Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Bursa bir şehir mi, arka bahçe mi?

Türkiye’nin süresi dolan, güncelliğini yitiren bir çevre düzeni eylem planı ile yol yürümeye çalışan tek büyükşehir belediyesiyiz Bursa olarak. Gelişime kollarını açmış bir şehrin yüzdüğü en tehlikeli sulardayız kısacası.

Kim nereye çekerse oraya doğru savruluyor planlar.

Haritaları orasından burasından tutup çekiştirecek en büyük güç elbette para ve paranın sahibi olanlar…

Geçtiğimiz günlerde, Bursa İl Koordinasyon Kurulu tarafından düzenlenen Su Paneli’nin ilkinde yaptığı konuşma ile kendisinin Bursa basını tarafından sanayici düşmanı ilan edildiğini, aslında böyle bir durumun olmadığını, kendisinin de bir sanayici olduğunu anlatmaya çalışan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, sanayici düşmanı olmadığını bu kez gerçekten kanıtladı.

Bursa, 2040 Çevre Düzeni Eylem Planını tartışırken, planla ilgili hummalı bir çalışma yürütülürken, güncel planda sessiz sedasız, bir o kadar da alelacele yapılan plan değişikliği ile Karacabey Ovasının üzerinde geniş bir sanayi alanı oluşturulması için onay verildi.

Verilen onayla birlikte Karacabey’de hali hazırda var olan sanayi bölgesi üç katına çıkacak biçimde genişletilmiş oldu.

Talep hisse sahibi vatandaşlardan mevcut sanayi bölgesinin genişletilmesi isteği ile gelmiş. Hatta o kadar adrese teslim bir talep olmuş ki; plan önerisi bile parsel sınırlarını belirler biçimde hazırlanmış. ‘Bir biçimde özel taleple gerçekleştirildiği çok belli’ diye yorumlanmaya da çok açık dolayısıyla.

Burada birkaç önemli husus var.

Bunlardan biri, benim ara ara dile getirdiğim, başlığı süslü içeriği boş çalışmalar. 2040 Çevre Düzeni Eylem Planı sağdan soldan çekiştirmelere kurban giderse, bu çalışmalardan biri olmaya aday gibi duruyor. Yıllar boyu yapılan planlar, hazırlanan raporlar, uygulanmayan önerilerle dolu bu şehrin hasırının altı.

İkinci önemli husus ise Bursa’nın İstanbul ve Kocaeli sanayisinin arka bahçesi olma yolunda hızla ilerliyor oluşu.

Yaklaşık 15 yıl önce Bursa ile ilgili lojistik yatırımların büyük hız kazanması ile birlikte alacağı şekil belliydi aslında. Belirli kriterlerde ve sınırlarda tutulabilirdi, olmadı…

Adam eksen yetişecek ovalara fabrika ekiyoruz şimdilerde…

Bakalım ne yetişecek?

Neyle sulanacak?

Su deyince aklıma geldi; Su Paneli’nde TEKNOSAB’a Çınarcık Barajından su tahsisi olmadığının da altını çizmişti Başkan Aktaş.

Bana ulaşan bir belge bunun tam tersini söylüyor. 2021 yılından bu yana Çınarcık Barajı-Uluabat HES Projesi kapsamındaki HES Kuyruksuyu Kanalı’ndan HES’in çalışması süresince ve TEKNOSAB’ın ihtiyacı olarak kullanılacak olan proses suyu için yine aynı yerden su tahsisi sağlanmış görünüyor.

Genişleyen sanayi bölgesinin su ihtiyacı da Çınarcık Barajı’ndan mı sağlanacak acaba?

“Yangından mal kaçırırcasına yürürlükteki planı değiştiren Bursa Büyükşehir Belediye Meclisi’nin çelişkili davranışının iptal hükmü ile yargıdan döneceğini düşünmekteyiz” diyen Türk Mimar Mühendis Odaları Birliği, Bursa Barosu ve Bursa Tabip Odası’nı samimi duygularından ötürü kutluyorum, ancak ben kendileri ile aynı kanaati taşımıyorum ne yazık ki.

Şimdiye kadar yapılan itirazların büyük bölümü nasıl iş işten geçene kadar yargının karar verememesi, bu süreçte yürütmeyi durdurma çıkarmaması nedeniyle oldubittiye getirildiyse, şimdi de aynısı olacak korkusu var içimde.

Yine de bilinsin ki;

“5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’nun 14. maddesince 2 Haziran 2017 günlü Resmi Gazete’deki Cumhurbaşkanı Kararnamesi ile Büyük Ova Koruma Alanı ilan edilen Karacabey Ovası’nda sanayi tesislerinin yapılmak istenmesi, Bursa’ya ve halkının sağlığına ihanetin bir göstergesi daha olmuştur!” deniyor ortak yapılan açıklamada.

Plan değişikliği ile binlerce dönüm tarım toprağına sahip Karacabey Harası ve TJK Pansiyon Harası da gözden çıkarılmış görünüyor.

Bu ilk girişim değil elbette önceden de böyle plan değişiklikleri ile ilgili girişimler olmuştu ve mahkemeler tarafından verilen iptal kararları ile planlar uygulanmamıştı.

“Geçmişte yapılmak istenen sanayi alanlarına karşı kazanılmış davalardaki değerlendirmeleri dikkate almayan Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin, Bursa’ya İstanbul’ un ‘tamirhanesi’ gözüyle bakanlara karşı hiçbir direnç göstermediği ortaya çıkmıştır!” diyen başkanların söylemlerini çok haklı buluyorum.

Ve soruyorum; Bursa bir şehir midir, arka bahçe midir?

NOT: Makine Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Çevre Komisyonu 3 yıldır kullanılan, ancak alınan bilgilere göre kesin kabulü yapılmadığı için emisyon değerlerini paylaşmakla yükümlü olmayan Organize Sanayi Bölgesi Atık Çamur Yakma Tesisini yerinde incelemek için bir talepte bulundu. Ancak talep iyileştirme çalışmaları kapsamında yapılan bakım çalışmaları nedeniyle kabul edilmedi.

Ülkenin en kirli havalarından birini soluduğumuz Bursa’da böylesi yerlerin kapılarının akademik odalara her daim açık olması gerekmez mi?

Ben olsam, emisyon değerlerime güveniyor olsam, kapılarımı sonuna kadar açar, bir de üstüne takdir toplardım. Daha şık olmaz mıydı?

HABERLER