Bizim şehirde ya evrenin alma verme dengesine uyumlu yaşamak konusunda bir sıkıntı var ya da birileri neyi alıp neyi vereceği konusunda sadece kendi çıkarlarını kolladığından iş tahterevalli oyununa dönmüş.
Hatırlarsınız Bursa Büyükşehir Belediyesi Temmuz ayı toplantısında Bursaspor’a kalıcı gelir oluşturmak adına yapılan bir plan değişikliği hem CHP’nin kendi iç dinamiklerini sorgulatmıştı, hem de benim de kaleme aldığım bir konu olan ‘Bu kaçıncı benzin istasyonu? Bu Bursaspor hayranlığı bir yönteme mi dönüştü?’ sorularını geçirmişti akıllardan. Konuyla ilgili yazdığım yazının ilk yazının linkini aşağıya bıraktıktan sonra devam ediyorum…
Nilüfer İlçesi Özlüce Mahallesi sınırlarında kalan, dolayısıyla şimdilerde ederi hayli yüksek olan ve mülkiyeti Maliye Hazinesinde görünen arazi aslında Gençlik ve Spor İl Müdürlüğüne tahsisli. Şimdilerde otopark ve bahçe olarak kullanılıyor.
Cümlenin başında da söylediğim gibi Bursa’nın özellikle Nilüfer İlçesindeki arsalarının bedelleri öylesine yükseldi, bölgedeki rant öylesine arttı ki, bu tür araziler hep çok kişinin dişini kamaştırıyor. İşin bu kısmını Carrefoursa satışından da hatırlayacaksınız. Kimsenin bir karış boşluk görmeye tahammülü kalmamış…
Bahsettiğimiz yer sadece benzin istasyonu olmakla kalmayacak, ticaret alanı ve sosyal tesis alanı olarak da planlanacak. Yani buraya bir iş merkezinin yapılması da planlanıyor ki, benzin istasyonu tartışmasında gölgede kalan bu kısım bence en önemli rantı sağlayacak yer.
İşin buraya kadar olan bölümü şehrin yoğun yapısı içinde bir boşluk yaratan alanın nasıl olup da yoğunluğun yoğun bir parçası olması için çaba sarf edildiğine dair size fikir vermek adına anlatıldı. Bundan sonraki kısımda ise CHP’nin bir kez daha kendi iç muhasebesini yapması gerektiği kanaatindeyim.
Şöyle ki;
Konu meclise geldiğinde CHP Meclis Grup Sözcüsü Yücel Akbulut, gündem maddesinin Temmuz ayı oturumunun görüşülecek konuları arasına son anda koyulduğunu, konuyu meclis grubunda görüşemediklerini, tüzük gereği görüşmedikleri bir konuya onay veremeyeceklerini, gündem maddesinin bir sonraki mecliste görüşülmesinin uygun olacağını belirtti. Buna karşılık Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey ve meclis üyeleri Mehmet Aydın Saldız ile Yalçın Işıkyıldız, AK Parti ve MHP ile birlikte plan değişikliklerine ‘evet’ oyu verdi, plan değişikliği onaylanmış oldu.
Haaa… Bozbey, Saldız ve Işıkyıldız plan değişikliğine ‘evet’ oyu vermese de plan değişikliği onaylanacaktı, çünkü CHP’nin Bursa Büyükşehir Belediye Meclisi’nde çoğunluğu yok. Dolayısıyla bu durum sadece partinin kendi içi dinamiklerini sorgulamasından ibaret bir görüş ayrılığı olarak rafa kaldırıldı. Dosya rafta şık dursun diye de Akbulut’a CHP’nin ilçe belediye başkanlarının destek vermesi hayli eleştiri konusu yapıldı. Parti içindeki kutuplaşmalar gün yüzüne çıkarılmaya, kılıçlar keskinleştirilmeye çalışıldı.
Gelelim son gelişmeye…
Yanlış hesap Bağdat’tan döndü.
Eksik düzenlemelerle meclisten geçirilmeye çalışılan dosyaya Ankara’dan ‘dur’ emri çıktı.
Proje öncelikle Bakanlık tahsisi kalkmadığı için durdu, hemen ardından Bursa Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’nden plan değişikliğine itiraz edildi.
İşte burada koruyamadık mesela alma verme dengesini. Sonsuzca, sorgusuzca, hatta doğru dürüst masaya dahi yatırmadan, iyi saiklerle de olsa hep verdik…
Başka gelir sağlayıcı yöntemler düşünmek yerine yakın gelecekte yine Bursaspor yönetiminden birilerine satılacak benzin istasyonu ve ticari alan yapılması izni cebimizde hazırdı adeta.
İşin bu kısmında alabildiğine bonkör davranıyor ve şehir olarak elimizde avucumuzda ne varsa veriyoruz da, şehrin kimliğini oluşturan diğer markaları için hiç öyle bir yaklaşıma sahip değiliz. Alma dengesini kuramıyoruz bir türlü, alamıyoruz, isteyemiyoruz, almayı beceremiyoruz şehir için gerekli olan hiçbir şeyi…
Açılışını 2 Şubat 1938 tarihinde Mustafa Kemal Atatürk’ün yaptığı ve o dönem için ülkenin kalkınması adına lokomotif sektör olarak tekstili seçtiğine dair en bariz örneklerden biri olan, Merinos’un isim hakkını satıveriyoruz mesela…
2004 yılında kapanan Merinos’un arazisi Bursa Büyükşehir Belediyesine devredilmişti. Şehrin en büyük kültür merkezi olan Merinos AKKM de tam olarak bu arazinin üzerine kuruldu. Böylelikle Merinos adı kullanılmaya devam edildi.
Koskoca bir şehrin kimliğini silmek deyince de biz…
Özelleştirme İdaresi Başkanlığı Merinos’un isim hakkını satışa çıkardı.
Şehrin markalarına sahip çıkmaksa, işte size marka, işte Atatürk’ün Bursa’ya emaneti…
Herkes kolları sıvayıp Bursa’nın bu çok önemli değerinin isim hakkını satın almak için birlik olmalı.
Bizim şehirde pek olmaz öyle içinde rant olmayan işlere gönüllü olmak, bizim şehirde daha ziyade gönüllülük maskesi kullanılarak nereden ne kar edilir gayesiyle hareket edilir.
Bu kez ‘Her şey Bursa için…’ diyerek kendi ceplerini düşünenlerin bir kenara çekildiği ve gerçekten şehri düşünenlerin bir araya geldiği bir oluşum olabilecek mi, bu önemli markanın isim hakkını geri alabilecek mi, yakın takipçisi olacağız…