Günlerce Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde tartışılan, ancak tüm tartışmalardan sonra hiçbir geri adım atılmadan, sadece genellemeden kedilerin ayıklanması ile bir türün kurtarılabildiği sahipsiz hayvanlara yönelik ölüm fermanı niteliğindeki kanun ile birlikte başlayan kötü gidişatlı sürecin ihmaller zincirine takılan feci sonucunu gördük Gemlik’te…
CHP’li bir belediye olunca, hani öyle kapıların sökülmesi, sazların çalınıp türkülerin söylenmesi, bisikletle Gemlik turlarının atılmasının ardından böyle elim bir olay yaşanınca insanın içi daha çok acıyor.
Mesele şöyle ilerliyor; kanunun uygulayacağını söyleyen AK Partili belediyeler de, uygulamayacağını söyleyen CHP’li belediyeler de büyük bir tıkanıklık içindeler. Sokaktan köpekleri toplasalar suçlular, kısırlaştırdıktan sonra bıraksalar suçlular… Kısırlaştırıp, tedavi edip barınaklarda tuttuklarında ise ciddi biçimde tıkanıyorlar. Çünkü bir başka hayvanı barınağa almaları için birinin ölmesi gerekiyor!
Hiçbir yerinde ölümden bahsedilmeyen kanun Bursa Veteriner Hekimler Odası Başkanı Melike Baysal’ın “Devletin belirttiği rakamlardan yola çıktığımızda ülkemizde 4 milyon 500 bin sahipsiz sokak hayvanı bulunuyor. Yine devletin rakamlarından yola çıktığımızda ülkemizde 105 bin hayvan kapasiteli 355 barınak mevcut. Şimdi ben de soruyorum; sokaklardan toplamamız emredilen 4 milyon 395 bin sahipsiz hayvanı nereye koyacağız?” soru cümlesine bir açıklık getirmiyor.
Öldür demeden öldürmeyi mecbur kılan bir kanunla baş başa kalmış olmak en başta kanunun çıkmasına vesile olan herkesin bu işte dahlinin ve suçunun olduğunu gösteriyor.
Gelelim işin diğer tarafına…
Elbette bir bilen olarak, bir veteriner olarak Melike Baysal’a danıştım öncelikle. Gözlemi köpeklerin açlıktan ziyade yaşam alanını koruma içgüdüsü nedeniyle böyle bir eylemi gerçekleştirdiği yönünde oldu.
“Köpeklerin besin zincirinin içinde kendi türleri yer almaz aslında. Gördüğüm kadarıyla oradaki köpekler açlıktan daha ziyade dar bir alanda çok fazla köpeğin kapalı tutulması nedeniyle bir sürüleşme ve içgüdülerin harekete geçmesi neticesinde alanlarını korumak için böyle bir davranış modeli sergilemişler” diyor Baysal.
Elbette işin içinde ihmal var.
Köpeklerin öylesine kalabalık biçimde bir arada kalmaları doğru değil en başta. Üstelik bir köpek diğer köpekler tarafından parçalanırken çıkan sesleri duyup müdahale etmesi gereken personel son derece ihmalkar. Tüm bunların sorumlusu olarak kurumun başında bulunan yetkilinin de ihmali mevcut.
Fakat ihmaller zincirinin bir halkası da Gemlik Belediye Başkanı Şükrü Deviren’e dayanıyor. Hem hayvanseverler hem de Veteriner Hekimler Odası Bursa Şubesi kendisine olacakları anlatmaya çalışmış defalarca. Ancak pek dikkate alınmamışlar.
Konuyla ilgili Bursa Veteriner Hekimler Odası Yönetim Kurulu adına Başkan Veteriner Hekim Melike Baysal;
“Son günlerde, ne yazık ki içlerinde Bursa’nın da olduğu barınak haberleri toplumun bu konuda duyarlı kesimlerini insanlığından utandırmaya devam ediyor. Ölüm kanununun çıkmasına neden olanların iddia ettikleri gibi Türkiye’de ne kuduz artıyor, ne hidatik kist artıyor ne köpek saldırıları ne de köpek kaynaklı trafik kazaları artıyor, artan sadece bu kanun nedeniyle duran kısırlaştırmaların sonucunda yine köpek sayısı ve yine köpek ölümleri!
Ölümü güzelleştirmek için ‘’ötanazi’’ diyen, koşullarını ‘’kanuni ve tıbbi’’ diyerek genişleterek kanuna dolaylı olarak yerleştirenler yüzünden, köpeklere uygulanan şiddet arttı, hayvanları kasten öldürmek yeniden normal hale geldi. Toplumda zaten artmış olan şiddet eğilimi daha da körüklendi.
