Dünkü yazımda not olarak Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin cevap hakkını kullanmak istediğine, ancak yazım çok uzun olduğu için konuya değinemediğime ilişkin bir bilgi vermiştim. Mesele bugün tüm basın kuruluşlarında yer alsa da köşemde yer vermek basın ahlakına uygun bir davranış olacaktır, kanaatindeyim.
Efendim ne demiştik;
‘Büyükşehir Belediyesi’nin izniyle ya da göz yumması ile yapımı belli bir aşamaya gelmiş bina…’ demiştik.
“İzinsiz bina ile ilgili Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin ilgili firmaya göndermiş olduğu bir yazı mevcut” diyerek beni uyardı Bursa Büyükşehir Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Dairesi Başkanı Ahmet Bayhan.
Büyükşehir Belediyesi, bu yapının durdurulması için iki kez tutanak tutarken, hukuki olarak da teşebbüste bulunmuş, ancak buna rağmen çalışmaların devam ettiği belirlenmiş.
‘Büyükşehir Belediyesi ilk olarak 18 Ekim’de alanda yapılan incelemenin ardından tutarak tutup, imalatı durdurdu. Büyükşehir ekipleri tarafından 24 Kasım’da yerinde yapılan ikinci incelemede imalatların durdurulmayıp devam ettiği tespit edilince, yeniden tutanak tutuldu. İnşai faaliyetin durdurulması, izinsiz uygulamaların kaldırılması ve alanın onaylı projeye uygun hale getirilmesi için Büyükşehir Belediyesi tarafından hukuki süreç başlatıldı.’ deniyor açıklamada.
Bursa Büyükşehir Belediyesi onaylı projelere aykırı hiçbir uygulamaya izin verilmeyeceğini bildiriyor. Ancak bu kadar kamuoyu baskısına rağmen bugün hala kaçak PVC’li inşaatın devam ediyor olması dikkat çekici!
Gerçek bir cesaret işi!
Anlaşılan uzunca bir süre Boyner binasının yıkılmasını bekleyen Bursa basını olarak bu kez de yerine yapılan çelik konstrüksiyonlu kaçak yapının yıkılmasını bekleyeceğiz!
Çünkü, Mimarlar Odası Bursa Şubesi’nin konuyla ilgili hazırladığı raporda, kaçak inşaata izin almak için bir proje hazırlandığı ve Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu’ndan bu projeye izin alınmaya çalışıldığı yönünde bir bilgi var.
Bununla beraber; “çelik konstrüksiyon giriş yapısının bulunduğu alanda, birincilik ödülü alan yarışma projesinde, ‘giriş saçağı ve toplanma noktası’ bulunmaktadır” ibaresi bölgede aslında olması gereken yapıya da işaret ediyor.
Asıl dikkat edilmesi gereken hususlardan biri de Zafer Plaza’nın ilk yapıldığı dönemlerde çevresi vatandaşa ait bir alan iken zaman içerisinde nasıl ticari mekanlar için zemin hazırlandı ise benzeri durumlarla karşılaşmamak için çok dikkatli olunması mecburiyeti.
Bundan sonra gözümüz, kulağımız bu projede.
Bursa hepimizin…
MASADA SİYASET VARDI
Benim için bu haftanın konsepti kahvaltılı, sohbetli toplantılar…
Bu kez Büyük Birlik Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ekrem Alfatlı ve Büyük Birlik Partisi Bursa İl Başkanı Haldun Filizli’nin misafiriydik.
Gündemimiz elbette ülke sorunları ve siyasetti.
Ben, ülke gündemini siyasetten ari tutmak isteyenlerdenim malum.
Her işin içine siyasetin girmesinin ülkenin can alıcı kurumlarını da derinden sarstığı iddiasındayım, hatta bu iddiamı aynı parti içinde yaşanan bakan değişimleri ile bile kökten etkilenen sağlık, eğitim, dış politika gibi konuları örnek göstererek kanıtlayabilirim.
Ne değişimler yaşadı bu ülke…
BBP Genel Başkan Yardımcısı Alfatlı, bizim gibi ülkelerde siyasi görüşlerin bu denli işin içinde olmasının biraz da coğrafyanın kaderi olduğuna yönelik bir açıklama ile karşılık verdi görüşüme. Zorlu bir coğrafya üzerinde bulunduğumuza özellikle dikkat çekti.
Bu konuda da son derece haklı.
Sözün özü coğrafya kaderindir…
Milli duyguların en güçlü hissedildiği partilerden biri olan Büyük Birlik Partisi, basın önünde çok bulunmasa da saha çalışmalarında da son derece aktif. Partinin Bursa İl Başkanı da gencecik bir isim.
Gençlerin siyasette olması, görüşleri doğrultusunda iyi işler yapmak için çabalaması, bunu yaparken de önlerinde bulunan tecrübeli isimlerden yararlanmayı bilmeleri çok kıymetli.
Karşımda böyle bir tablo görmüş olmak, BBP genç atılımı yapıyor gibi bir algı oluşturdu bende. Zaten gençlerin milliyetçi duygulara daha yoğun biçimde sahip çıktıkları sohbetimiz esnasında da dile getirildi.
Doğrusunu söylemek gerekirse Büyük Birlik Partisi’ni her koşulda Cumhur İttifakı’nın destekçisi bir parti olarak değerlendirmenin yanlış olduğunu öğrenmiş oldum bu toplantı esnasında.
3600 ek göstergeden EYT konusuna kadar pek çok alanda fikirlerini rahatlıkla dile getiren, HDP ile yapılan görüşmelerin doğru olmadığını çekinmeden ifade eden bir parti olarak, kendilerini; eğri ile doğruyu birbirinden ayırabilen, tüm yetkilerin bir kişide toplandığı Cumhurbaşkanlığı Başkanlık sisteminin revize edilmesini savunan bir yapı olarak nitelendiriyorlar.
Tüm bu özgün olma hallerini sandığa da taşıyabilirlerse gönüllerinden geçen sonuçlara ulaşabilirler.