Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Doktora şiddete ‘espri’ savunması

Ülkede saçmalıklar bitmiyor ki, neresinden tutsak elimizde kalıyor. Bir gün eğitimi konu alıyoruz, diğer gün eczane raflarını boş bırakan ilaçları… Bugünün konusu ‘Doktorların gırtlağını sıkmak için halkı kışkırtacağını’ kürsüden haykıran AKP Kırklareli Milletvekili Ahmet Gökhan Sarıçam ve ‘espri yaptım’ diyerek özür dileme çalışmasının işi daha da batırması…

Hemen hatırlayalım meseleyi;

Sağlık Bakanlığı tarafından Pınarhisar ilçesinde düzenlenen Aile Sağlığı Merkezi temel atma töreninde bir konuşma yapan AK Parti Kırklareli Milletvekili Ahmet Gökhan Sarıçam sağlık çalışanlarını hedef alarak; “Memnuniyetsizlik varsa ben şunu da yaparım, vatandaşa, ‘Gidin, sağlık personelinin gırtlağına yapışın. Ben devlet olarak üzerime düşeni yaptım, hizmeti vermeyen onlar’ diye de kışkırtırım” ifadelerini kullandı.

Hadi ‘Bizim memleket çok gelişti artık doktor bile dövebiliyoruz’ diyen saçma vatandaşın cehaletine vermiştik söylediği sözleri. Güya halkı temsil eden, sorunlarını çözmek için TBMM’de koltuk çürüten sayın vekilin sözlerini de bu bağlamda mı değerlendirmek gerekiyor? Yoksa işittiklerimiz AK Parti hükümetinin doktorlar için sıklıkla sarf ettiği ‘giderlerse gitsinler’ sözleri ile mi birleşiyor?

Aslında nereye koysanız cuk oturuyor söylenenler…

Sözlere sağlık çalışanları camiasından büyük tepki gelince geri adım da atılmış, ama öyle kürsülerden bağıra bağıra söylenen ‘gırtlağına yapışın’  sözü gibi iddialı değil de, daha sosyal medyadan, iki satır paylaşım yapılarak sessiz sedasız özür dilemekle dilememek arası birkaç cümle sarf edilen.

Şöyle deniyor özür olduğu iddia edilen mesajda;

“Son günlerde sosyal medyada ve bazı basın organlarında konuşmamın sadece bir bölümü kesilip paylaşılmış ve ortaya büyük bir yanlış anlaşılma çıkmıştır. Her ne kadar konuşma videomda oynama yapılmış ve çarpıtılmış olsa da bundan dolayı kırılmış olan, alınganlık gösteren, üzdüğüm bütün sağlık çalışanlarından özür dilerim onları kırdığım için.

Orada bulunan birçok samimi olduğum sağlık çalışanı arkadaşıma gülerek yapmış olduğum bir espri maksadından saptırılarak bazı gazeteciler tarafından bir tahrik unsuru haline getirilmek istenmiştir. Açıkça görülüyor ki burada bilinçli bir çarpıtma ve siyasi bir hamle söz konusudur. Kamuoyunun, bu tür manipülasyonlara karşı dikkatli olmasını rica ederim.”

Okuduğunuzdan anladığınız gibi aslında sayın vekil özür dilememiş, kendisini bir kumpasın mağduru olarak göstermeyi tercih etmiş.

Konuya Sağlık Bakanlığı da sessiz kalmamış, yapıştırmış açıklamayı. Giriş cümlelerindeki yıkama yağlama kısmını geçiyor ve sadede geliyorum;

“…Bu çerçevede toplumun tüm kesimleri tarafından sağlık çalışanlarımızla ilgili yapılan açıklamalarda hassas olunması gerektiğine inanıyoruz.”

Özür yok, yaptırım yok, hatta meslektaşla empati dahi yok!

Zaten tüm dünyada pandemi süreci ile birlikte el üstünde tutulmaya başlanan sağlık çalışanlarına inat bir kenara itilen doktor ve hemşirelerimize başka bir muamele görsek dişimizi kıracaktık.

