Hayat şartlarının giderek zorlaştığı, üstüne üstük izlenen iç ve dış politikalara tam olarak bir anlam yüklemenin pek de mümkün olmadığı günümüz Türkiye’sinde muhalefet cephesi giderek genişliyor.
Cumhur İttifakının kendisi küçük, özgül ağırlığı büyük ortaklarından Büyük Birlik Partisi Bursa İl Teşkilatı, Partilerinin kuruluşunun 32. yaşını basın mensuplarıyla kutladı. Elbette açıklamalar yapıldı, elbette sorular soruldu, yanıtlar alındı.
Aslında bundan aylar önce düzenlediği basın toplantısında da aynı konulara değinen ve aynı bakış açısını sergileyen BBP Genel Başkan Yardımcısı Ekrem Alfatlı olduğu yerde duruyordu, söylemlerinde bir değişiklik yoktu, fakat köprünün altından öyle sular aktı ki bu süre zarfında, Cumhur İttifakının iki ortağı ile BBP’nin buluştuğu ortak müşterekler azalmış gibi görünüyor.
Efendim iki temel konumuz var ortak müşterekler kesişim kümesinden kopan; ilk başlık ekonomi, ikinci başlık ise elbette terörle mücadele…
Gelelim konuyla ilgili Ekrem Alfatlı’nın açıklamalarına…
“Türkiye’de bütün vergiler minimum yüzde 44 seviyesinde arttı. Açlık sınırı 21 bin 230 oldu. Yoksulluk sınırı 72 bin liraya dayandı. Asgari ücret daha yeni 22 bin 104 oldu. Bütün vergiler, kira artışlarına kadar yüzde 56 düzeyinde artarken, asgari ücrete yüzde 30 zam yapıldı. Yeniden değerleme oranını yüzde 44 olarak belirliyorsunuz, Sabit gelirli insanlara yüzde 30 zam yapıyorsunuz. Emekliye 14 bin 500 lira aylık veriyorsunuz. Bu vicdani değildir. Asgari ücretli de aynı vergiyi ödüyor, zengin de aynı vergiyi ödüyor. Bu adaletsizliğin bir an önce ortadan kalkması gerekiyor. Özellikle asgari ücret ve emekliler için Temmuz’da bir iyileştirme talep ediyoruz!”
Baya baya ekonomik muhalefet…
Elbette MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli tarafından Abdullah Öcalan’ın meclise çağrılması ile birlikte başlayan yeni müzakere süreci de BBP’nin masasındaydı.
“Biz yıllardır terörle müzakere edilmeyeceğini, mücadele edileceğini, gerekirse idam getirilmesi gerektiğini söylüyoruz. Askere, polise, öğretmene silah sıkanlara idam gelmesini istiyoruz. Bebek katillerine, cinsel istismar suçuna karışanlara idam gelmesini istiyoruz. Bunları mecliste çok net ifade ediyoruz.
Türkiye’de Kürt sorunu değil siyasi bölücülük, terör sorunu var. Türkiye sınırları içerisinde Kürdistan diye bir bölge mi var? Bu ne hadsizlik! Türkiye devletine bağlı olan herkes Türk’tür. Burada Kürdistan diye bir bölge yoktur. Bunu ifade edenlerin cezalandırılmasını istiyoruz. Herkes anasından öğrendiği dili konuşmakta, bu dilde eserler vermekte, çalışmalar yapmakta özgürdür, ancak Türkiye’nin resmi dili Türkçedir, ötesini de biz tanımıyoruz!”
Bu sözlerin ardından elbette merak ettim, ekonomiye yönelik eleştirileri ile AK Parti’ye muhalif bir hava estiren, müzakere sürecine yönelik söylemleri ile MHP’ye muhalif bir tavır alan BBP Cumhur İttifakı’nın neresinde?
“Bir mümin sokulduğu delikten ikinciye sokulmaz!” diye başlıyor sorumun yanıtı.
“Biz ne olacağını biliyoruz aslında ve muhalefetten çok uyarı görevimizi yerine getiriyoruz. Güvenlik bürokrasisi terörle mücadele edenler, şehit ve gazi aileleri çok rahatsız bu müzakere sürecinden. Biz milletimizin sesi ve vicdanıyız şu anda. Bir an önce sorunun çözüme kavuşması lazım. Biz bu sürecin bir an evvel nihayet bulmasını ve teröristlerin silahlarını teslim edip suçlarının cezasını çekmelerini istiyoruz. Tabi Devlet Bahçeli tecrübeli bir siyasetçi, bununla ilgili bir girişimde bulundu, ama bunun cevabı onlarda. Bizim bu konudaki duruşumuz çok net ve değişmedi!” diye devam ediyor.
Bahçeli ile karşı karşıya gelmek istemeyen, muhalefetten çok uyarı bizimkisi diyerek konuyu biraz da yumuşatan, ancak ilkelerinden taviz vermeyeceklerinin altını çizen bir açıklama…
Gelelim ekonomiye…
“Ekonomiyle ilgili bazen sizin doğruları farklı bir yöntemle söylemeniz önemli oluyor. Türkiye’de bazı değerlere bakınca her şey güllük gülistanlık gibi görünüyor. Bizim bahsettiğimiz konu vatandaşın, emeklinin çiftçinin, sabit gelirlinin gerçekleri. Bu kesimlerin çok hızlı bir biçimde refahının artması lazım, bunu yaparken fırsatçılarla mücadele edilmesi lazım. Vergi konusu önemli, burada adaletin sağlanması lazım. Ülkedeki rantın ortadan kaldırılması lazım. Cumhur İttifakının üst çatısı şu aslında; devletimizin varlığı, ülkemizin birliği, tek bayrak, tek millet, tek vatan. Bizi bir arada tutan değerlerimiz bunlar. Bu ortak müşterekte birleşen ayrı siyasi partiler, ayrı görüşler var. Biz bu ilkelerle Cumhur İttifakının içindeyiz. Anayasamızın ilk dört maddesinin değiştirilmemesi de şartlarımız arasında. Anayasa değiştirilmeli, ancak ilk dört maddeye dokunulmaması kırmızı çizgimiz!” sözleri ile yanıt alıyorum Alfatlı’dan.
İşin özüne gelecek olursak, kendi tabirleriyle ‘Askere giderken ve vergi verirken hatırlanan Anadolu insanını temsilen’ kurulan BBP’nin içine pek çok şey sinmiyor! Sürecin bundan sonraki kısmı nasıl ilerleyecek onu da birlikte takip edeceğiz elbette.