Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Bu araziler vatandaşa mı ranta mı?

Kira ve konut fiyatlarındaki artışın tüm Türkiye’de olduğu gibi Bursa’da da büyük dert olduğu ortada. Mesele öyle bir hal aldı ki, üniversite sınavını kazandıktan sonra yurtlara ya da kiralık evlere yerleşemeyen öğrencilerin yaptığı eylemler gibi ‘barınamıyoruz’ eylemleri yapacak neredeyse vatandaşlar.

Fiyatlardaki acımasızlığın önüne geçmek için hükümet kira artışlarını yüzde 25 ile sınırlamış olsa da sınırlamanın bir çözüm olmayacağını ve yan yollara sapmayı artıracağını hepimiz biliyoruz sanırım.

Bir çözüm daha buldu hükümet, ‘Arazi devletten ev vatandaştan’ formülü!

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, sektörün içinden gelen bir isim. Selçuk Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü mezunu. Yüksek lisans alanı ise kentsel dönüşüm.

Ancak kendisinin işin ekonomi kısmında bir hesaplama hatası yaptığını düşünüyorum.

Belki de yapmamıştır.

Bilemeyiz…

Bildiğimiz şudur ki,

İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Konya, Adana gibi illerin pilot il olarak belirleneceği arazi satışlarıyla ilgili süreç ağustos ayında başlıyor. Şimdilerde ise satışa çıkarılacak arazilerin alt yapı çalışmalarının yapıldığı belirtiliyor.

Bu demek oluyor ki, satışa çıkarılacak olan hazine arazileri belli

Şimdi gelelim işin hesaplama kısmına.

Bu arazilerin barınma ihtiyacını mevcut rakamlarla kiracı ya da ev sahibi olarak sürdüremeyecek vatandaşlara yönelik satılacağını düşünelim (Ben böyle düşünmek istiyorum). Asgari ücretin 4 bin 250 lira olduğu günümüzde en azından bin 500 lira kira veren aile, elektrik, su, doğalgaz faturalarını da eklediğinizde daha çarşıya pazara çıkmadan maaşın dörtte üçünü tüketiyor.

Karnını doyurmak için bir sonraki aya borçlu girmesi gereken vatandaş hangi parayla hangi araziyi alacak da üzerine bir de kira öderken bir yandan inşaatın sürekli artan maliyetlerini göğüsleyerek ev yapacak ve kendi evinde oturacak!..

İşte soru bu!

Bu soruyu elbette konuyla yakından ilgilenen TMMOB Bursa İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri ve Mimarlar Odası Bursa Şube Başkanı Şirin Rodoplu Şimşek’e sordum.

Bir süre önce Koordinasyon Kurulu olarak bir araya gelen, meseleyi eniyle boyuyla tartışmaya açan Bursa’nın akademik odalarının görüşleri bence son derece kıymetli çünkü.

“İyi niyetlerle yola çıkılarak ortaya atılan bir çözüm önerisi olduğunu düşünsem de, Bursa gibi arsa maliyetleri son derece yüksek iller için bu konunun yanlış biçimlerde kullanılmasının, ranta yönelik adımlar atılmasının çok mümkün olduğunu üzülerek görüyoruz.

İçinin son derece iyi ve sınırları keskin biçimde doldurulması gereken bir proje olarak değerlendiriyoruz bu projeyi. Henüz hangi toprakların satışa çıkarılacağı, vatandaşın bu toprakları hangi biçimde alacağı ve ne şekilde konut yapacağı netlik kazanmış değil.

Bunun yanı sıra hangi vatandaşın ihtiyaç sahibi olarak belirleneceği de net değil. İşin içine müteahhitlerin girmesi durumunda proje başka noktalara yönelebilir.

Çok sıkı takip edeceğimiz, gözümüzün sürekli üzerinde olacağı bir proje olacak” diyor Rodoplu.

Akademik odalar detayları olmayan projelerden, kervan yolda düzülür mantığından hep endişe ederler ve endişeleri de hep haklı çıkar. Çünkü kervanlar yolda düzülürken vatandaşın lehine sonuçlar çıkmaz çoğunlukla.

Tarım ve orman arazilerinin inşaat alanı olarak kullanılma ihtimalinden de endişe duyuyor Şirin Rodoplu Şimşek.

Kendisine hak vermemek mümkün değil.

İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Ülkü Küçükkayalar ise çok net bir özetleme yapıyor olagelen duruma ve endişelere yönelik;

Tüm yönetim kademelerinde geniş katılımlı toplantılar düzenleniyor ve bizlerin de görüşleri alınıyor, ancak bu görüşler ne kadar uygulamaya yansıyor, orası tartışılır. Hazine arazilerinin vatandaşlara satışında da aynı tanım geçerli. Başlığı olan, içi boş bir metne benziyor proje. Biz detaylarını bilmiyoruz ve detayların hem şehrimize hem de vatandaşımıza zarar verici biçimde ranta dönüşmesinden endişe ediyoruz!”

O halde, bu konuyu tüm açıklığı ile madde madde anlatarak kamuoyunu bilgilendirmek, müjdeler vermekle aynı oranda önemli bir görev.

Öyle değil mi?

 

 

 

 

 

HABERLER