Seçim bitti…
Şimdi sıra yeni seçimlerde…
Bu kez seçimleri sıradan vatandaş olarak bizler yapmayacağız.
Biz seçimimizi yaptık, ülke olarak ciddi anlamda tehlikeli gördüğüm bir sürecin içerisine sürüklendik kendi isteğimizle. Artık iki kutuplu bir Türkiye’den rahatlıkla bahsedebiliriz. Üstelik bu iki kutbu din, mezhep, milliyet, cinsiyet gibi ayrımlardan ari tutarak yapıyorum.
Çok yakın zamanda daha net gözlemlemeye başlayacağımız ve o zaman adını daha net koyabileceğim bir kutupluluk hali bu…
Kısaca şöyle özetleyebilirim; ‘Biz artık doktor beğenmiyoruz, doktor dövebiliyoruz…’ diyenlerle ‘Bu sistemin içinde yaşayamıyoruz, boğuluyoruz…’ diyenler arasındaki kutuplaşma bahsettiğim.
Neyse, işin bu yanını bir kenara koyarsak, bundan siyasi partilerin kendi içlerinde seçim süreçlerine gideceklerini söyleyebiliriz…
Altılı masanın küçük ortaklarının Meclis’te gurup oluşturmak adına nasıl bir araya geleceklerine yönelik bir seçim yapmaları gerekiyor mesela. Çünkü görünen o ki, son derece başarılı bir pazarlık sonucunda aldıkları oy oranının çok üzerinde milletvekili sayısına ulaşsalar da tek başlarına grup kurabilir durumda değiller.
Bu noktada önlerinde bir siyasi partinin çatısı altında toplanmak ya da yeni bir çatı partisi kurmak gibi iki yol var. Hangisini tercih edeceklerini ise zaman gösterecek.
İYİ Parti’nin içindeki muhalefetten birkaç yazıdır bahsediyorum. Dün aldığım duyumlara göre muhalif kanadın güçlü isimlerinden partinin Genel Başkanı Meral Akşener’e istifa et çağrısı yapılmış bile.
Akşener bu çağrıya uymasa dahi önümüzdeki kurultayda karşısına yeni bir adayın çıkma ihtimali giderek kuvvetleniyor gibi. Aklımdaki soru, Akşener’in karşısına çıkacak ismin kim olacağına odaklanıyor şimdilerde…
Gelelim yılların ana muhalefet partisi CHP’ye…
İlk olarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun sosyal medyasında paylaştığı videosunu izledim. Ana tema; ‘Aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar beklemeyeceğiz’ cümlesinde gizliydi bence.
Bu ana temadan yola çıkarak, bir sonraki seçimlerde neredeyse 80 yaşına varacak olan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun elindeki son kozu oynadığını ve artık emekli olma zamanının geldiğini düşünebiliriz gibi geliyor bana.
Yerelde ve genelde CHP örgütünün değişim için uzun zamandır beklediğini ve sonuçların ilan edilmesinin hemen ardından bu taleplerin dillendirilmeye başlandığını siyasetle biraz ilgilenen herkes biliyordur sanırım dün akşamdan beri.
Genel Merkezin sesini daha iyi duyabilen ulusal kaynaklardan Gazete Duvar’ın yazarı Serkan Alan’ın haberine göre, CHP’de istifa gündemli bir dizi toplantı yapılmış bile. Haberde;
“Edinilen bilgiye göre, seçim sonuçlarının değerlendirildiği toplantılarda CHP’nin MYK üyeleri Kılıçdaroğlu’na toplu şekilde istifa edebileceklerini ifade etti. CHP genel başkan yardımcılarının ‘Biz istifa edelim’ önerisine karşılık Kılıçdaroğlu’nun, “Şu an gerek yok” yanıtı verdiği öğrenildi.
CHP’nin toplantılarla geçen uzun gecesinde Kılıçdaroğlu’nun olası istifası da parti yönetiminin gündemine geldi. Bu konuda öne çıkan görüş, ‘Hemen istifa, partinin seçimlerde başarısız olduğu algısına hizmet eder’ yönünde oldu” deniyor.
Ben Kılıçdaroğlu istifa etmese dahi başlayacak kurultay sürecinin kendisinin son seçimi olacağı kanaatini taşıyorum bundan sonra.
Son olarak, seçimler konusunda gözümüz kulağımız ülkenin tüm kanallarının yönetimini elinde toplamış bir lider olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’da olacak elbette…
Zira kendisinin seçimlerden hemen önce verdiği çok önemli ve ülkenin tamamını ilgilendiren sözleri var.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve bakanlar, asgari ücrete, memur maaşlarına ve emekli maaşlarına ara zam sözü vermişti. Mutfak alev alev, bıçak kemikte, kısacası vatandaşın bu zamlara ciddi biçimde ihtiyacı var.
Misal ne denmişti? Hatırlayalım…
1 Mayıs’ta memur maaşlarına ilişkin; “Temmuzda enflasyon farkı yanında, refah payı artışını da dikkate alan bir düzenleme yapacağız. Memurlarımızı enflasyona ezdirmeme sözümüzü yine tutacağız” denmişti…
11 Mayıs’ta HAK-İŞ Konfederasyonu 15. Olağan Genel Kurulu’nda yapılan konuşmada en düşük memur maaşının 22 bin lira olacağı söylenmişti…
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, temmuz ayında yapılması beklenen asgari ücret zammına ilişkin 26 Mayıs akşamı katıldığı canlı yayında açıklamalarda bulunmuş;
“Asgari ücret aşağı yukarı 500 dolar bazında bir oran olacak. Çalışmalarımız hazır” demişti…
Yine Erdoğan, 1 Mayıs 2023’te yaptığı açıklamada emekli maaşlarına ilişkin;
“Seçimden sonra yeni Meclis’in yasama faaliyetlerine başlamasıyla 7 bin 500 liranın üzerinde emekli maaşı alanları sevindirecek haberi milletimizle paylaşacağız” demişti…
Buna göre en düşük emekli maaşı için de 10 bin TL rakamı konuşulmaya başlandı bile. Emekli bayram ikramiyesinin ise 2500-3000 TL bandına yükselmesi bekleniyor.
Erdoğan’ın seçimi de bu vaatlerin hangilerini hangi ölçüde yerine getireceği ile ilgili olacak…
Meşhur laftır; ‘Ağanın eli tutulmaz…’
Yani anlayacağınız biz vatandaşlar olarak işimizi bitirdik, seçimi kazanan tarafın da kaybeden tarafın da bundan sonra yaşamda değer vereceği konularla ilgili kafasında netleşen şeyler oldu. Bundan sonra bizi böylesi bir yola iten siyasiler düşünsün…