Çok uzun zamandır Bursa’nın nasıl ve kim ya da kimler tarafından planlandığını, planlanmaya çalışıldığını, planların belediyeler kanalıyla mı yoksa Ankara merkezli mi yapıldığını konuşup tartışmaya, yazmaya çalıştık bu köşeden.
Aslında her şey öylesine karmaşık ki…
Karmaşıklığın sebebi ise çok açık; bu şehrin ‘Anayasa’ diye tabir edilebilecek, 1/100 binlik çevre planı yok.
Evet, yanlış duymadınız, Bursa gibi sürekli gelişen bir şehir 2 yıldır küçük düzenlemeler denilecek planlamalarla idare etmeye çalışılıyor. Bu nedenle de şehrin hiçbir sorunu tam olarak çözülemediği gibi pek çok hata yapılıyor.
Çok iyi hatırlıyorum, geçmiş dönem Büyükşehir Belediye Başkanı Erdem Saker döneminde son derece geniş katılımlı, ciddi tartışmaların yaşandığı bir sürecin ardından hazırlanmıştı 2020 Çevre Düzeni Planı. Uygulama sürecine geçildiğinde, zaman içerisinde pek çok kez ihlal edilse, üzerinde 300’e yakın delik de olsa, bir anayasa mevcuttu. 2022 yılını geride bırakmaya hazırlandığımız şu süreçte söyleyebiliriz ki, iki yıldan beri Bursa’nın başına ne geliyorsa plansızlıktan geliyor.
Şehrin 2040 çevre düzeni eylem planının hazırlanması için 2020 yılında kolların sıvandığını, pandemi sürecinde askıya alınmış olsa da sonradan hız verilerek yapılan toplantıların ana mahiyetlerini de yazılarıma konu ettim pek çok kez.
En son akademik odaların bazıları plan görüşmelerine dahil edilmedikleri için tepki göstermiş ve planı yeterince geniş katılımlı bulmadıklarını belirtmişlerdi.
Buna karşı geliştirilen argüman ise çok geniş bir katılım gözetildiğinde çok çatışmanın olduğu ve planın aciliyeti nedeniyle katılımın daha sınırlı tutarak hızlı yol almak çabasının gözetildiği yönündeydi.
Bugün bu tartışmaların arasında Merinos AKKM’de yapılıyor bahsettiğim toplantı.
Bursa Büyük Şehir Belediyesi İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanlığı Şehir Planlama Şube Müdürlüğü’nce düzenlenen Bursa Çevre Düzeni Planı Tematik Değerlendirme Çalıştayı’nda, ulaşan, üreten, yaşayan, yaşatan Bursa başlıkları konuşulup tartışılacak.
Neredeyse tüm masalara Şehir Plancıları Odası davetli elbette. Bunun yanında İnşaat Mühendisleri Odası, Mimarlar Odası, Maden Mühendisleri Odası, Ziraat Mühendisleri Odası, Çevre Mühendisleri Odası, Jeofizik Mühendisleri Odası, Peyzaj Mühendisleri Odası, Jeoloji Mühendisleri Odası kendi alanlarının çalışma kapsamına giren masalarda söz söyleyecekler arasında.
Amaç hata yapmamak…
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın söylediği “Bursa bundan sonra yapılacak bir hatayı daha kaldıramaz” sözüne yürekten katıldığımı daha önce de belirtmiştim.
Elbette bu noktada hatadan ne anladığınız da çok önemli.
Benim hatadan anladığım, şehrin daha fazla doğal ve tarihi doku kaybına tahammülünün olmadığı.
Burası çok net benim için.
Bu planlarda en çok merak ettiğim ise bir biçimde kahverengi lekelerle işaretlenen RAMSAR alanlarının yapılaşmaya açılıp açılmayacağı.
Gerçi bu konuyla ilgili görüşünü aldığım Şehir Plancıları Odası Bursa Şube Başkanı Murat İlkme, sulak alanlar konusunda böyle bir durumun oluşmasının mümkün olmadığı konusunda kesin bilgiler verdi. Yine de Göçebe Oyunları için hazırlanan devasa platformun hemen göl kenarına kuruluvermesi, ardından da bir kahverengi leke ile 1/100 binlik plana işlenmesi gözümü korkuttu.
Gözümüzü korkutan tek bir gündem maddesi yok tabii ki.
Ankara’dan yapılan planlamaların şehre yansımaları bertaraf edilebilecek mi bu da benim için çok önemli.
Gelelim neler olup bittiğine.
Bir kere toplantıda kullanılan veriler güncel değil. 2010 yılına ait. Verilerin acilen güncellenmesi en önemli istek olmuş. Aksi halde doğru biçimde ilerlemek zaten mümkün değil.
Bir de kurumlar arasında farklı veriler karşı karşıya geliyor. Sanayi doluluk oranları BTSO verilerinde yüzde 90 düzeyinde görülürken, Bursa Büyükşehir Belediyesi verilerinde yüzde 60-65 düzeyinde. Buraya da bir netlik kazandırılması gerekiyor.
“Ulaşan Bursa” masasında çalışan İKK Sekreteri ve Mimarlar Odası Bursa Şube Başkanı Şirin Rodoplu Şimşek;
“Şehir içinde dağınık sanayinin şehre yük yarattığı herkes tarafından kabul edilen bir gerçek, sanayi bölgelerinin batıda, işçi kesiminin yerleşim alanlarının ise doğuda olması da trafik yükünü artırıyor. Sanayi bölgelerinin dehidrasyonu ve derlenip toplanması konuları çok elzem konular. Bu noktada iki ulaşım planı ile şehrin rahatlatılması düşünülmüş. Kuzeyde yapılacak bir yol ve doğunun batıya şehir içine girmeden ulaşmasını sağlayacak alternatif bir yol var gündemde. Bazı katılımcılar da ‘güney çevre yolu’nun yeniden gündeme alınması önerisinde bulundu” diyerek aktardı toplantının ulaşım konusundaki gündemini.
Fakat önemli bir soruna da dikkat çekti Şimşek; çözümlerin büyük bölümü plan sonrası yapılacaklar listesinde yer alıyor. Plana işlenmemiş! Misal TOKİ’nin son hazine arazilerini imara açma atağı da yok planda.
“Gördük ki, Bursa Büyükşehir Belediyesi çözümlerini koymuş, listelemiş. Ama hep 100 binlik plandan sonra yapılacak stratejiler içine koymuş bunları. Bu konuları mutlaka 100 binlikten önce yapması lazım. Nasıl olacağının tanımı olmalı. Kervan yolda düzülür doğru bir yaklaşım değil!” diyor Şimşek.
Şeffaf olmanın şehir planlaması açısından çok önemli olduğunun altını çiziyor Mimarlar Odası Başkanı ve diyor ki;
“Şu an kurguda olan ilave sanayi bölgeleri olsun, TOKİ konut bölgeleri olsun, bunların hepsinin haritada işli olması lazım. Şeffaf olmak en önemlisi. Burada şu an gizlenen ama Bursa için planlanan kararlar varsa, bu anlamsız bir plan olur. Bazılarının bildiği, genelin bilmediği şeyler bu kent için hep sıkıntı olmuştur. Bu kez aynı hataları yapmayalım!”
Hal böyle olunca planın Aralık ayına yetiştirilmesi gibi bir derdin de olmaması lazım kanaatimce. Zaten çalıştaylar daha yeni başladı ve devamı gelecek. Bu plan 2023 yılında şekillenir diye düşünüyorum.
Hadi bakalım hayırlısı…