Hekim Birliği, Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası, AK Parti Kırklareli Milletvekili Ahmet Gökhan Sarıçam hakkında; ifadeleri sebebiyle Kırklareli Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduklarını açıkladı.

Türk Tabipler Birliği de suç duyurusunda bulunmak üzere hazırlık yapıyor. Tabipler Odası Bursa Şubesi de bir suç duyurusu hazırlığında. Bu suç duyurularının arkası daha da yoğun gelecektir kanaatimce.

Tabipler Odası Bursa Şubesi Başkanı Kadir Binbaş’a hem bir oda başkanı olarak hem de bir aile hekimi olarak bu sözler karşısındaki düşüncelerini sordum.

Bence en önemlisi bir aile hekimi olarak ne düşündüğüydü, dolayısıyla işin bu kısmından başlamak istiyorum;

“Bu kadar da olmaz dedim ya…” diyor kırgın bir sesle ve ekliyor;  “Tüm bu olanlara inat doğrusunu yapmak gerekiyor yine de, bu ülkenin insanları için, hastalarımız için…”

Bir kürsüden aleni ve net biçimde şiddete kışkırtan cümleler söyleyip sessizce sosyal medyadan özür olup olmadığı dahi belli olmayan bir metni paylaşmanın anlamsız olduğunu da ekliyor cümleleri arasına.

“Yaptıkları iş bir aile sağlığı merkezini tamamlamak da değil, sadece bir temel atmak. Bugün itibariyle Türkiye genelinde 5 bin tane aile sağlığı merkezine ihtiyaç var. Bursa’daki aile sağlığı merkezlerinin büyük bölümü depreme dayanıksız. Üzerinden merdiven geçen, cami altlarında aile sağlığı merkezlerimiz var, doktorlarımız buralarda hizmet vermeye çalışıyor. Buna karşılık yaratmaya çalıştıkları algı; ‘Devlet yapması gerekeni yapıyor, ancak doktorlar ve hemşireler yeterince çalışmıyor!’ Bu noktada vatandaş dönüp biraz da kendi haline bakacak, telefon başında günlerce bekleyip aylar sonrasına randevu almak için mücadele veriyorlar!” diyor Binbaş.

Hastanelerden randevu almak için çeşitli taktikler geliştiren vatandaşların telefon başında enteresan becerilerle doktora ulaşmaya çalıştıklarını düşününce Başkan Binbaş’a hak vermemek mümkün değil.

Doktorlar da içinde bulundukları durumdan çok şikayetçi emin olun.

Binbaş’ın; “Bizim aile sağlığı merkezlerimiz kötü durumda hastanelerimiz ise ulaşılamaz halde, ama bunun sorumlusu hekimler değil. Beş dakikada bir hasta bakıyoruz. MR ve Tomografilerde yalan yanlış raporlar hazırlayanlara kimsenin sesi çıkmıyor. Yanlış raporlara dayanarak teşhis koyan doktorun yakasına yapışıyor herkes!” sözleri madalyonun iki yüzü için de büyük sorunlar olduğuna işaret ediyor.

2024 yılında Türkiye genelinde bir milyar 50 bin civarı hasta bakılmış sağlık kuruluşlarında. Bu hastaların 421 milyonu birinci basamak yani aile sağlığı merkezlerinde tedavi görmüş. Zaten artık ikinci basamağa ulaşmak pek mümkün olmadığından, ameliyat ve görüntülemeler için randevuya ulaşılamadığından işin o kısmı devreden çıkmak üzere.

Hasta yükünün yarısını sırtlanan aile sağlığı merkezleri hekimleri yetersizlik içinde yetmeye çalışıyor hastalarına. Devletin kendileri ile kaçak güreşerek iki aydır maaş bordrolarını dahi vermemesine rağmen.

Beni Türk hekimlerine emanet ediniz” diyen Mustafa Kemal Atatürk’ün hekimlere gösterdiği saygıyı hatırlayarak başlayabiliriz birlikte mücadeleye.

HABERLER