Sağlık sektörünün tüm bileşenleri son dönemde itibarsızlaştırma, ötekileştirilme ve sözlü, fiziksel şiddetten yılmış durumda.
Evet, tüm bu saydığım unsurlarla ilgili olarak en çok doktorların hastalarla karşı karşıya kaldıklarını, özellikle acillerde sorunlar yaşandığını biliyoruz.
Ancak son dönemlerde bulunamayan ilaçlardan, artan ilaç fiyatlarına ve hastaların ödedikleri katkı payının artmasına kadar uzayıp giden sorunlar eczacıları da sorun yaşayan meslek grupları arasına kattı.
Sorunlarla birlikte çözüm önerilerini de sıraladığımız Ortak Akıl programının bu haftaki konuğu Bursa Eczacı Odası Başkanı Okan Şahin’di.
İşini yaptığı için şiddet gören meslek grupları arasına eczacıların da girdiğini belirten Şahin, tüm akademik meslek gruplarında olduğu gibi eczacılık mesleğinde de bilinçli bir itibarsızlaştırma yürütüldüğünün altını çizdi.
Nasıl mı?
Şöyle düşünün;
Türkiye’de 63 eczacılık fakültesinin 48 tanesi öğrenci kabul ediyor ve bu 48 eczacılık fakültesinden yılda ortalama 4 bin eczacı mezun oluyor. Türkiye nüfusunun artış hızına göre ise yıllık ancak 500 yeni eczane açılabiliyor. Sektörün diğer çalışma alanlarında da istihdam sağlandığı düşünülse en iyi ihtimalle her yıl 2 bin eczacı işsizler ordusuna katılıyor.
Doktorlarda yoğun biçimde gördüğümüz yurt dışına göç, eczacılar için de başlamış bir süreç.
Artık neredeyse tüm eczacıların birer veresiye defteri tutmaya başladığı da bir gerçek. Çünkü ilaçlara erişim vatandaş için öyle çileli bir hal aldı ki, eczaneler veresiye ile ilaç vermese tedavilerde ciddi aksamalar meydana gelecek.
Geçtiğimiz günlerde ilaçlara yapılan yüzde 25 oranındaki zam da Ortak Akıl masasının gündemindeydi. Yapılan zam konusunda karar verici değil, uygulayıcı pozisyonda olan eczacılar için bir karlılık düzenlemesine gidilmiş, ancak bu öylesine minimal bir düzenleme ki, eczacıların son iki yılda uğradıkları zararları karşılamaya ancak yetiyor.
“Talebi ilaç fiyat artışı değil, eczane kârlılıklarıyla ilgili düzeltmeler yapılmasıydı, ancak son yapılan düzenleme de beklentilerimizden çok uzak kaldı. Bu zammı sanki eczacılar istemiş gibi aktarılması bizleri ziyadesiyle üzüyor ve vatandaşla karşı karşıya bırakıyor” diyor Şahin.
Bursa Eczacı Odası Başkanı Okan Şahin’in beyanından yola çıkarak şunu diyebilirim ki, eczacılar iş yerlerini ayakta tutabilmek için şu ana kadar edindikleri mal varlıklarını satma noktasına gelmişler.
Tabii bir de yeni nesil ilaçlar var. Hani şu Avrupa’da tedavilerde kullanılan, ancak ülkemizde hiç göremediğimiz ilaçlar.
İşin aslı şu ki, önemli hastalıkların tedavi sürelerini çok kısaltan ve tedavi yan etkilerini çok azaltan bu ilaçları bizler kullanamıyoruz, çünkü devletimiz bu ilaçları çok pahalı buluyor. Avrupa İlaç Ajansı’ndan yeni ruhsat alan ürünlerin yaklaşık yüzde 80’i maalesef ülkemize gelmiyor.
Karar verici mekanizmada hiç yer almadıkları halde uygulamada vatandaşla karşı karşıya kalan ve aslında sağlık sektöründe birinci basamak danışma görevini üstlenmek için ellerinden geleni yapan eczacılar iflasın eşiğinde.
Sağlıkta sistem yıkıldı; hastalar, doktorlar ve eczacılar altında kaldı…