Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Bir şey yapmalı da nasıl?

İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesinin ‘Kaçak yapılaşma ve kentsel dönüşüm’ ana başlığı altında düzenlediği, konuya ilişkin bir de değerlendirme raporu sunduğu toplantısının çok konuşulacağını söylemiştim.

Öyle de oldu.

Toplantıyla ilgili bir yazı yazmıştım zaten, ancak konular öyle yoğundu ki, benim açımdan ikinci bir yazı mecburi oldu.

Ülkenin en çok hırpalanan, adeta kaçak yapı cennetine dönüşen, sadece konutların değil sanayi bölgelerinin dahi kaçak olarak inşa edildiği, hiçbir şey olmazsa sanayi bölgelerinde ‘sundurma’ diye başlanıp devam edilen kaçak inşaatların giderek artığı şehri Bursa!

Bir şeyler yapılması gerekiyor, orası kesin!

Yapılacak da nasıl…

Bir yanda övünülemeyecek geçmiş, bir yanda devam eden yaşam, bir yanda planlanması gereken gelecek duruyor önümüzde.

Bu noktada CHP’li belediyelerin işi Bursa’da gerçekten zor, çünkü pek çok ilçede ve Büyükşehirde yaklaşık 20 yıldır muhalefet ettikleri işlerin karşısında durmaları gerekiyor. Bunu yaparken de mevcut düzene bir biçimde ayak uydurmuş akışın yeni düzene tereyağından kıl çeker gibi rahatça geçmesinin sağlanması beklentisi hakim…

Ben de çok merak ediyorum tüm bunlar nasıl olacak diye…

Toplantının detaylarına dönecek olursak; efendim Nilüfer Belediyesi’nin ilçeyi yeniden yapılandırırken akademik odalara danışmak, akademik görüşler alarak ilerlemek adına oluşturmak istediği bir akademik kurul vardı hatırlar mısınız bilmem. Kurul henüz kurulmadı ama;

Meslek odaları hukuka, tekniğe ve bilime bağlı kalmak gibi bir sorumluluğa sahiptirler bu yüzden hukuki olmayan çözüm adı altında üretilen uygulamaların içerisinde bulunmayacağımızı buradan bir kez daha duyurmuş olalım” sözlerini sarf eden İMO Bursa Şube Başkanı Serdar Atilla Erdem’i dinleyince İMO Bursa Şubesi bahsi olunan akademik kurulda bulunmak konusunda çekinceler mi taşıyor sorusu geldi aklıma…

‘Bir kaçak yapı cennetine dönüşen Bursa’da parsel parsel sorgulama yapmayı ve konuları bu biçimde yargıya taşımayı doğru bulmuyoruz’ diyor Başkan Erdem.

Şehrin çarpık yapılaşması konusundaki mücadele biçiminde ayrışan odaların ortak paydasının Kestel’deki Soğuksu ve Seymen mahallelerinde oluşturulması için uğraşılan ‘Sanayi ve Depolama Alanı’na itiraz olduğunu belirtmekte fayda var.

Hemen hatırlatayım, bendeniz buraya Doğu TEKNOSAB’ı diye bir isim koydum. Zira bölgenin girişindeki tabelada buranın yüksek teknoloji bölgesi olduğu yazıyor.

Sanayi arsa taleplerinin mevcut sanayi bölgeleri tam olarak dolmadan istenmesini iyi niyetli bir yaklaşım olarak kabul etmemiz mümkün değildir. Yeni sanayi alanları şeffaf bir şekilde belirlenip bunlar sadece kent içerisinde kalan deprem riski barındıran atıl duruma gelmiş sanayi bölgelerinin merkezden uzaklaştırılıp taşınması için açılmalıdır ve bu uygulama sonucunda kent içinde boşalan sanayi bölgelerinin kentsel dönüşüm için rezerv alan olarak değerlendirilmesi en önemli önerilerimizdendir” diyen Erdem’in rezerv alan önerisi bence gayet yerinde.

Şehrin içinde ciddi bir kentsel dönüşüm ihtiyacının mevcut olduğu ortada. Bursa’nın yarısı Altıparmak Çarşamba Kentsel Dönüşüm Projesinin ne zaman ve ne biçimde hayata geçeceğine yönelik duyumları dört gözle bekliyor. Gerçi Erdem’in yaptığı açıklamaya göre konu şimdilik fikir alışverişi boyutunda takılı kalmış görünüyor.

Fakat böylesine büyük ve yoğun bir bölgeyi rezerv alanlar oluşturmadan dönüşüme sokmanın mümkün olmadığının da farkında olmamız gerekiyor.

Gelelim sanayi bölgelerinin taşınması meselesine…

Ben şimdiye kadar şehrin herhangi bir yerinde oluşturulan sanayi bölgelerinin şehrin içindeki dağınık sanayinin bir araya gelerek şehir içinden taşınmasına vesile olduğuna hiç şahit olmadım.

Buna OTOSANSİT’i ya da bitmek bilmeyen Çataltepe’yi örnek gösterebilirim.

Daha baskın ve daha doğrudan bir çözüm, bağlayıcı protokoller, bazı zorunluluklar getirilmeli konuyla ilgili. Aksi halde şehir içindeki sanayinin şehir dışına alınması zor, çok zor bir iş…

Kısacası yeni sanayi bölgeleri oluşturma işinin halen köylüden tarla olarak üç kuruşa alınan arazilerin sanayi bölgesi imarı çıkartılarak 103 kuruşa satılması ile bir imar rantı sağlamaktan öte gitmediği şeklindeki düşüncemde sabitim…

Aklı selimin bu noktada benimle aynı dili konuşuyor olduğunu bilmekse tek kazancım sanırım…

HABERLER