Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Cumhuriyetin 100. yılı sahipsiz kaldı

Şunun şurasında ne kaldı nice zorluklarla kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ismiyle müsemma yönetim biçimi olan Cumhuriyetin ilan edilişinin yüzüncü yaşını kutlamaya…

‘Kutlamaya’ kelimesinin ardından gelen üç noktanın, kutlayamamaktan kaynaklı bir üzüntü ifade ettiğini burada hemen belirtmek isterim.

Çünkü ne Bursa özelinde ne de tüm ülke genelinde 100 yaşına giren bir ülkenin mutluluğu, gururu, sevinci ve birlik duygusu yok.

Hükümet olduklarından bu yana milli bayramları en azından benim anladığım ve beklediğim biçimde hiç sahiplenmeyen AK Parti hükümeti yine aynı tutumda. Her zaman bir mazeret bulunur, bazen liderler hasta olur, bazen yurt dışı seyahatlere çıkar, bazen konjonktür uygun olmazdı, bu kez de mazeret sınırlarımızın biraz ötesinde yaşanan İsrail-Filistin savaşı…

Savaşın görmezden gelinmesini talep ediyor değilim, sadece bu ülkenin insanlarına büyük ayrıcalıklar, özgürlükler, eşitlikler sağlayan Cumhuriyetin ilan edilişinin yüzüncü yaşının da görmezden gelinmemesini talep ediyorum…

Sağda solda birkaç küçük çaplı etkinliğin kutlamalar için yeterli olduğunu, vatandaşlarda bir yüzüncü yıl coşkusu yarattığı iddiasını ise elimin tersiyle iterim, zira Malazgirt Zaferi’nin, İstanbul’un fethinin yıldönümlerine atfedilen önemin, Cumhuriyet’in 100. Yıl Dönümü’ne gösterilmediğini ciddiyetle iddia ederim…

Biz ki, öylesine büyük bir devletiz, dünyanın pek çok ülkesine çeşitli yardımlar yapıyor ve bu yardımlarla göğsümüz kabara kabara gurur duyuyoruz, neden ve nasıl oluyor da Avrupa’da Noel kutlamalarında yaşanan coşku kadar bir coşkuyu Cumhuriyet’in kuruluşunun 100. Yıl dönümü’nde yaşayıp yaşatamıyoruz…

Milli birlik ve beraberlik duygularının perçinlenmesi, bu topraklarda birlikte yaşamaktan duyduğumuz mutluluğun bir tür haykırışı olarak nitelendirdiğim böylesine önemli bir günün kutlanması kimin için ne kadar önemli işin o kısmı da bir miktar tartışma götürür elbette…

Sonuçta uzun süredir böylesi kutlu duyguları köreltilmeye çalışılan bir toplum olarak içinde boğuştuğumuz pek çok derdimizle birlikte itildiğimiz yalnızlık çukurundan çıkmaya çalışıyoruz her birimiz tek başımıza…

Tekleştirildik, ötekileştirildik, ayrıştırıldık, başka mahallelerin çocukları haline getirildik geçtiğimiz yıllar neticesinde…

Yine de yakın tarihe baktığımızda 50. Yıl ve 75. Yıl kutlamaları için elindeki kıt kaynaklara rağmen, devletin bütün organlarıyla nasıl seferber olduğunu, bu seferberliğin topluma nasıl yansıyıp, kutlamaların içselleştirildiğini, belki de şimdilerde en çok ihtiyaç duyduğumuz beraberlik duygusunu nasıl harekete geçirdiğini görmemek mümkün değil.

Kaybettiğimiz ve ihtiyaç duyduğumuz en önemli hissiyat da bu bence…

Bir diğer açıdan düşünüldüğünde, Cumhuriyeti kuran kadrolarla, Cumhuriyetin sağladığı kazanımlarla başı hiç hoş olmayan bir iktidarın böyle bir kutlama yapmasını beklemek de belki biraz safdillik olabilir.

Hoşlanmadığın şeyi görmezden gelmek en kolayı ve bu kolay yolu tercih etmek de şaşırtıcı değil.

Peki bu esnada aslında Cumhuriyet değerlerine çok bağlı olduğunu her fırsatta dile getiren ve kendisini iktidar partisinden ayıran en önemli özelliğin bu olduğunu defalarca tekrarlayan muhalefet partileri neler yapıyor?

Şimdiye kadarki etkinliklerin, Cumhuriyetin 88. 95. 43 yaşlarında yaptıklarından çok da farklı olmadığını söyleyebilirim.

Kabul etmek gerekiyor ki, muhalefet partilerinin özellikle taşrada ve küçük yerel yönetimlerde büyük bütçeleri yok, buna karşılık parti genel merkezlerinde ve daha büyük yerel yönetimlerde bence 100. Yıl coşkusu iktidarın boşluk bıraktığı tüm alanlarda doldurularak yaşatılmalıydı bu ülkenin vatandaşlarına.

Resepsiyon mu düzenlenmiyor? Muhalefet düzenlemeliydi alternatif bir resepsiyon…

Törenler mi yapılmıyor? Muhalefet yapmalıydı alternatif törenleri…

Konserler mi iptal ediliyor? Yeni konser programları yapılmalı, o da olmuyorsa bir yenisi yapılmalı, o da olmuyorsa bir yenisi yapılmalı… Taaaa ki, bir konser programı yapılana kadar…

Bayraklarla donatılamaz mıydı mesela bütün ülke ya da her duyuru panosunda göremez miydik Mustafa Kemal Atatürk’ün posterlerini…

Yüzüncü yıl marşı bestelenmesi ile ilgili bir yarışma düzenlenemez miydi misal?

Yüzüncü yılı anlatan heykellerden ve resimlerden oluşan sergiler tüm yıl boyunca ülkenin bütün illerini gezemez miydi?

Belgeseller hazırlanamaz mıydı? Nereden nereye geldiğimizi gösteren…

Eminim ki, kendi içinde savaşmayı bir kenara bırakıp Cumhuriyet’in 100. yaşına sahip çıksaydı muhalefet partileri, seçmenin gözünde çok daha kıymetli bir yere otururlardı.

NOT: Yazımı tamamlamak üzereyken CHP Bursa İl Başkanlığından gelen; “Bursa Büyükşehir Belediyesi, AK Parti’nin seçim dönemlerinde kullandığı ‘Türkiye Yüzyılı’ sloganını BursaKartların üzerine baskı yaptı!” bilgisini de sizinle paylaşmak isterim.

Hatırlatayım, vakti zamanında belediye başkanları oturdukları makama seçildikleri partinin rozetini çıkararak yerleşir ve bütün şehrin belediye başkanı olmak için çabalarlardı. Tam da bu nedenle CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş’ın;

“Buradan Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’a sesleniyorum. Derhal yapmış olduğunuz bu yanlıştan dönün ve önceden basılan Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılı yazılı kartların yeniden basılarak vatandaşlarımıza ücretsiz verilmesini sağlayın” cümlesini yürekten destekliyorum.

Bu şehirde sadece AK Parti’yi destekleyen vatandaşlar yaşamıyor, bu şehirdeki toplu ulaşımı da sadece AK Parti’yi destekleyen vatandaşlar kullanmıyor, ama hepimiz Türkiye Cumhuriyeti Devleti çatısı altında yaşıyoruz. Dolayısıyla doğru olan, ‘Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Yılını onurlandırmaktır…

HABERLER