Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Değişim rüzgarları estiriyorum: ‘Ben Kemal, geliyorum’

Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce’nin Cumhurbaşkanlığı Adaylığından çekildiğini açıklamasından saatler sonra, Gökdere Meydanı’nda gerçekleşen, Millet İttifakı Büyük Bursa mitingi pek çok ayrıntısı ile hatırlarda yer edecek buluşmalardandı.

İlk olarak şunu söylemek isterim, Cumhur İttifakı’nın oylarına talip olduğu, hatta bu uğurda dünkü yazımda belirttiğim gibi kuralları çiğnemeyi dahi göze aldığı gençlik, geçen 21 yılda gerçekten kırılmış olacak ki, bugün Millet İttifakını desteklemek için Gökdere Meydanındaydı.

Başlarına bağladıkları ‘Ben Kemal geliyorum’ bantları ile ‘Bir kahve için kredi çekmeyeceğiz söz mü? Eşit olacağız söz mü?’ sorularını sordukları pankartlarla, kalp yaptıkları elleri ile hayallerini yitiren gençlik yeniden yeşertmeye çalışıyordu geleceğe dair umutlarını…

Hatta bir biçimde, tüm liderler kürsüdeyken, kendini sahneye atmayı başaran delikanlı, Kemal Kılıçdaroğlu’na sarılırken, Ali Babacan’ın ve Ahmet Davutoğlu’nun yanaklarından öperken, Temel Karamollaoğlu’nun elini öpüp başına götürürken, bu kucaklaşmanın fotoğrafını da vermiş oldu bizlere.

Kılıçdaroğlu’nun konuşması sırasında;

Gençler size bir sözüm var, attığınız tweetlerden dolayı kimse kapınıza dayanmayacak, bu ülkede özgürce yaşayacaksınız” dediği gençlik gerçekten de özgürlük istiyor belli…

Romantizm bir yana 1999 yılından bu yana toplanan en kalabalık muhalefet mitingine tanıklık ettik desem yalan olmaz. Emniyetin açıkladığı resmi rakamlara göre 30 bin, kürsüden açıklanan rakama göre 100 bin kişi vardı meydanda.

Şimdi ‘Aaaa… 100 bin kişi olur mu? Bu meydan 100 bin kişiyi alır mı?’ diyenleri duyar gibiyim. Unutmayalım ki, aynı meydanda Cumhurbaşkanı bir dizi açılış ve miting için geldiği konuşmasında kalabalığın 120 bin kişi olduğunu ve daha meydana girişlerin devam ettiğini söylemişti. Hatta bu rakamın resmi rakam olduğunu, emniyet tarafından kendisine verildiğini söylemişti.

Hal böyle olunca, yukarıdaki paragrafın açılış cümlesindeki soruları soranlara şöyle diyebiliriz; ‘Kazanın doğurduğuna inanıyorsun da öldüğüne niye inanmıyorsun?’

Elbette miting alanının etrafını dolaşmadan yazmadım bu yazıyı. Toplanan bunca kalabalık daha önce çeşitli mitinglerde gördüğümüz gibi yakın illerden mi, hatta bazı durumlardaki gibi uzak illerden mi geliyor anlamak istedim.

Millet İttifakını dinlemeye gelenlerin oluşturduğu kalabalığın tamamen organik olduğunu, alanda bulunanların Bursa merkezi ve ilçelerinden geldiğini söyleyebilirim. Eklemekte fayda var, bu kez Bursaray ücretsiz değildi. Hatırlatalım; CHP Bursa İl Başkanlığının mitingin ücretsiz olması için miting saatlerini satın alma talebi reddedilmişti.

Yani otobüsüyle, Bursarayı ile gelen herkes parasını verip öyle geldi mitinge.

Bedava köfte, döner, şunu bunu dağıtımı da olmadı tahmin edeceğiniz gibi.

Aynı saatlerde şehrin bir başka köşesinde ücretsiz yiyecek ve bedava konser bulma olanağına rağmen toplandı bir de bu kalabalık.

