Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

CHP’de kim neyin derdinde…

Aslında ‘Suriye’de yaşananların mimarı biziz’ başlıklı propagandanın ve ‘Suriyeliler artık evlerine dönüyorlar’ şekilli iddiaların eşliğinde, yeniden yükselişe geçmişti anketlerdeki AK Parti oyları. Özgür Özel’in CHP Genel Başkanlığı için yetersiz ve güçsüz bir imaj ortaya koyduğuna ilişkin sosyal medya algısı da eklenince işin içine, zaten eleştiriye her daim hazır olan, lidere biat konusundan son derece uzakta duran CHP’liler dahi ‘Bir yanlış mı yaptık acaba?’ diye sorgular olmuştu kendilerini.

Sonra birden kayyum atamalar geldi gündeme. Beşiktaş Belediye Başkanı görevden alındı, yerine kayyum atandı.

Bu durumla ilgili protestolar devam ederken İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, ‘Lafı fazla dolandırmayın, hedefiniz bensem gelip beni alın, dava arkadaşlarımı yormayın’ dedi.

Üstüne bu sabah CHP Gençlik Kolları Başkanı Cem Aydın’ın bir sosyal medya paylaşımı nedeniyle ifadesi alınmak üzere polis nezaretinde evinden alındığını öğrendik. Uzun süre tutuklama var mı beklentisi hakimdi. Tutuklama yokmuş da soruşturma açılmış hakkında. Bir de fiili gözaltı falan filan şeysi mevcutmuş…

Jet hızında soruşturma…

Meğer bu sözü söylemek için daha erkenmiş. Sonuçta gün devam ediyordu ve Ülke Politikaları Vakfı’nın bugün düzenlediği ‘Modern Hukuk ve Yargının Siyasallaşması’ konulu panelinde konuşan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu;

“Sözümona ifade için çağırıyorsun, 7-8 polisle evini basıyorsun. Senin amacın milletin gözünü korkutmak. Başsavcı sana söylüyorum; Sana hiçbir faydamız olmaz senin zihnin çürümüş de… Biz senin bile evlatlarını kurtarmak için seni yöneten aklı bu milletin zihninden söküp atacağız. Söküp atacağız ki, senin evlatlarının kapısına kimse dayanmasın. Senin bile yuvana, çocuklarına huzuru temin edelim” deyince işler birden karıştı.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in sözleri ile durumu şöyle tarif edebiliriz, İmamoğlu bu sözleri ettiği kürsüden konuşmasını bitirip daha 15 adım öteye gitmişti ki; konuşması nedeniyle kendisine soruşturma açıldığının haberini aldı.

Jetin de jeti varmış dedik, şapka çıkardık bu hız karşısında.

Oysa hepimiz biliyoruz ki, bu ülkede dövülen öldürülen kadınlar, gençler, çocuklar, hayvanlar… Bir soruşturmanın bir incelemenin, bir şikayetin dikkate alınmasının yolunu bekler yıllarca. Yüce Türk adaletinin televizyon başında soruşturma konusu beklediğinden haberleri olsa herkes atar kendini bir kameranın önüne…

Neyse…

Kendisine açılan soruşturma ile ilgili İmamoğlu’nun ilk açıklamaları; “Ben tahmin ediyorum ki başsavcı gece gündüz bizi düşünüyor. Bunu Erdoğan için söylemiştik, ama Başsavcı da bizi gece gündüz takipte. Ettiğim cümle üzerinden soruşturma çıkaran akılın ülkemizi tehdit ettiğini düşünüyorum…” şeklinde oldu.

Bu kez son günlerdeki muhalefet tarzı ben de dahil pek çok kişi tarafından yetersiz ve pasif olarak nitelendirilen CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in çok daha sert bir açıklama yaptığına şahit olduk;

“Canlı yayında soruşturma açmak ne? Bütün dikkati bizde mi? Bu şizofrenik bir durum. Biz CHP olarak bu süreci bize bir savaş ilanı olarak gördük. Bu şartlar altında 2025’in seçim yılı olacağını söyledik. Biz hazırız. Kimseye savaş ilan ettiğimiz yok, ama bize savaş ilan edildi. Bu şartlar altında 2025 yılının bir seçim yılı olacağını söyledik!”

CHP hızla seçime hazırlanıyor. Sandık görevlileri ile ilgili çalışılması bir yana sandık güvenliği ile ilgili çalışmalar da başlatılmış. ‘İktidarı devretmeye hazır olsunlar’ diyor Özel…

Gelelim Bursa’da CHP’de esen rüzgarlara…

Şimdilerde en büyük hareketlilik CHP Osmangazi’de. İlçede 2 Şubat tarihinde seçime gidilecek. Adaylar birbiri peşi sıra açıklama yaparak boy gösteriyor.

Şimdi burada bütün isimleri saymayalım tek tek…

Osmangazi’de kongre olmasının en önemli nedenini ‘ilçe başkanı ile belediye başkanı arasında beklenen uyumun yakalanmaması’ şeklinde özetlersem en yapıcı ifadeyi kullanmış olurum sanırım.

Kongre için öyle az buz değil tam 233 imza toplanmış, imzacı delegelerin genel kanısı ise ‘yakın zamanda gerçekleşecek bir erken seçim için şimdiki Osmangazi Yönetimi yetersiz kalır’ biçiminde olmuştu.

İşin en başından bu yana söylediğimi bir kez daha yineleyeyim; 233 imzayı toplayan 4 önemli cephe bir aday üzerinde yoğunlaşırsa Cengiz Çelikten başkanlık koltuğuna veda eder. Şimdilik böyle bir uzlaşının varlığından söz etmek mümkün değil.

Durum seçime kadar çok başlı gider, olağanüstü kongre iki değil de üç ya da dört adaylı olursa, Çelikten bu savaştan güçlenerek çıkar.

Hatta durumun şimdilerde tam olarak böyle seyrettiğini vurgulamak lazım. Raşit Gürbüz’ün Çelikten’in karşısındaki en güçlü aday olduğunun altını çizmek lazım. Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın’ın desteğinin de Gürbüz’den yana olduğu konuşuluyor kulislerde. Ahmet Memişoğlu tarafından desteklenen Barış Güvenç ise aradaki dengeyi bozacak olan isim gibi duruyor şu anda. Güvenç’in Raşit Gürbüz lehine çekilmemesi halinde ibre Cengiz Çelikten’i gösterebilir.

Ben bu noktada seçime yönelik endişeler taşıyan delegelere, durumu iyi değerlendirip, Çelikten’in seçimden galip çıkması ihtimalini göz önünde bulundurarak, yönetime istedikleri yetkinlikte isimleri yerleştirme konusunda çalışmalarını tavsiye edebilirim.

Bir de yönetime girmek niyetinde olan ve ‘beni gör’ biçiminde adaylıklarını açıklayan isimleri doğru değerlendirin de güzel bir Osmangazi Yönetimi oluşsun bari.

HABERLER