Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Bir değişik seçim, bir değişik yayıncılık

Sürekli olarak değişik havasına vurgu yaptığımız seçim ben bu yazıyı yazdıktan yaklaşık 20 saat sonra başlamış olacak ve bizler bu kez sadece seçim atmosferinin değil seçimin bizzat kendisinin, dolayısıyla seçmen tercihlerinin de benzeri bir gariplik içinde olduğunu anlatan yayınlar yapacağız.

Seçmenin önemli bir bölümünde ciddi bir kırgınlık, küskünlük ve hepsinden daha kötüsü de umursamazlık var. Siyasiler ve basın ‘seçim vaaaarrrr’ diye kendini yırtarken gelecek kaygısındaki gençler, evindeki tencereyi nasıl kaynatacağının hesabını yapan kadınlar yani vatandaşın en mağdur kısmı bu karmaşanın içinde hangi gün oy kullanacağının dahi farkında değil, bu durumdan rahatsız da değil, zira öyle bir bıkmışlık var ki, hiçbir şey umurlarında değil…

Muhalif seçmen mayıs ayındaki genel seçimlerde yaşadığı hayal kırıklığının hesabını sandığa küserek kesecek siyasilere. Burası bariz. Son hafta yapılan bütün çalışmalar küskün muhalif seçmeni yeniden sandığa yönlendirmek üzerine kurgulandı. Başarılı olundu mu göreceğiz…

Sandığa küsme eyleminden partisini göz göre göre darmadağın eden Meral Akşener de alacak nasibini. Unutuldu sanılmasın…

Bu durumun iktidara yarayacağını düşünüyorsanız bence yanılıyorsunuz, iktidar partisini destekleyenler de öyle bir umursamazlık içindeler ki, nasıl olsa bizim partimiz kazanacak ve yine bizim gemimiz yürüyecek diyerek çıktıkları yolda, artık kimsenin inanmadığı yalanların, ekonominin düzelmeyeceğinden emin olmaların bedelini; ‘Elim başka partiye oy vermeye gitmiyor, bunlara da oy vermeyeceğim. En iyisi sandığa gitmemek’ diyerek ödetecek siyasilere.

Tezimi bazı verilerle de destekleyebilirim…

Bakınız, Oy ve Ötesi, geçtiğimiz Mayıs ayında Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunda 28 Mayıs günü tam tamına 210 bin gönüllü ile sandık güvenliğini sağlamak üzere çalışmış bir oluşum. Büyük ümitlerle bir şeylerin değişeceğine yönelik inancın yükseldiği atmosferden bahsediyorum.

Aradan yaklaşık bir yıl geçtikten sonra yapılacak yerel seçimlerde tüm Türkiye genelinde bulabildikleri gönüllü sayısı 30 bin civarında.

Gönüllü sayısındaki düşüş de, değişime yönelik umutlardaki kırılma da görülecek ve ölçülecek kadar bariz.

Siyasi partilerdeki sandık müşahidi, sandık görevlisi, hukuk danışmanı karmaşalarını daha önceden yazdığımdan bir kez daha değinmek istemiyorum. İşin o kısmının içinden hiçbir siyasi partinin tam olarak çıkabildiğini düşünmüyorum.

Fark büyük, ilgi düşük…

Gözlemci olarak bütün vatandaşların oylarına sahip çıkmak adına oy kullanma işlemi bittikten sonra sandıkların başında bulunma hakkının olduğunu bir kez daha hatırlatalım ve bu seçimlerin biz gazeteciler açısından da yepyeni bir kapıyı aralayabileceğinin altını çizelim…

İnternet mecraları kanalıyla yapılan yayınlardan seçim sonuçlarını ve sonuçlarla ilgili yorumları takip etmek fikri bu seçimlerde göreceğimiz yeniliklerden.

Eeee… Günümüz internet medyacılığının elinden telefonu düşmeyen Türk halkı açısından en favori olduğu dönemlerden, dolayısıyla seçim yayıncılığının sadece ana akım medyaya kalması durumunun bozulması, ana akım medyanın seçim yayıncılığı tahtının yıkılması zaten an meselesiydi.

Bu sene o sene olabilir…

Bizim Norm Haber olarak yerelde yaptığımız seçim yayıncılığının bir benzerinin ülkenin sevilen ve artık kendisini bağlayan ana akım medya kanallarında gazetecilik yapmak yerine sadece kendisine ait mecralardan okurlarına seslenen gazetecileri tarafından yapılacak olması sevindirici ve rekabetçi bir gelişme bana göre.

Bu durum, medyanın yıllardır tartışılan ‘patronluk’ müessesine de yepyeni bir alternatif oluşturabilir.

Cüneyt Özdemir ve Fatih Altaylı’nın YouTube kanalları bir süredir gazetecilik ve yayıncılık anlamında rüştünü ispatlamaya çaba harcıyordu, bu noktada iyi bir ivme de yakaladılar. Şimdi sıra işi başka bir aşamaya taşımaya geldi. Seçim gecesi yayını…

Klasik televizyon kanalları gibi canlı yayın yapacak, sonuçları hızlı biçimde vermeye çabalayacak, konuk alacak, çeşitli noktalardan bağlantılar gerçekleştirecek, bir seçim gecesi ilk defa yapay zekâ kullanacaklar.

Eğer bu iş tutarsa yayıncılık konusunda yepyeni bir yol açılabilir tüm gazeteciler açısından. İzleyicinin merakını uyandırmayı başarırlarsa, bu tür yayınları kişisel mecralar olmaktan çıkarıp, kurumsal bir yapıya doğru götürebilir süreç.

Buradan yerele de bir pay çıkartıp fark yaratan, iyi yayıncılık yapan, yerelde ve ulusalda sevilen sima olmayı başaran, gazetecilik açısından tartışmasız dürüstlük sunan herkesin ve her kurumun bir şansı daha olacaktır demek istiyorum.

Bu kez yayınlarımızı yaparken bir yandan seçim heyecanını bir yandan da yayınlarımıza gösterilecek ilginin heyecanını yaşayacağız hep birlikte…

Hadi bakalım, herkes sandık başına, biz de görev başına o halde…

HABERLER