Aklınızda tam bir tablo oluşturabilin diye yazıyorum bu ayrıntıları…

Bu organizasyonun CHP’lilerden sonra en ciddi katkı koyanı DEVA Partisi oldu. Bursa’da CHP listelerinde milletvekilleri olmadığı halde alanda gayet koordineli ve başarılıydılar. Bursa DEVA Partisi Halkla İlişkiler Başkanı Tayfun Öztürk ve ekibinin hakkını teslim etmek lazım. Tüm seçim sürecinde sokaklarda çalışmalarına hiç ara vermeden devam ederken, çalışmalarının meyvelerini bence böylesine büyük katılımlı bir miting ile almış oldular bile.

Mitingin bir diğer önemli ayrıntısı ise yabancı basının büyük ilgi göstermesi oldu. CBC, Euro News dışında Kanada ve Japonya’dan da Millet İttifakı mitingini takip eden ekipler vardı benim gözlemlerime göre.

Temel Karamollaoğlu ilk konuşmacıydı. Toplanan kalabalığa şaşıran Karamollaoğlu’nun konuşma başlığı ‘israf’ oldu. ‘Sistem değişmedikçe, israf son bulmadıkça yapılan zamlar bir süre sonra yine anlamını yitirecektir’ dedi.

Katılmamak mümkün değil. Hep diyoruz, ‘Zam yapmak yerine elimizdeki paranın alım gücünü artırın’ diye.

Ali Babacan, tek adamlık üzerine konuştu en çok. ’86 milyonun yaşamını bir kişiye emanet etmeyin. Türkiye birden büyüktür!’ dedi.

Bu söyleme de hak veriyorum, çünkü katılımcılığın en küçük hücresine kadar toplumun tüm kesimlerine temsiliyet sağlayacağını düşünüyorum.

Ahmet Davutoğlu, durdurulacağı iddia edilen yatırımların ve savunma sanayindeki çalışmaların durmayacağını, aksine geliştirileceğini söyledi.

Bir ülkenin katma değer yaratan varlıklarının başka hükümet döneminde başlatıldı ya da geliştirildi diye çöpe atılması zaten kimsenin içine sinmeyeceğinden, konuşma konusunu son derece yerinde buldum.

Kemal Kılıçdaroğlu ise en çok özgürlükler üzerinde dururken özellikle gençlerden ve kadınlardan sandığa giderken daha önce AK Parti’ye oy vermiş bir arkadaşlarını da Millet İttifakına oy vermeye ikna ederek gitmelerini istedi.

Bu talebi de mantıklı buluyorum, çünkü biliyorum ki; AK Parti tam da bu biçimde kazandı şimdiye kadar kazandığı tüm seçimleri. Rakipten taktik çalmak diye buna derim…

Bu seçim döneminde genel merkezde birkaç kez milletvekilliği talebi olduğunu işittiğim, ancak taleplerine olumlu yanıt alamadığını duyduğum, zaten iki yıl öncesinden ilan edilen, Millet İttifakı Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Bozbey bir kez daha CHP Genel Başkanı tarafından aynı göreve uygun görüldüğü söylenerek çağırıldı sahneye.

Bursa’yı istiyorum. Takdir edip bize Bursa’yı verirseniz bu şehrin hak ettiği gibi yönetildiğini göreceksiniz” dedi Kılıçdaroğlu.

Mini mini de bir sürpriz vardı mitingin sonunda. Bu kez başında ‘Millet İttifakı’ bulunmadan kurulan “Osmangazi Belediye Başkan Adayımız Erkan Aydın’dır” cümlesi yerel seçimler için hareketliliğin şimdiden başladığının göstergesi oldu.

‘Hele bir şu Pazar geçsin de yerel seçimleri öyle düşünelim’ diyecektim ki, hevesim kursağımda kaldı…

Anlaşılan büyük abiler yerel seçimlere hazırlanmaya şimdiden başlamış…

Meydanda Bursa’nın dahi değişime teşne olduğunu gördüm. Bursa ki; AK Parti’nin kalesiyken böyle ise…

HABERLER