Bir süredir delege seçimleri ile hayli meşgul olan İYİ Parti’de seçimlerin harareti söner sönmez muhalif hareketlilik başladı.
Dikkat çekici muhalefet tarzı ile hem genel merkezden hem de delege seçimlerinden anlaşıldığı üzere parti tabanından olumlu karşılık bulan İYİ Parti Bursa İl Başkanı Selçuk Türkoğlu, ülkede ekonomiden anlayan anlamayan herkesin dilinde olan bir gerçeği TÜİK’in önünde;
“TÜİK yalancılıkla Pinokyo’yu da geçti” diyerek duyurdu.
Doğru söze ne denir…
Alışverişini kendisi yapan, bunu yaparken de market market dolaşarak daha ekonomik olanını arayan bir vatandaş olarak şunu söyleyebilirim ki; ekim ayında bir paket kahveye tam 4 lira zam geldiğini gördü bu gözler. Bulaşık deterjanı altından pahalı. Şampuanları hiç sormayın. Bu gidişle kokuşacığız endişesindeyim, ama kahve içmeye kimseyi davet edemeyeceğimize göre halimizi gören olmayacak nasılsa diye avutuyorum kendimi…
İşin içinden çıkamayınca şakaya da vuruluyor, fakat gerçekten bıçağın kemiğe dayandığı yerde dar gelirli.
TÜİK’in açıkladığı yıllık yüzde 85.51 enflasyon ile ENAG’ın açıkladığı yıllık yüzde 185.34 enflasyon arasındaki farkı vurgulayan Türkoğlu,
“Domates, biber, patlıcan, soğan, patates, marul, maydanoz… Bunların hepsi lüks oldu lüks!
Vatandaş masasına çoban salata bile yapıp da koyamaz oldu, siz neyin kafasını yaşıyorsunuz?
Makarnada bile fiyatlar geçen ay tam 12.72 yükseldi. Yumurtada yüzde 9.62; Şebeke suyunda da yüzde 7.17 oldu. Yani evimizdeki çeşmelerden bile dert akıyor dert!” diyor.
Hemen bir parantez açmak istiyorum burada;
Sahi, neden suya yüzde 7.17 artış geldi? Ankara’da su yüzde 50 ucuzladığına göre ben bir indirim beklerdim su bedellerinde. Çünkü Ankaralı’nın canı can da bizimki değil mi? Hızla tüm AK Partili belediyeler su bedellerini yarıya indirmelidirler ve hatta bunu AK Partili belediye meclis üyeleri önermelidir ki, tüm vatandaşlar Ankaralılar kadar kıymetli olduklarını hissetsinler derinden.
Kapatalım parantezi.
“Kadın giyimde yüzde 12.38, erkek giyimde yüzde 9.40’lık artış var, vatandaş ikinci el kıyafet bakmaya başladı. Kırtasiye ve çizim malzemeleri de yüzde 11.79 yükseldi. Millet artık okulda çocuk değil, dert okutuyor!” diyen Türkoğlu çarşı pazarın halini özetliyor söyledikleriyle.
Sosyete pazarlarının yerini ikinci el pazarlarının aldığı, internet ortamından ikinci el satışların yaygınlaştığı, terzilerin, ayakkabı ve çanta tamircilerinin en makbul olduğu zamanlardan geçiyoruz. Hele hele okul masrafları boyu öylesine aşıyor ki, vatandaş rakamların altında boğuluyor.
İşin daha da ilginci TÜİK’in açıkladığı aylık artış oranı yüzde 3.54 iken bahsedilen rakamların en düşük artış oranına sahip olanının yüzde 9.11 olması.
Artık nasıl bir hesap yapıldı da 3.54 oranı bulunduysa…
Hoş, böyleyken dahi son 24 yılın en yüksek enflasyon oranı olarak açıklanıyor.
“Vatandaş seni, milletin parasıyla milleti kandırıp aldatan, zavallı bir algı kurumu olarak tanıyıp belleyecek!” diye sesleniyor TÜİK’e Türkoğlu.
Toplumumuza has balık hafızamız izin verirse söyledikleri doğru. Olmazsa, herkesin yanına kar kalacak yaşananlar.
Çünkü TÜİK’in açıkladığı rakamlar memurundan işçisine, emeklisine kadar aylıkla çalışan tüm kesimlerin maaşlarının belirlenmesinden bir kriter. Enflasyon oranında yapılıyor maaş artışları. Bu da demek oluyor ki; gerçekçi olmayan enflasyon açıklamaları ile vatandaşın cebindeki para her ay biraz daha azalıyor. Bu açıklamalar nedeniyle vatandaş her ay biraz daha az erzakla dönüyor evine.
Türkoğlu TÜİK’in önüne söylenen yalanları temsilen bir Pinokyo götürmüş. Eksik olmuş sanki…
Bence bir dahaki ziyarette Daltonları da alsın…