağında kaldı.
İhracata yasak gelmesi tartışmalara neden oldu.
Yağ üreticileri canlarından bezdiklerini açık eder cümlelerle hükümetin aldığı bu kararı sorgularken, üreticiye elindeki yağı ucuza sattırmanın yolu olarak görülen yasağın fiyat artışlarını durdurmakta bir şey ifade etmeyeceğine vurgu yapıldı.
Üstüne bir de mazota gelen zamlar eklenince, üreticinin bir kez daha darboğaza düştüğünü söylesek pek de yalan olmaz hani.
CHP İznik Belediye Meclis üyesi ve İznik Ziraat Odası Meclis Üyesi olan, aynı zamanda zeytin üreticiliği de yapan Hüseyin Kutlu’nun sosyal medya paylaşımı bu noktada dikkat çekiyor.
Marmara Birlik’e ‘Ortakların mağdur!’ diye seslenen Kutlu, “Neden ülkemizde üretilen bütün ürünlere destek verilirken zeytine verilmiyor? Zeytinin kaderi ne olacak? Zeytin enayi malı mı?” diye soruyor.
Marmara Birlik’in seçim öncesinde üreticilere vaatler verdiğini, ancak sonrasında çiftçinin yanında hiçbir kurumu göremediğini dile getiren Hüseyin Kutlu;
“Mazot olmuş 40 lira insanlar traktörlerinin marşına basamıyor, zeytinlerini sulayamıyor, ilaçlamalarını yapamıyor! Siz neredesiniz, niye destek olmuyorsunuz bu insanlara?” diyerek dillendiriyor şikayetlerini.
Sosyal medya paylaşımı ile yapılan açıklamanın altındaki yorumlar ise ya zeytinciliği bırakacağını ya da pek çok zeytincinin üretimden çoktan vazgeçtiğini dile getiren çiftçilerin feryadı ile dolu.
Zeytin tıpkı fındık gibi ülkemizin bence en stratejik tarım ürünlerinden. Dolayısıyla üreticisinin ve ürünü işleyenlerin devlet tarafından desteklenmesi ve üretimin artırılması son derece kıymetli.
Bu vesileyle hatırlatmış olayım isterim…
Benzinle yaşayan insanlar ülkesinde zeytin üreticisi bir kez daha isyanda!