Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Eleştirileri dinliyorsanız biraz konuşalım!

Bizim için gündemin adı Bakan Varank oldu son günlerde. Gerçi bendeniz bu gündemin biraz dışında bırakılmış bir gazeteciyim, ancak mevzu bendenizin fikirlerini dile getirmesini engelleyecek değil. Zaten Bursa İkinci Bölge Birinci Sıra Milletvekili Adayı, aynı zamanda Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Pazar günü düzenlediği basın toplantısında şöyle seslenmiş meslektaşlarıma;

Biz bizi eleştirecek dahi olsa, siyaseten bizim karşımızda dahi olsa, insanların bizimle ilgili cümlelerini asla duymazlıktan gelmedik. Bugüne kadar en çok bu cümleleri dikkate aldık. Zaten siz sokağın, medyanın sesini duymazsanız, siyasette başarılı olamazsınız!” ne büyük olgunluk, ne büyük doğruluk içeren bir cümle…

Zira sürekli sizi alkışlayan ve ne yaparsanız yapın karşınızda durup gerçekçi eleştirilerde bulunmayan kişiler, yönetici pozisyonunu koruyan herkesi yanlışlara sürekler…

Öyleyse Sayın Bakan Varank’ın kendisi ile aynı paralelde düşünmeyen ve eleştirilerini sıralamaktan da çekinmeyen bendeniz ile görüşmemiş olmasının bir eksiklik olduğunu dile getirmem lazım.

İşin bu kısmından sonra, gelelim toplantının içeriğinde yer alan, ancak benim eleştirilerime de mazhar olacak olan konulara.

“Bursa Türkiye’nin dördüncü büyük şehri. Lojistikte ön plana çıkan marka şehirlerden bir tanesi” demiş konuşmasında Sayın Bakan. Hadi ortalama olarak söylenen ‘Türkiye’nin dördüncü büyük şehri cümlesini kabul edelim, ancak lojistikte nasıl oluyor da ön plana çıkıyoruz hiç anlamış değilim. Hangi ulaşım avantajımız var da lojistikte marka olacağız? Havaalanı desen malum, tren desen halen bekliyoruz ve nereye kadar bekleyeceğimizi bilmiyoruz, karayolu desen ciddi pahalı, deniz yolu desen Gemlik’e gelen gemiyle o iş oluyorsa harika vallahi, çünkü diğer biçimde az biraz rüzgar çıkınca insan dahi taşıyamaz haldeyiz…

Bakan Varank’ın, “Bursa’ya çok büyük yatırımlar yaptık. Bursa’nın merkezi hükümetten aldığı pay bugünkü değerlerle 200 milyar liraya ulaşmış durumda” cümlesini de esefle kınarım.

Yapılan büyük yatırımlar o kadar büyükse böyle yuvarlak bir cümlecikle geçiştirilmesin, kalem kalem sayılsın lütfen, çünkü günlerce yazıp çizdiğim gibi Bursa’nın asıl sorunu bir lobisinin olmaması olduğundan, muhalefetiyle iktidarıyla Ankara’ya gönderdiğimiz vekiller Bursa’ya yatırım gelsin diye yeterince uğraşmadığından, bu ülkeye kazandırdığından çok daha az pay alan bir şehir Bursa. Bu yazıklanıp durduğumuz halimiz tam da bahsettiğim sebepten.

Haaa… Deniliyorsa ki, ‘bundan sonra Bursa hazineden hak ettiği payı ve hakkı olan yatırımları alacaktır’, işte orada işin takipçisi olmak da bize düşer.

