Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Dini duygularımızı sömürmek günah değil midir?

Yüzde 90’ı Müslüman olan bir ülkeyiz.

İslamiyet ne emreder peki?

Yerine getirilmesi gereken dini vecibeleri bir yana bıraktığımızda, özünde iyi insan olmayı emreder elbette. Yani çalmayacaksın, öldürmeyeceksin, yalan söylemeyeceksin, iftira atmayacaksın, ihtiyaç sahibine yardım edeceksin, adil olacaksın, insanlara tepeden bakmayacaksın, empati kuracaksın

Dini vecibelerin telafileri olabilir, ancak kötü davranışların telafisi eğer bu davranışın sonucunda oluşan zararı ortadan kaldıramayacaksan mümkün değil!

Hal böyle olunca ülkemizin Diyanet İşleri Başkanlığının ve bu başkanlığa bağlı olarak çalışan cami imamlarının da bu doğrultuda işler, açıklamalar yapmaları beklenir.

Ancak ne yazık ki, son dönemlerde hem Diyanet İşleri Başkanlığı hem de cami imamları toplumun sorunlarını yatıştırmaktan ziyade kaşıyan açıklamaları ile gündem oluyor.

Geçtiğimiz yaz, Bağcılar Hazreti Osman Cami’nde Cuma namazı hutbesinde;

Kedilerden bıktık, sokakta yürüyemez olduk, sokak kedilerine mama, su vermeyin!” denildi misal.

Peygamberimizin kedisinin uykusunu bozmamak için namazını eda ettikten sonra hırkasının etek ucunu keserek camiden ayrıldığı hadisi hatırlatmak isterim…

Bu yaz ise Konya’nın Selçuklu ilçesi Bosna Hersek Mahallesi’ndeki Kayalar Camii’nin imamı Ahmet Gür, doktorların yaptığı iş bırakma eylemi ile ilgili şunları söyledi:

“Dün hastanelerin hiçbirisi görev yapmadı. Günlük iğne yaptıracak adam var, günlük serum alacak adam var, tedavi olacak adam var. Yani bu ne getirir? Daha fazla doktorların öldürülmesini getirir, tahriktir. Sen vardın hastaneden boş döndün. İğne yapılacak, oğlun ölecek elinde. Doktor da dedi, git bugün grevdeyiz. Öldürmez misin sen? Dövmez misin? Sövmez misin? Buna fırsat vermeyelim ya. Herkes akıllı olsun kardeşim!”

Sağlıkta şiddeti normal, olması gereken olarak açıkladı insanlara.

Son olarak, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın dini konulardaki en yüksek karar ve danışma organı olan Din İşleri Yüksek Kurulu’nun “Ticarette kâr haddi var mı?” sorusu üzerine verdiği fetva, Türkiye’nin gündemine oturdu.

Fetvada, “İslam dininin, alım satım akitlerinde kesin bir kâr haddi koymadığı, bunu piyasa şartlarına bıraktığı” belirtildi ve “Fiyatları tayin eden, darlık ve bolluk veren Allah’tır!” hadisine işaret edildi.

Böyle bir açıklama olabilir mi? İnsanların dini duyguları ile böylesine acımasızca oynanabilir mi? Bu hadisleri duyan bu fetvalardan haberdar olan dini bütün vatandaşlar, içinde bulundukları geçim sıkıntısına isyan ettikleri için vicdan azabına terk edilebilir mi?

Sosyal medyada bu konuya eleştiri yöneltmiş olan Doç. Dr. Kenan Karataş’ın paylaşımını yanıt olarak kullanmak istiyorum:

Yeter artık, Allah’ı suçunuza ortak etmekten vazgeçin…

 

KİM NEYE KAYITSIZ KALIYOR BİLİNSİN!

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 1 Ağustos Pazartesi günü toplanması için bir çağrı yapıldı. ‘Ülkenin bunca çözülmesi gereken sorunu varken, tatil yapmanın sırası değil’ dedi muhalefet partileri.

Toplantının gündem maddesi, sağlık çalışanlarına yönelik şiddet olaylarıyla ilgili genel görüşme açılması. Ancak AK Parti bu toplantıya katılmayacağını şimdiden belirtti.

CHP Bursa Milletvekili Erkan Aydın ise öğrencilerin yurt sorununun halen çözülmediğini belirterek, konuyu Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Mehmet Muharrem Kasapoğlu’na verdiği soru önergesiyle TBMM gündemine taşıdı.

Aydın, enflasyon nedeniyle kiralardaki artışlardan dolayı öğrencilerin KYK yurtlarına gitmek isteyeceklerini, ancak KYK yurtlarının öğrencilerin sadece 19’unu barındırabileceğini hatırlatarak, “Bir buçuk ay sonra parklarda, sokaklarda barınan öğrenci manzaraları ile karşı karşıya kalabiliriz” dedi.

Yükseköğretim düzeyinde KYK’ya bağlı 774 yurt ve 724 bin yatak kapasitesi bulunuyor. Bu rakam yurt ihtiyacı olan 3.8 milyon öğrencinin sadece yüzde 19’unu kapsıyor.

Kira fiyatlarında zaten fahiş bir artış yaşanmıştı, üniversitelerin eğitime başlaması ile bu artış bir ivme daha kazanır mı bilinmez, ancak şimdiki rakamlarla dahi bir öğrencinin ailesine aylık maliyeti 7-8 bin lira düzeyinde. Özel öğrenci yurtlarının fiyatları ise 3 bin 500 lira ile 12 bin lira arasında bir skalada gidip geliyor.

Bir ailede iki kişinin asgari ücretle çalışması durumunda çocuklarını şehir dışında okutma imkanı bulup bulamayacaklarını sizin takdirinize bırakıyorum…

NOT: Muhalefet partileri çeşitli bakanlıklardan ve komisyonlardan akıllarına takılan soruların yanıtlarını bulmak üzere bilgiler istiyorlar, soru önergeleri veriyorlar, ancak genellikle istedikleri bilgilere ulaşamıyorlar. Yine de tarihe not düşmek adına konuların gündeme getirilmesini önemli buluyorum. Meclis kayıtlarında kimin neye kayıtsız kaldığı görülsün!

HABERLER