Dağ gibi sorunları yığılmış, yıllardır bir yandan yerel yönetimler diğer yandan merkezi hükümet tarafından halının altına süpürülen meselelerin üzerinde oturmuş, hep çantada keklik görüldüğünden göz ardı edilmiş bir şehir Bursa.
Yerel seçimlerle birlikte pek çok belediye başkanlık koltuğunda değişim yaşanınca, seçimlerin üzerinden 8 ayı aşkın bir süre de geçince, haliyle insan elle tutulur, gözle görülür bir icraat görme beklentisine giriyor insan.
Hadi icraatta beklentiyi karşılayacak işler yok diyelim, bir dişe dokunur muhalefet de yok. Elbette yılların iktidar partisini muhalefete hazırlamak da kolay değil, girift ilişkilerden sıyırıp muhalefet etmeye zorlamak da mümkün görünmüyor.
Şimdilik bu konuda daha günü kurtarır hamlelerle geçiştiriliyor her şey.
Tüm bu bahsettiklerime karşı bir hamle olarak Gelecek Partisi İl Başkanı Fuat Kadıoğlu, DEVA Partisi İl Başkanı Tayfun Öztürk, DP İl Başkanı Çağrı Kaplan ve Saadet Partisi İl Başkanı Ali Osman Karahan bir araya gelip Bursa İçin Muhalefet Platformu’nu oluşturarak boşluğu doldurmak üzere yola çıktılar.
Bursa’da muhalefet eksikliği görüldüğü için bir araya gelmiş olan grup aslında hem nalına hem mıhına bir politika izliyor.
Norm Haber’i ziyarete gelen DEVA Partisi İl Başkanı Tayfun Öztürk’ün açıklamalarından şöyle bir anlam çıkıyor aslında; seçim sürecinde destekledikleri, hatta seçilmesi için çalıştıkları başkanın seçilmeden önce verdiği sözleri tutmasını bekliyorlar.
“Seçimin üstünden 8 ay geçmesine rağmen bir çalışma göremedik. Trafik eskisinden kötü. Yeni proje olmadığı gibi, geçen dönemden kalanlar bile yürümüyor” sitemleri tam olarak bununla ilgili.
İşlerin nasıl yürüdüğünü anlamaya çalıştığımdan soruduğum; ‘2050 Çevre Düzeni Planının oluşturulması için kurulan Planlama Ajansının çalışmalarına dahliniz oluyor mu?’ sorusuna ilginç bir yanıt aldım.
Meğer seçim sürecinde Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey seçilsin diye çalışan, sonrasında da yine Bozbey’in ‘Bursa’yı birlikte yöneteceğiz’ söylemi ile umutlanan Bursa İçin Muhalefet Platformu üyesi siyasi partilerin temsilcilerinden hiç kimse Planlama Ajansının tanıtımına davet edilmemiş.
Şöyle özetlersek; trafik sorununun çözümü için bir girişimde bulunulmamasından, hava kirliliğinin çözümüne yönelik bir adım atılmamış olmasından, kentsel dönüşüme yönelik dikkat çeken bir başlangıç yapılmamış olmasından, şehrin kötü yapılaşma sürecinin devam ediyor oluşundan, düzenlenen etkinliklerde Bursalı sanatçıların sahne almıyor oluşundan… Hasılı kelam Besmelesi çekilmemiş her girişimden rahatsızlar.
‘Ne yapılsa, nereden başlansa mutlu olurdunuz?’ diye sordum;
“Mesela Botanik Parkın adının Erdem Saker Parkı olarak değiştirilmesi yerine Yunuseli Havaalanının şehre yeni bir park olarak kazandırılması ve adının Erdem Saker Parkı olarak duyurulması güzel bir başlangıç, herkes tarafından onaylanan bir icraat olurdu” yanıtını aldım.
Yanıt güzel, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey de bu yanıtı icraat olarak değerlendirmek isteyebilir diye düşünüyorum.
Gelecek Partisi İl Başkanı Fuat Kadıoğlu da Bursa İçin Muhalefet Platformunun şehrin sorunları ve çözüm önerileri başlıklı toplantısı için sıkı bir hazırlık içinde olduklarını vurguladı.
Her iki başkanın da aynı ısrarla üzerinde durdukları en ciddi eleştiri; “Yıllardır ihmal edilmiş bir Bursa için Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerine bir önceki dönemde de katılmış ve seçimi kıl payı kaybetmiş bir Belediye Başkan Adayı olarak Bozbey’in bu dönem seçime girerken tüm kadrolarını belirlemiş olduğunu düşünmüştük. Seçimden sonra gördük ki, kadrolarla ilgili hiçbir çalışma yapılmamış, şimdi neden bir icraat içinde olmadıklarını sorduğumuzda ‘Kadrolaşmamızı yeni tamamlıyoruz’ diyorlar. Bursa’nın kadrolaşmayla harcayacak 8 ayı yok! Bozbey’in de başkanlık döneminin dörtte birini kadrolaşmaya ayıracak kadar lüksü olmamalı!” şeklinde dile getirildi.
Platformun 21 Aralık tarihinde düzenleyeceği toplantıda önümüze koyacağı sorunları ve çözüm önerilerini merakla bekliyorum.
Tespiti yapılan sorunlardan ve çözüm önerilerinden Bursa Büyükşehir Belediyesi de yararlanırsa hem şehri birlikte yönetme sözü tutulmuş olur, hem sorumluluk paylaşılınca yükü hafifler kanaatindeyim.
