“-Bağımsız yargı, yargı organlarının kendi kararlarını dış etkilerden etkilenmeden, adil ve tarafsız bir şekilde verebilmesidir.
-Bu, yargı organlarının diğer devlet organlarından, özellikle de yürütme organından bağımsız olması anlamına gelir.
-Türkiye’de bağımsız yargı, Anayasa ve yasalar tarafından güvence altına alınmıştır. Anayasa’nın 9. maddesi yargı organlarının bağımsızlığına vurgu yaparken, 138. maddesi yargıçların bağımsızlığını ve tarafsızlığını korumak için özel düzenlemeler getirmektedir.
-Ayrıca, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler de yargı bağımsızlığına ilişkin hükümler içermektedir”
5 Nisan Dünya Avukatlar Gününde ülkede en çok tartışılan konu yargıdaki tarafsızlık ve adalet terazinin doğru tartıp tartmadığıyken, yazıya resmi kaynakların net tanımlamalarıyla başlayayım dedim.
Olması gerekeni şöyle bir hatırlayalım, hafızalarımızı tazeleyelim, kara kaplı kitapta neler yazdığını bilelim istedim.
Gördüğünüz gibi yargı bu ülkede her zaman bağımsızdı…
Şimdilerdeyse hukuktan bağımsız…
Adalet denilen kavramın herkese eşit davranmak, bu süreçte dezavantajlı grupları desteklemek olduğu düşünüldüğünde, yaşadıklarımızla bu tanımı örtüştürmek benim için hayli zor.
Son günlerde öyle çok olay üst üste gelerek bu kavramı örseledi ki, ülkede bağımsız yargıdan söz etmek ancak bir avuç iltimaslı grup için anlam kazanırken, geri kalanlar için bu cümle sadece kederli bir gülümseme ve adalete hasret ufka doğru bir bakışı temsil ediyor.
Bugün 5 Nisan Dünya Avukatlar Günü…
Tıpkı biz gazeteciler gibi kendi söküğünü dikemeyen terzi misali, daha kendi meslek grubu için adaleti sağlamayı başaramayan avukatların günü.
Kendi meslek günlerini kutlarken, ‘Savunmanın Bağımsızlığı ve Hukuka Saygı’ sloganıyla yürüyen, ‘Hak, hukuk, adalet, susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz’ sloganlarını atan avukatların günü.
81 ilin baro başkanları günün anlamına binaen, Türkiye Barolar Birliği binasında buluşarak bir açıklama yaptılar ve dediler ki;
“Biz bugün hukuk devletini savunmak için, yargı bağımsızlığını savunmak için buradayız. Binlerce avukat tek bir sesle bunu talep ediyor. Hak ve özgürlüklerin teminatı olması gereken yargının bunun aksine baskı aracına dönüşmesini kabul etmeyiz. Bu toplumun her bir yurttaşının hukuka olan güvenin sarsılması demek devlete olan bağının sarsılması demek. Bunu yapanlar bir devlete yapılabilecek en büyük kötülüğü yapıyorlar!
Mahkeme salonlarında artık adaletin sesi değil, suskunluğu yankılanıyor. Haksız tutuklamalar, istisna değil, sistemli bir hukuksuzluğun ifadesi haline gelmiş durumda!”
Bugün 5 Nisan Dünya Avukatlar Günü…
Kızımın kendisine pek yakıştırdığı, ancak ‘ülkede bu mesleği yapacak uygun ortam mevcut değil’ diyerek bu uğurda çabalamaktan vazgeçtiği mesleğin günü…
Hepimizin adaleti aradığımız bu günlerde çok manidar bir gün…