Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Çip krizi bizi de vurdu!

Çok merhametli milletiz de nedendir bilinmez ülkemizde ne yapacağımızı bilemediğimiz bir evcil hayvan sorunu aldı başını gidiyor.

İlk olarak yasaklı ırkların kısırlaştırılıp, çiplenip kayıt altına alınması süreciyle başladı evcil hayvanların sahiplerine yüklenen sorumluluk nedeniyle terk edilişleri. Elbette bu sürece uçan balondan daha hızlı yükselen mama, kum ve diğer bakım malzemeleri fiyatlarının hayvan severlerin omuzuna yüklediği sorumluluğu da eklemek lazım.

Yavaş yavaş safkan, cins kedi ve köpeklerin sokaklarda perperişan halde yaşamaya çalışmasına alıştı gözlerimiz. Üstelik pek çoğu sokakta yaşamayı bilmezken, cinsleri gereği sokakta yaşamaya uygun değilken.

Sonra sokaklarda yaşamak zorunda kalan köpeklerin yaşattığı riskli duruma hızlı ve bir o kadar da acılı çözümler getirdik. Karga tulumba topladık hepsini. Zaten imkanları yetersiz olan, zaten var olan hayvan nüfusuna bakamadığı için onları sürekli olarak kırsala terk etmesiyle meşhur olan barınaklara tıkıştırdık bir sürü köpeği.

Sonuç daha da acınası daha da vicdani yükü ağır manzaralar getirdi bize.

Son olarak herkesin evinde baktığı kedi, köpek ve gelinciğini çipletmesi, kayıt altına aldırması kararı verildi. Sokakta yaşamak zorunda kalan evcil hayvanların çiplenmesi işlemini ise Tarım İl Müdürlükleri üstlendi. Böylece sokakta bulunan bir hayvanın sahibi var mıdır, yok mudur bilinecek, sahibi var ise ona göre yaptırımlar uygulanacak ve hayvan terklerinin önüne geçilmiş olacaktı.

Pek güzel, pek sevindirici bir durum…

‘Eeee… Buna ne itirazın var?’ dediğinizi duyar gibiyim…

Benim değil tüm dünyanın buna bir itirazı var. Çünkü bizim kedi, köpek ve gelinciklerin çiplenmesi işi çip krizine takıldı.

Sonumuz yine hüsran anlayacağınız…

Her Türk vatandaşı gibi ben de işini sona bırakanlardan olduğumdan, sevgili kızım Kahve’nin çiplenmesi konusunda veterinerimizle Aralık ayının başında görüştüm.

Bugündü, yarındı derken, çip krizine yakalandık iyi mi!

Bu sorunu bir tek ben yaşıyorum sanarak tanıdığım tüm veterinerleri aradım, ama mesele son derece yaygın, hatta İstanbul’da işler daha da karışık.

Efendim; çip varsa yeşil pasaport yok, yeşil pasaport varsa çip yok, pek çok veterinerde ikisi birden yok!


Konuyla ilgili bugün bir açıklama yapan Türk Veteriner Hekimleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Murat Aslan rakamlar üzerinden konuşuyor konuyu ve diyor ki;

“Bugün itibariyle (21.12.2022)  sistemden alınan son sayılara göre tüm ülkede toplamda 525 bin 434 kedi, 397 bin 111 köpek ve 16 gelincik olmak üzere toplam 922 bin 545 hayvan kimliklendirilmiştir. Net rakam bilinmese de 4 ile 6 milyon arasında sahipli küçük evcil hayvan varlığından söz edilmektedir. Bu durumda, kimliklendirilen sahipli hayvan sayısı toplamın yüzde 25’i civarındadır.

Kayıt altına alınan sayı ve mikroçip temininde yaşanan sıkıntılar da göz önüne alındığında, kimliklendirme için verilen sürenin yetmeyeceği açıktır. Diğer taraftan tahmini hayvan sayısına göre hesaplandığında yaklaşık 2,5 -3 milyon vatandaşın cezai yaptırımla karşı karşıya kalması olasılığı bulunmaktadır!”

Konu benim şahsi konum olmaktan çok uzak bir biçimde ciddi anlayacağınız.

Türk Veteriner Hekimleri Birliği Merkez Konseyi Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan konuyla ilgili verilen son tarih için uzatma talebinde bulunmuş.

Bu işin bin 634 TL idari para cezası olduğunun da altını çizmek isterim.

Şöyle kabaca bir hesapla 4 milyar 900 milyon liralık bir ceza bütçesinden bahsediyoruz.

Çip taktırmak beş dakika süren bir işlem. Veteriner hekimler, ‘Elinizde çip var mı?’ sorularına cevap vermekten iş göremez hale gelmiş durumda.

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın yeterince öngörülü davranılıp çip konusunda tedarikli olmaması nedeniyle geliştiğini düşündüğüm mevcut çip krizinin faturası vatandaşa ödetilmemeli ve her konuda bir esneklik sağlamaya alışmış ülkemizde sürenin uzatılması gerektiği kanaatindeyim.

HABERLER