Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

CHP’de umutlar bayram sonrasında

Cumhuriyet Halk Partisi’nin bayramlaşmasını merakla beklediğimi dünkü yazımda belirtmiştim ve bu bayramlaşmanın bize pek çok şeyi söyleyeceğini de yazmıştım.

İçinde sakladığı özel mesajları ile önemli bir bayramlaşma gerçekleşti CHP’de. Genel seçimlere girmeden önceki AK Parti bayramlaşması ile eşdeğer bir havanın varlığından söz edilebilir. Hemen hatırlatayım o bayramlaşma programı nasıldı;

AK Parti teşkilatlarında bir isteksizlik, bir moralsizlik, daha önceki bayram programlarına göre hayli tenha bir salon, kürsüden; ‘moralinizi yüksek tutun, kolları sıvayıp çalışmalara başlamak lazım, bu seçimi mutlaka almamız lazım…’ diyen parti ileri gelenleri…

Eminim CHP’nin bugün Bursa’da düzenlenen bayramlaşmasına katılan herkes benzerliği fark etmiştir.

Genel seçimlerden önceki bayramlaşma programlarındaki neşeden de kalabalıktan da eser yoktu programda. Hatta bayramlaşmaya katılanların arasında gençleri seçmek için aramak gerekiyordu desem yeri var.

Bayramlaşma ile ilgili yazımı yazarken iki handikap yaşadım aslında…

İlki, ‘Mustafa Bozbey’e ittifak sona erdiğine göre artık Millet İttifakı Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı demek yerine CHP Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı mı demeliyim?’ konusu.

İkinci önemli konu da ilkiyle bağlantılı ve bir ayrıntıya takılıp kalıyor aslında. Daha birkaç gün önce, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, ittifakın resmen sona erdiğini, en büyük pişmanlığının CHP’den 15 vekil almak olduğunu söyleyerek CHP-İYİ Parti yoldaşlığını bitirmişken, bugün Kültürpark’taki programda konuşan İYİ Parti Bursa İl Başkanı Mehmet Hasanoğlu’nun;

“Bahar döneminde Millet İttifakı olarak çok çalıştık. Bundan sonraki süreçte birlik ve beraberlik içinde daha çok çalışmamız gereken bir sürece giriyoruz” diyerek, sanki ittifakın Bursa özelinde sonlanmadığını ya da parti il başkanlarının halen ittifak bitti mi, bitmedi mi sorusunun yanıtını kafalarında tam oturtamadığını gösterir nitelikteki konuşmasını nereye koyacağım…

İşin bu kısmını bir yana bırakırsak, bayramlaşmada verilen en önemli mesajın ‘umudunuzu kaybetmeyin’ olduğunu söylemek lazım.

Tabii, CHP İl Başkanı Turgut Özkan’ı burada ayırıyorum, çünkü Özkan konuşmasında kısa ve öz biçimde partinin önündeki kurultay sürecine değindi ve dedi ki, ‘Seçimlerinizi özenle yapın.’

Bursa böyle sönük, umutsuz ve aslında kurultaya odaklı, birbirini yeme konseptli bir bayramlaşma içindeyken, genel merkez düzeyinde çok başka şeylerin konuşulduğunu kaçırmamak gerekiyor.

AK Parti tarafından basına servis edilen son ankete göre Kemal Kılıçdaroğlu’nun parti genel başkanlığını sürdürmemesini isteyenlerin oranı yüzde 61’in üzerindeymiş.

Ben şunu anlamıyorum, AK Parti neden bu kadar müdahil oluyor CHP’nin iç işlerine, hatta anket yaptıracak kadar para saçıyor, vakit harcıyor böyle bir konu için…

‘Kemal Kılıçdaroğlu artık genel başkan olmasın’ mesajını vermek için mi bunca çaba?

Kılıçdaroğlu’nun karşısına Ekrem İmamoğlu aday çıktığında yeniden ele geçecek İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğunda mı AK Parti’nin gözü?

Ortada ciddi bir muhalefeti dizayn etme söz konusu da zaten karşısında sürekli başarı elde ettikleri bir genel başkanın ayrılmasından nasıl bir karları olacak, yerine kimin gelmesini tercih ederler mesela…

Düşünüyor işte insan…

‘Değişim çağrılarına kulak tıkamıyoruz’ denilerek sonunda başlatılan kurultay süreci için 3 Temmuz-30 Temmuz arası delege seçimleri yapılacak. Hem yerelde hem de genelde dananın kuyruğunun kopacağı süreç aslında bu süreç.

Yani hazırlıklar bayram sonrası için aslında.

Genel için bakıldığında örgüte hakimiyeti olan üç isim göze çarpıyor. Canan Kaftancıoğlu sürecin en başından itibaren CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’ndan yana kullandı tercihini ve zaten, neden kullanmasın ki… Onların durumu biraz da ‘Seni kollayanı, sen de kolla’ mantığıyla ilerliyor gibi.

Oğuz Kağan Salıcı şimdilik havayı kokluyor gibi görünüyor. Ben kendisinden gelen net bir açıklama hatırlamıyorum.

Mahşerin üç atlısından sonra CHP için değişimin beş atlısından da bahsedebiliriz biraz…

Ekrem İmamoğlu, Engin Altay, Özgür Özel, Bülent Tezcan ve Veli Ağbaba değişim isteklerini açıkça belirttiler, ancak ortak mı hareket edecekler yoksa herkes kendisinden yana bir değişim rüzgarı essin mi istiyor, bunu bilmek biraz güç.

Dün yazımda da belirttiğim gibi Bülent Tezcan’ın açıklamalarını örgüt açısından bakıldığında da önemli buluyorum.

Aslında tüm CHP’lilerin değerlendirmekte zorlandıkları tek bir nokta var, kurultay sürecine çalışırken yerel seçimleri ıskalayacak mıyız? Partinin beklediği biçimde bir değişim olmazsa örgütü yeniden motive etmenin yolunu nasıl bulacağız?

Doğrusunu söylemek gerekirse bu soruların yanıtını ben de merak ediyorum…

NOT: Bayramdan çok bağımsız bir konuda kısa bir notum var. Midelerimizin bayram yapmasının önüne geçen şahane bir karara imza atan Tarım ve Orman Bakanlığı, lahmacun ve pide gibi gıdaların harçlarından numune alınmaması talimatını vermişti.

Biz ailecek akşam yemeğinde bu karar sayesinde artık eşek eti mi yeriz, köpek eti mi yeriz diye konuşurken sabah sabah Tarım Bakanı İbrahim Yumaklı’nın malum kararı basından öğrendiği haberini okudum.

İşin aslı 3 Haziran’da göreve başlayan bakan beyin 6 Haziran tarihinde verilen bu karardan haberdar olmamasıymış.

Bu vahim… Bence daha da vahim olanı, artık Tarım Bakanlığı’nda doğru dürüst karar alabilecek liyakatte bürokrat kalmamış olması…

HABERLER