Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey ve BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay’ın geçtiğimiz günlerde BTSO çatısı altında bir araya gelerek şehrin geleceği hakkında istişare etmesi son derece mühim bir konuydu.
Pas geçmeyelim, herkesin kendi hesabına beklentiler içinde olduğu 2050 vizyonlu 1/100.000’lik Çevre Düzeni Planı hakkında şehrin iki güçlü figürünün neler konuştuğunu irdeleyelim isterim.
BTSO Başkanı İbrahim Burkay’ın talebi belli aslında.
Daha çok sanayi bölgesi…
Organize Sanayi Bölgesi olur, KOBİ OSB olur, TEKNOSAB konseptli bölgeler olur…
Nitelik fark etmez…
Şöyle diyor Burkay; “Kentin nitelikli dönüşümüne rağmen, üretim alanlarının yetersizliği nedeniyle ihracat performansını artıramıyoruz!”
Oysa ‘Sanayici batıyor mu, çıkıyor mu?’ isimli yazımda belirttiğim gibi geçtiğimiz haftalarda iflasın eşiğinde olan üreticilere ‘konkordato ilanı’ dersi verilmişti bizzat BTSO tarafından. Ekim ayında küçüklü büyüklü 157 firmanın kapandığına, 2024 yılının başından itibaren 1346 firmanın iflas ettiğine ilişkin bilgiyi de bir kez daha hatırlatmış olayım.
Yine de toplantıda en yoğun talepler KOBİ OSB projesinin bir an önce hayata geçirilmesi ve organize ticaret bölgelerinin kurulmasına yönelikti. Bunlara ek olarak üretim alanlarının, ulaşım ağlarının, lojistik imkanların ve depolama sahalarının akıllı şehircilik konseptine uygun şekilde gerçekleştirilmesi arzusu da iletildi.
Son kertede herkes 2050 vizyonlu 1/100.000’lik Çevre Düzeni Planının bir an önce hayata geçirilmesi istediğinde olduğunu belirtti.
İstek aynı da beklentiler farklı.
Bu noktada Mustafa Bozbey’i son derece temkinli cümleler kurarken dinliyorum hep. Bu kez de; “Düzensiz sanayi alanlarının düzenli bölgelere taşınması taleplerinin farkındayız. Şu anda yapacağımız, kent anayasası dediğimiz plan gelecek 100 yılımızı şekillendirecek. Bu yüzden kent ekosistemini koruyacak bir yapıda, sürdürülebilir bir anlayışta olması gerekiyor” cümleleri ile ‘Nasıl bir yöntemle ilerleyeceğimizi hala düşünüyoruz. Kentin kıymetli tarım toprakları son derece önemli’ mesajı veriyor aslında.
En son 2023 yılı başında planın hazır olduğunu, birkaç rötuş dışında eksiğinin kalmadığını, seçimden sonra bu rötuşlar üzerinde uzlaşılarak planın devreye koyulacağını söyleyen Alinur Aktaş da benzeri müdahaleler nedeniyle sıkışmıştı zaten.
Altlık çalışmaları aslında tamamlanmış olan bir plan hazırlığı her ne kadar mevcut olsa da Bozbey yönetimi plan yapma işini sıfırdan ele almak, daha doğrusu yoğurdu kendi biçimiyle yemek istiyor. Bu noktada sonuna kadar haklı da buluyorum tüm ekibi.
Beni en çok ilgilendiren ise ‘Bursa’nın artık daha fazla büyümeyi değil, en azından olanı korumayı, hatta mümkünse nüfusunu azaltmayı düşünmesi lazım’ sözlerini sıklıkla dillendiren Başkan Bozbey’in bu sözlerin arkasında ne kadar durabileceği, sanayileşmeye daha fazla meyleden bir tutum sergileyip sergilemeyeceği.
Çünkü görünen o ki, baskılar şimdiden başlamış bile…
***
CHP Osmangazi seçime mi gidiyor?
CHP’nin kendi iç dinamiklerinden oluşan, biraz da kaoslu siyasi hayatının cazibesi bir tek benim etkilendiğim bir durum değil sanırım. Dolayısıyla gelişmeler yaşanırken yazmadan olmuyor.
Bir kurultay sürecine girdi giriyor CHP demiştim bundan birkaç gün önce. Hala da böyle düşünmekteyim. Tüzük kurultayını olağanüstü kurultaya dönüştürmek için yoğun bir çaba sarf edilmeye başlandı İstanbul ve Ankara cephesinde. Buralardaki çalışmaların göstereceği yol, işin Bursa’ya sıçrayıp sıçramayacağına da işaret olacak.
Bunun dışında yönetiminden memnun olmadığı ilçeleri olağan üstü kongreye götürüyor bir yandan CHP delegesi.
Günün konusu elbette Osmangazi…
CHP Osmangazi İlçe Başkanı Cengiz Çelikten; ‘CHP’ye Osmangazi Belediye Başkanlığını kazandıran başkan olacağım, olmazsam da istifa edeceğim’ diyerek başladığı yolculukta belediye başkan adayı olan Erkan Aydın için ‘Benim adayım değil. Seçilmezse istifa etmem’ ifadesini yönelttiğinde aslında hava bozulmuştu kendisi açısından.
‘Benim için önemli olan partiye seçim kazandırmak, bu yolda babamı tanımam’ diyen, partiyi her daim her şeyden üstte tutan CHP delegesi o dönem yönetimden istifa etmek isteyenleri durdurmuş, kısa süre içinde seçime gidileceğinden, güçlü bir parti olarak seçime hazırlanmak adına adeta sabır göstermişti.
Şimdi CHP’nin önünde kuvvetle muhtemel bir erken seçim duruyor, dolayısıyla ‘babamı tanımam’ diyen delege seçime yeni bir ilçe başkanı, daha güçlü bir yönetim, kırgınların barıştığı bir ortam içinde girmek istiyor. Bu kez hedef genel seçimlerde de yerel seçimlerdeki başarıyı yakalamak.
Gelelim sadede…
Bir konsensüsle yönetime gelen, yönetime geldikten sonra iddialara göre bir güç zehirlenmesi yaşayarak etrafında ciddi bir kırgınlar ordusu yaratan Çelikten’i kongreye götürmek için gerekli imza sayısı büyük ihtimalle toplanmış görünüyor. Elbette imzalar açık biçimde teslim edilmeden önce bu konuda kimse iddialı olamaz. Ancak şimdilik kuvvetli ihtimal bu.
Osmangazi için Bülent Özdemir, Mustafa Şenyurt gibi isimleri duymaya başladım bile.
Yine dağınık bir delege yapısıyla yürütülen olağanüstü kongreye imza toplama çalışması nedeniyle net iki cephe olduğunu söylemek mümkün değil. Bu nedenle öne çıkacak isimleri önümüzdeki günlerde daha şeffaf görmek mümkün olacak.
Bakalım gelecek CHP Osmangazi’ye ne getirecek…