Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

CHP’nin kuruluş ayarları ve kurultay süreci

Cumhuriyet Halk Partisi’ndeki değişim ihtiyacının nedense tüm ülkenin derdi haline geldiğini, bu süreçte diğer siyasi partilerin kendi iç çalkantılarının hiç bahis konusu yapılmadığını yazmıştım geçtiğimiz günlerde.

Bu konuda hala aynı düşüncedeyim.

Çünkü kulağıma gelen söylentiler bütün siyasi partilerin, buna iktidar partisi de dahil, bir iç hesaplaşma ve taşların yeniden yerine oturması muharebesi içinde olduğunu gösteriyor.

Yine de çok merak edenler için, ‘CHP’deki değişim çağrısı ne anlama geliyor?’ diye soranlar için iki yönlü bir yanıtım olacak. Sadece benim değil, partililerin, örgütün ve hatta genel merkez düzeyindeki isimlerin dahi yanıtları böyle bir yönelimde çünkü.

CHP’deki değişim çağrısı, uzun süredir ertelenen kurultayın yapılmasını ve mümkünse bu kurultaydan çıkacak sonuçla genel başkan düzeyinde bir tazelenmeye, gençleşmeye gidilmesini hedefliyor. Burada sadece Kemal Kılıçdaroğlu ismine odaklanmaktan ziyade bir yenilenmenin ilk adımı gibi düşünülmeli konu.

Bu düşünceye sahip olan isimler genel olarak siyasi düşünce bakımından da uzun süredir yanlış bir yol yüründüğü kanaatinde. Abdüllatif Şener’in yaptığı açıklamalar buna bir örnek. Sağ siyasetten gelen isimlerin, giderek ortanın solundan ortaya doğru kayma eğilimini kuvvetlendiren CHP’ye geçişinin bir kazanımdan ziyade kayıp oluşturduğunun göstergesi gibi mevcut durum.

İki seçimdir CHP’ye oy vermediğini, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunda Sinan Oğan’a oy verdiğini, ikinci turunda ise geçersiz oy kullandığını açıklayan Şener’in böyle bir açıklamayı neden yaptığına ilişkin bazı tahminlerim yok değil. Özellikle böyle bir açıklamanın partiyi şu an olduğu noktanın yanlışlığı konusunda çıplak bir gerçeklikle yüzleştirdiği ortada.

Bir de şöyle bir realite var. Şener’in oy kullandığı sandık araştırıldığında Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda geçersiz oya rastlanmamış. Anlayacağınız Şener büyük ihtimalle Recep Tayyip Erdoğan lehine oy kullanmış.

Aslında seçimlerin hemen ardından Bursa örgütü dahil olmak üzere altılı masanın küçük ortaklarının seçmenlerini Kemal Kılıçdaroğlu’na, daha doğrusu CHP’ye oy vermeye ikna edemedikleri sıkça konuşuldu.

Bununla beraber birleştirici olmak adına sağ tandanslı partilerle el ele olmak CHP’nin kendi seçmeninin başka partilere kaçmasına dahi neden oldu.

Şimdi örgüt şöyle diyor; ‘Bir süredir yapılmayan delege seçimleri de dahil tekrarlansın ve atamalarla yerini iyice sabitleyenler şöyle bir harman olsun. Parti uzun süredir ortaya doğru kayarak ilerlediği yoldan dönsün, merkez sol bir parti olduğunu hatırlasın, ilçe ve il yönetimlerine bu düşüncedeki isimler gelsin, anlayacağınız sıklıkla kullanılan söylemde olduğu gibi fabrika ayarlarına dönülsün…’

Tabandan gelen talep bu yönde.

Bir de milletvekili adaylarının belirlenmesinde ön seçim talebi ile vekillik sürelerinin iki dönemle sınırlandırılması var listede.

Peki partinin üst kademelerinde neler oluyor?

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Genel Başkanlık yarışında aday olma ihtimalini yüksek görüyorduk malum yapılan açıklamalar ışığında. Son yapılan Kılıçdaroğlu – İmamoğlu görüşmesinin kulislere yansımaları ibrenin değişmeye başladığı yönünde.