Her zaman ortak akla, ekip çalışmasına önem verdik” sözünün eski AK Parti için geçerli olduğu kanaatindeyim, çünkü bir kişinin tensip buyurması gerçekleşmeden kimsenin adım atmadığını, hiçbir kurum ve kuruluşun hareket kabiliyetinin olmadığını biliyoruz şimdilerde. İşin bu kısmını tartışmıyorum bile…

Yine derseniz ki; “Biz bu şehirde göstermelik değil, gerçek bir samimiyetle akademik odalarından sivil toplum kuruluşlarına kadar kuracağımız ortak platformlarda alacağız önemli, çatı kararları” tam da istediğim cümle olur ve yine görevim gereği bahsettiğim cümlenin takipçisi olurum.

Her zaman bu şehrin gündeminde yüksek hızlı tren oldu” demiş Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank.

Ne diyeyim…

Maalesef öyle oldu…

Hatta tam da bugün İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi tarafından, ‘Bursa’nın bitmeyen demir yolları’ başlıklı bir değerlendirme yazısı ulaştırıldı elime.

Trenler konusu o kadar karışık ve teknik detayları öyle yüklü ki, özet olarak şu cümleyi paylaşmama müsaade edin;

“2012 yılında temeli atılan Bandırma-BURSA-Yenişehir-Osmaneli Yüksek Standartlı Demiryolu hattı inşaatı 11 yıldır, bitmedi. Şimdilik geç bitirilme rekoru 2008 yılında yapımına başlanan ve açılışı tam 8 kez ertelenen 405 kilometrelik Ankara-Kırıkkale-Yozgat-Sivas Yüksek Hızlı Tren Hattı (YHT) projesinde ama korkarız ki onun yarısından daha az uzunluğu olan 201 kilometrelik Bursa demiryolu projesi bu rekoru egale edebilecek noktaya gelmiş durumdadır!”

Konunun akıbeti belirsizliğini koruyor. En son hatırladığım kadarıyla bir dizi açılış için şehrimize gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmasının arasında dile getirdiği tarih 2026 idi.

Biz trenleri konuşmaya alışık bir şehiriz, sizinle de konuşuruz Sayın Bakanım…

Konuşma içeriğinde benim açımdan önemli olan iki unsur var ki, değinmeden geçemeyeceğim. Yeni sanayi bölgeleri oluşturulurken tarım alanlarının zarar görmeyeceği sözü çok kıymetlidir, ancak Bursa Büyükşehir Belediyesi’nden de sıklıkla duyduğumuz bu sözlerin ardından önce Karacabey ardından yakın bir geçmişte de Mustafakemalpaşa ilçelerinde tarım alanlarının sanayiye açılmaya çalışıldığını hatırlatmak isterim.

Kısacası laf olsun diye kurulan cümleler, sizin de gördüğünüz gibi basını hayli güçlü olan Bursa’da hızla gerçeklikle buluşturulur. Siz yabancı olduğunuz için küçük bir hatırlatma yapayım dedim.

Arada çok tehlikeli bir cümle de duydum ki, Bursa’yı Bursa olmaktan tamamen çıkarabilirsiniz bu cümle hayata geçerse.

Kentsel dönüşüme rantsal dönüşüm diyenlere sesimizi çıkarıp yola devam edeceğiz!”

Yani…

Hepimizin gerçekleşmesinin şart olduğunu düşündüğümüz ‘kentsel dönüşüm’ adı altında bu şehre ciddi bir yük yüklemek ve ‘Benden sonrası tufan’ demek mi peşindesiniz, yoksa ben cümlenizi tam almadığım için yanlış mı yorumladım…

Umarım ikinci şıkkı işaretler ve Bursa’yı daha çok şirazesinden kaydırmazsınız.

İlk cümlenizden yola çıkarak, yönetiminize yönelik eleştirilerden memnuniyet duyacağınıza inanarak benden şimdilik bu kadar…

Bir de, AK Parti mitinglerinde bedeli ödenerek satın alınan ‘Bursaray seyahat saatleri’ neden CHP mitinginde satın alınmak istendiğinde yapılan başvurular kabul edilmiyor?

Savaşa değil, alt tarafı bir seçime gidiyoruz, bu tür hareketler Bursa’ya yakışmıyor…

HABERLER