Her yerden para bulmaya çalışıyoruz…
Arap ülkelerinden, Avrupa ülkelerinden, vergileri artırarak, vergilerin çeşitlerini artırarak, tek seferlik ek vergiler koyarak, elimizde bir avuç kalan yolları, köprüleri satılığa çıkararak…
Şimdi de devletin zorunlu kıldığı anaokulu eğitimini paralı yaparak…
Yanlış duymadınız, şimdiye kadar devletin ücretsiz sağladığı anaokulu eğitimi artık ücretli. Aslında anaokulu eğitimi ücretsiz de devlet ‘katkı payı’ almaya karar vermiş. Tıpkı zam yapmak yerine fiyat ayarlaması yapmaya karar verdiği gibi…
Şöyle yazmışlar velilere gönderdikleri yazıda;
“14.10.2023 tarih ve 32339 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinin 67. Maddesi’nin birinci fıkrası gereği ‘Okul öncesi eğitim hizmeti resmi okul öncesi eğitim kurumlarında ücretsizdir. Ancak okul öncesi eğitim kurumlarında çocukların okulda geçirdikleri süredeki temel ihtiyaçlarını, öz bakım süreçlerini ve eğitim programının uygulanmasını desteklemek amacıyla katkı payı alınır’ denildiğinden 2023-2024 eğitim öğretim yılına mahsus olmak üzere velilerden alınacak katkı payı ücretinin…”
Konuyla ilgili okullardan gelen bilgilendirme mesajında ise şöyle yazıyor;
“Sayın velilerimiz, Bakanlığımızın 14.10.2023 tarih ve 32339 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan İKY Yönetmelik Değişikliğiyle Okul Öncesi Eğitim Hizmetleri ‘Katkı Payı’ getirilmiştir. Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğümüzün 23.10.2023 tarihli toplantı kararıyla 400 TL. tavan ücret olarak belirlenmiştir.”
Anlayacağınız para bulmak için her kuşu tuttuk sıra leylekte…
Biliyoruz ki, bünyesinde anaokulundan ortaokuluna kadar pek çok kademeyi barındıran koca koca okulların sadece bir kadrolu personeli var. Kalan personelin parasını veliler kendi ceplerinden ödüyorlar. İsterlerse ödemesinler, pislik içinde okur çocukları! Böylesi bir mecburiyet zaten mevcut velilerin sırtında.
Okullarda yapılacak olan etkinliklerin malzemeleri de okullar açılırken peşin peşin isteniyor. Her bir anaokulu velisinin elinde koca poşetlerle boya kalemi, elişi kağıdı, yapıştırıcı taşıdığını biliyoruz.
Bunlar yetmiyormuş gibi gereken tuvalet kağıdı, kağıt havlu, sıvı sabun, çamaşır suyu… ihtiyaçları da velilerden tarafından karşılanıyor.
Yani sizin şu adına ‘katkı payı’ diyerek sevimli hale getirmeye çalıştığınız ödemeyi veli zaten dolaylı yollarla yapıyor.
Benim anlamadığım, bir sefere mahsus olmak üzere motorlu taşıtlar vergisinin iki kez alınması gibi saçma olan bu uygulamanın altında yatan neden ne? Hadi, motorlu taşıtlar vergisini yaşanan deprem felaketi sonrasında yapılması gerekenlere katkı olarak verdiğimizi kabul edelim. Bu veliler bu parayı ne için veriyor peki?
Okulun elektriğini, suyunu, doğalgazını ve öğretmenlerin maaşlarını ödemek için desek, biz zaten tüm bunlardan ücretsiz olarak yararlanmak üzere sürekli ve yoğun biçimde vergi ödeyen bir toplumuz. Hatta çocuklarını bu koşullar altında devletin anaokullarına gönderen sade vatandaş vergi ödemekle ilgili yükümlülüğünü en çok yerine getiren vatandaş.
Sosyal devletin vatandaşlarına ücretsiz sunması gereken sağlık ve eğitim imkanlarının uzun süredir sırttan atılması gereken bir yük olarak görüldüğünün ve bu yükün nerede boşaltılacağına yönelik kararların verilmeye çalışıldığının farkındayız.
