Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

CHP hep aynı; ‘Döner istiyorum, ama dönmesin istiyorum’

Cumhuriyet Halk Partisi ile adeta özdeşleşen bir kelime söyleyin desem hep bir ağızdan ‘değişim’ diye bağıracak bütün ülke diye korkar oldum. Değişim talebi öylesine yoğun, ancak bu yoğun talebin sonucunda olacak olanların değişimle uzak yakın bir alakası olmayacağını düşünenlerin sayısı da bir o kadar fazla.

Örgütün taleplerine daha fazla direnemeyen CHP Genel Başkanı seçimlerden kısa bir süre sonra kurultay sürecini başlatmıştı. Süreç başladı, ancak değişimi isteyen kesimin talebi olan tüm üyelerin katılımıyla ön seçimli bir işleyiş yerine eski usul delege sistemi ile ilerleme kararı sürdürüldü.

Bu aralar çok haşır neşir olduğum tadilat ustalarından birinin söylediği üzere; ‘şimdiye kadar kazandığı tek seçim kendi partisi içindeki seçimler’ olan Kemal Kılıçdaroğlu’nun örgütü avucunda tuttuğu gerçeğini bu noktada göz ardı etmemek lazım.

Yukarıda özellikle vurguladığım tanımı da vatandaşın CHP Genel Başkanına bakışı olarak bir kenara not almak gerekli…

Ne demek istiyorum hemen anlatayım; delege seçimleri en demokratik biçimiyle çarşaf liste usulüne göre yapılması gereken seçimlerdir, ancak genellikle anahtar liste kullanılır. Delegeleri mahalle temsilcileri belirler, yani delegelerin ne kadar demokratik biçimde belirlendiği ve hazırlanan listelerde kimlerin seçileceği konusunda üyelerin nasıl yönlendirileceği konusu son derece demokrasiden uzak olabilir.

Bahsettiğim durum demokrasiden uzak bir yapısı olduğu iddia edilerek eleştirilen AK Parti’nin parti yöneticilerini atama yöntemi ile belirlemesinden pek de farklı sayılmaz. İşin içinde sanki biraz göz boyama, biraz gaz alma biçiminde ilerleyen delege seçimleri sonrasında, genel itibariyle var olan yönetimin düşünce yapısında oluşan delegenin seçim yapacağı ilçe ve ilk kongreleri, sonrasında da genel başkan seçimi.

Sadece kendi fikrinden olanların seçilebileceği bir yapı oluşturduktan sonra ha seçim yapmışsın, ha atama ne fark eder ki…

Şunu da sormak lazım; ‘CHP’de kimler değişim istiyor, kimler istemiyor?’

Parti içinde değişimi isteyenler gözünüzün gördüğü ilçe ve il yönetimlerini, hatta mahalle temsilcilerini dahi beğenmeyenler elbette. Değişimi istiyormuş gibi görünüp ‘aman bizim düzenimiz bozulmasın, yöneten yine biz olalım, küçük olsun bizim olsun…’ cular ise şimdiki yönetimlerin içinde, kıyısında köşesinde bulunanlar çoğunlukla…

Bursa özelinde baktığımızda şehrimizin en sevilen, rantı da rahatı da en bol olan ilçesi Nilüfer’de kopacak dananın kuyruğu…

Şimdiki CHP Nilüfer İlçe Başkanı Fırat Yılmaz ilçenin başkanlığına yeniden talip olursa şaşırtıcı olmaz. Yılmaz şimdilik delege seçimlerinde oluşacak dengeyi kolluyor. Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem ile uyumlu çalışmaları nedeniyle Başkan Erdem’in desteğinin arkasında olduğu yönündeki yaklaşımı çok doğru bulmadığını söyledi Yılmaz. Yine de her iki başkanın, en azından bir dönem daha birlikte uyum içinde çalışmak istedikleri saklanmayacak kadar aşikar.

Nilüfer’de bir aday daha var atmosferi yoklayan. ‘Büyükşehirden ümidini kesti, Nilüfer’e aday olacak!’ denilen Mustafa Bozbey eski dönem başkanlarından Özgür Şahin’in adaylığını destekliyor gibi…

Şahin, genel seçimlerin hemen ardından, ilçede başkanlık yaptığı dönemde elde ettiği başarıları gösteren grafiklerle küçük bir hatırlatma yaparak haftalar önce koltuğa göz kırpmıştı…

İl başkanlığı yarışı da iki ismi karşı karşıya getirecek gibi. İsmet Karaca geri dönmesi gerekirse diye koltuğunu sağlam ellere teslim etmek için çok uğraş vermiş ve il başkanlığına Turgut Özkan’ı oturtmuştu hatırlarsanız. Şimdi bu iki isim arasında bir yarıştan söz edebiliriz.

Hem İsmet Karaca hem de Turgut Özkan il başkanlığına talip. Daha çok isim var da şimdilik bu ikili arasındaki yarış dikkat çekici bence.

Yerelde durum ‘döner istiyorum, ama dönmesin istiyorum, değişim istiyorum, ama değişmesin istiyorum’ şeklinde…

Genelde de pek farklı bir tablo yok önümüzde…

Birçok CHP yazısı yazdım, kurultaya kadar pek çok yazı daha yazacağım ortada. Tüm yazılarımda değişimin şart olduğunu vurgulayacağımdan emin olabilirsiniz.

Yine tüm yazılarımda değişimin partideki bu yapı ile zor olduğundan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu istemediği sürece koltuğundan onu kimsenin kaldıramayacağından da bahsedeceğim.

Ve yine, CHP ciddi bir değişimle yerel seçimlere gitmezse, ciddi bir hezimete uğrayacağının, sonucun facia olacağının da altını çizeceğim…

Değişim zor bir iş beyler…

Öyle değişsin istiyorum, ama ben kazık çakayım demekle olmuyor…

HABERLER