Ve yine kanunu destekleyenlerin büyük bir vicdansızlıkla ortaya attıkları ‘’çocuk mu köpek mi’ gibi akla mantığa sığmayan tartışmayı da hatırlayalım; çocuklar köpekler nedeniyle değil ama Narin gibi annesinin evinde, bazı yeni doğanlar gibi sağlık hizmeti ve hayat vermesi gereken hastanelerde ya da henüz 7 yaşındaki Şirin gibi mezarlıkta tecavüz edilerek ölmeye devam etmektedir.
Olacak dediklerimizin tamamı olmaya devam ediyor, kısırlaştırmalar azaldı, toplumsal barış bozuldu, halk ve belediyeler, veteriner hekimler karşı karşıya gelmeye devam ediyor. Biz buna izin vermemek için direnmeye, bu konuda sözümüzü söylemeye devam edeceğiz, yaşatmak üzerine yemin etmiş bir mesleğin, sırf birileri istedi diye, bilime karşı durarak ölümle anılmasına izin vermeyeceğiz.
Belediyelerde görevli meslektaşlarımıza sesleniyoruz;
Çok zor bir süreçten geçiyorsunuz, geçiyoruz, bu dönemde daha duyarlı, daha gayretli olmak, daha çok çalışmak zorundasınız, çok zor olduğunu biliyoruz ama Bursa Veteriner Hekimler Odası olarak yanınızda olduğumuzu, sesiniz olmaya hazır olduğumuzu bilmenizi istiyoruz. Görevini ihmal eden belediye başkanı ya da görevlisine görevlerini hatırlatmaya hazırız. Yeter ki sizler yaşamdan yana olun, meslek yeminimizi her saniye aklınızda tutun.
Ve Belediye Başkanlarına sesleniyoruz;
Gemlik örneğinde olduğu gibi, hayvanseverleri yanınıza alıp, savcılığı çağırıp sorumlu veteriner hekimi ya da müdürü görevden alarak basın açıklaması yapmak görevini yerine getirmek değildir, geride kalan personel ne olacak?
Beklentimiz, belediye başkanlarının veteriner hekim kıyımı yapması değil, sorunun asıl sebebi olan 7527 sayılı yasaya karşı çıkmalarıdır. Barınakların sokaklardaki köpeklerin toplanıp hayvan refahı gözetilerek bakılmasına uygun olmadığını sürekli olarak dile getirmeleridir.
Köpeklerin kalabalık gruplar halinde bir yerlere kapatılmasının kaçınılmaz sonucunun bu olduğunu defalarca dile getirdik, doğal yaşam alanları yapıp dişi erkek köpekleri ayırdığınızda bu manzarayla daha çok karşılaşacaksınız.
Açlık ya da anksiyete nedeniyle köpekler birbirini parçalarken sessiz kalan, müdahale etmeyen personeli de kabul edemeyiz.
Bizler, hangi şehirde olursa olsun, görev ihmali olan, meslek etiğine uymayan personelin de meslektaşlarımızın da yanında durmayacağız, bu bizim mesleğimize, bizden önceki ve sonraki veteriner hekimlere karşı sorumluluğumuzdur. İdari görevi olan müdürler, personele görevini hatırlatmakla yükümlü olduğu gibi, personel de barınağa girdiği andan itibaren kendilerine emanet olan canlılara karşı sorumluluklarını yerine getirmekle yükümlüdür.
7527 sayılı kanun bir an önce Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmeli, 5199 etkin olarak uygulanmaya başlanmalı, kamu destekli barınak projeleri gündeme gelmeli, belediyelere ayrılan kısırlaştırma bütçesi arttırılmalı, agresif karakterli köpeklerin barınakta yaşamlarına müsaade edecek şartlar hazırlanmalı ve kırsalda bir an önce kısırlaştırma çalışmaları hızlandırılmalıdır.
Tüm belediye başkanlarını bizimle birlikte bu yasaya karşı durmaya davet ediyoruz” şeklinde bir açıklama yaptı bugün.
Bunun üzerine söyleyecek söz bulamıyorum.
Aynı sorun başka belediyelerin barınaklarında da yaşanacak, durum gün gibi ortada. Kimi vakalar tespit edilecek, kimilerinin üstü örtülecek, fakat bu gerçekleştikleri gerçeğini değiştirmeyecek.
Bu nedenle herkes sorumluluk bilinciyle hareket etmek için kolları sıvasın bir an önce. Sonuçta 9 ay oldu göreve geleli…