Sanırım bu kez mesaj daha net iletilmiş; ‘Ya siz özel kurumları tercih edin ya da biz devletin hizmetlerini özel hale getirelim…’
Şimdiden söyleyelim, sizin bu ‘katkı payı’ fırsat eşitliğinde çocukların arasına daha da büyük bir uçurum koyacaktır!
***
PROJELER DEV PLANLARDA İŞ YOK!
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi, Ulaşım Master Planı hazır olmayan Bursa’da yanlış imar uygulamaları sonucunda kilit olan ulaşım yollarını açmak için yapılan palyatif ve zorlama çözümlerin, zaman ve para harcamaktan başka bir şey olmadığını, bu sürecin kentin ulaşımını depreme hazırlamak için kullanılması gerektiğine ilişkin bir açıklama gönderdi bugün haber merkezlerine.
İMO Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Ülkü Küçükkayalar;
“Türkiye’nin en büyük karma projesi olarak lanse edilen Downtown Yaşam ve Eğlence Merkezi, 27 Ekim 2023 Cuma günü Bursa’da açıldı. Farklı planlarda 660 konuta sahip olan projede, 83 bin metrekarelik alışveriş, yaşam ve eğlence merkezi de yer alıyor. Her biri 14 kat olmak üzere 10 bloktan oluşuyor. Acemlerin karşı tarafındaki Downtown konut, AVM, yaşam ve eğlence merkezinin açılması kronik haldeki Acemler bölgesindeki trafik sorununu direkt etkileyecek bir boyuta sahip. Ayrıca 1315 yatak kapasitesi ile ikinci bir şehir hastanesi hüviyetindeki Ali Osman Sönmez Hastanesi de yakın zamanda tamamlanacak. Projelerin tam kapasite hayata geçmesiyle ulaşım kangren haline dönüşecek” diyor.
Yazının buraya kadar olan bölümünü Küçükkayalar’ın konuşmasını doğrudan alıntılayarak ilerlettim. Bundan sonraki bölümde de benzeri bir iş yapacağım, çünkü şiir gibi konuşmuş Başkan Küçükkayalar;
“Henüz Ulaşım Master Planı dahi hazır olmayan Bursa’da plansız imar uygulamalarının ulaşıma, altyapıya, sosyo-kültürel yaşama verdiği çözümsüz hasarlar görmezden geliniyor. 2001 Eylül ayında Bursa’nın ilk Alışveriş Merkezi olarak hizmete giren, Carrefour Bursa Alışveriş Merkezi’nin satın alındığı ve CarrefourSA binasının yıkılarak yeniden çok katlı bir AVM olarak yapılmasının planlandığını öğreniyoruz. 100.000 metrekare arsa alanı üzerine kurulu 2011 ve 2014 yılında ek yapılarak genişletilen, toplamda 146 mağaza bulunan AVM, Orhaneli Kavşağı’nın dibinde yer alıyor. Toplamda 2.000 araçlık açık ve kapalı otopark alanına sahip AVM’nin ardından, yüksek katlı konutlar, oteller, iş merkezleri ve en son konut + AVM ile domino etkisi ile büyüyen bir Odunluk bölgesi. Altyapı ve yollar yetersiz, sosyo-kültürel alanları yetersiz. Trafiği düzenlemek için yapılan yeni uygulamalar sürerken şimdi de az katlı AVM’den çok katlı AVM’ye dönüştürülecek projenin trafik yönünden getireceği ek yük, Orhaneli Kavşağı’nın kapasitesi, otopark ihtiyacı düşünülmeden hareket ediliyor. Planlama olmadan büyüyen bu kente daha fazla zarar vermek istemiyorsak ‘Kervan yolda düzülür’ yönetim tarzından vazgeçmeliyiz!”
Umarım bu uyarılar önümüzdeki yerel seçimler için Bursa Büyükşehir Belediyesi ve Nilüfer Belediyesindeki başkanlık koltuklarında gözü olanların kulağına küpe olur. Çünkü Bursalı artık Bursa’da yaşayamamaktan çok sıkıldı, bilesiniz.