Fikret Bila’nın aktardığı görüşme kulislerine bakılırsa İmamoğlu’nun yerel seçimlerde yeniden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını alması, ardından düzenlenecek bir kurultayla CHP Genel Başkanlığına aday olması planı işletilmeye çalışılıyor.

Anlaşılan o ki, genel başkanın değişmesi konusunda örgütün ısrarcı tutumunun devam etmesi halinde aday olarak gösterilecek isim de Özgür Özel olacak.

İmamoğlu konuyu şimdilik düşüneceğini söylemiş.

Bursa özelinde ise parti içinde sert bir çatışma ortamı başladı bile. Rahmetli Erdal İnönü’nün Genel Başkanlığı döneminde partililerle gittiği bir mekanda yanına gelen garsonun; ‘Ne alırsınız efendim?’ sorusunu; ‘Teşekkürler. Biz bir şey almayalım, birbirimizi yiyeceğiz!’ diyerek yanıtlamasına benzer manzaraları izliyoruz.

En büyük tartışma şu anki ilçe ve il yöneticilerinin değişmesi ve yönetimden önce partide ağırlığını hissettiren isimlerin yeniden eski konumlarına kavuşma isteğine yönelik.

Birkaç isim de konuşalım, adettendir…

Milletvekilliğini kaçıran CHP eski il başkanı İsmet Karaca yeniden aynı koltuğa oturup oturamayacağını hesaplamaya çalışıyor şimdilerde. İsmet Karaca tarafından il başkanlığına getirildiği kulislerde sıkça konuşulan Turgut Özkan da aynı yarışta. Özkan ile Karaca’nın aralarının bir süredir açık olduğu söylentileri geliyor kulağıma. Anlaşılan ‘benim adamım koltukta otursun’ hesabı çarşıya pek uymamış…

Bursa örgütü Yıldırım İlçe’de güzel çalışmalar yapan Nihat Yeşiltaş’ı il başkanlığı için hareketlendiriyor, ama Yeşiltaş’ın şansı var mı?

Emin değilim…

Dananın kuyruğunun kopacağı yer ise Nilüfer

Nilüfer’in örgüt içinde seveni çok olduğu kadar sevmeyeni de çok olan ilçe başkanı Fırat Yılmaz eski meslektaşım. Parti manevralarını iyi bildiğinden, delege profili netleşmeden adını il başkanlığı için geçirmeyecek bir isim, ancak Nilüfer ilçe başkanlığında iddialı olduğu fikrindeyim.

İşin ilginç yanı, ittifakın dağılması ile birlikte artık sadece CHP Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olan ve bu unvandan vazgeçmediğini her fırsatta dile getiren, oysa milletvekilliği için de şansını yoklayan ismi Mustafa Bozbey yeniden Nilüfer’i dizayn etmeye girişmiş.

Yerel seçimlerde büyükşehirde şansını yüksek görmeyen Bozbey’in yeniden Nilüfer Belediye Başkanı olmak istediğini duyuyorum son zamanlarda sıklıkla. Haliyle rahat çalışabileceği bir isim istiyor Nilüfer ilçe başkanlığında, bu profile de en çok Özgür Şahin ismi uyuyor.

Özgür Şahin de kolları sıvamış gibi. 7 Haziran tarihinde sosyal medyasından yaptığı istatistiksel başarılı performans paylaşımı ‘Yaptım, yine yaparım, ben hazırım…’ diyor adeta.

Partinin ulusalcı kanadının da Bursa yönetimi için soyunduğunu daha önce söylemiştim zaten. Bir kez daha hatırlatalım.

Anlayacağınız herkes bir diğer düşüncenin temsilcisine kızgın ve kırgın. Herkes bir diğer düşünceyi temsil edenlerin yönetimde olmaması gerektiği fikrinde, herkes partinin toparlanması konusunda bir değişime ihtiyaç olduğunu söylüyor, ancak elbette kendi görüşleri doğrultusunda…

CHP fabrika ayarlarına dönecek de, hangi ayarlar?

HABERLER