Kartalkaya’da yaşanan facianın hemen ardından herkes elini temizlemenin derdine düşmüşken, biz Bursalılar ‘Benzeri işler başımıza gelir mi? Uludağ’daki oteller ne durumdadır ki?’ düşünceleriyle biraz daha dertlendik.
Konuyla ilgili Mimarlar Odası Bursa Şube Başkanı Şirin Rodoplu Şimşek’in açıklamalarını dün paylaşmıştım sizlerle.
Bugün sabah saatlerinde İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu, Kültür ve Turizm Bakanlığına yönelik bir soru önergesi sundu TBMM’ye.
“21 Ocak 2025 tarihinde Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi’nde bir otelde meydana gelen ve 76 yurttaşımızın hayatını kaybetmesine ve 51 insanımızın da yaralanmasına neden olan yangın, turizm bölgelerinde yangın güvenliği ve yapı denetimi konusundaki eksiklikleri tekrar gündeme getirmiştir. Dolayısıyla her sezon yerli ve yabancı turistlerin yoğun biçimde uğrak merkezi olan Bursa Uludağ’da faaliyet gösteren turistik otellerin, muhtemel bir faciada bina emniyeti ve güvenlik durumları kamuoyu nezdinde sorgulanır olmuştur. Kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi ve gerekli önlemlerin alınması adına ilgili soruların açıklığa kavuşturulması elzem hale gelmiştir.
Bu bağlamda:
-Bursa Uludağ’da faaliyet gösteren otellerde yangın güvenliği için gerekli olan tedbirlerin alınıp alınmadığı nasıl denetlenmektedir?
-Uludağ’daki otellerin her birinde yangın merdiveni bulunup bulunmadığı kontrol edilmiş midir? Kontrol edilmişse, tespit edilen eksiklikler nelerdir?
-Uludağ’daki otellerin en son denetim tarihleri nedir? Bu denetimlerin sonucunda düzenlenen raporlarda hangi bulgulara ulaşılmıştır?
-Söz konusu otellerin, yangın güvenliği açısından gerekli ruhsatlara sahip olup olmadıkları incelenmiş midir? Ruhsatsız faaliyet gösteren otel bulunmakta mıdır?
-Bursa Uludağ’da herhangi bir yangın çıkması durumunda müdahale edebilecek yeterlilikte bir itfaiye teşkilatı bulunmakta mıdır? Eğer bulunuyorsa, personel ve donanım açısından yeterliliği nedir?”
Soru önergesinin buraya kadar olan kısmı doğrudan Bursa’yı ilgilendiriyor.
Yanıtları hepimiz merak ediyoruz elbette.
Gerçi ben gelecek yanıtı biliyorum, ama neyse…
Konu yangın olunca sadece olay yerine benzerliği nedeniyle Uludağ Oteller bölgesini sorgulamakla yetinmemek gerekiyor. Bursa’nın dertleriyle dertlenen, ender görülene dikkat çekmeye çalışan isimlerinden İnşaat Mühendisi Cengiz Duman sosyal medya paylaşımı ile benimle aynı fikirde olduğunu ortaya koymuş.
“Mesela OSB içindeki son fabrika yangını sonrası günler süren söndürme ve soğutma çalışmalarını hatırlıyorum. Yalova ve Gebze’den gelen endüstriyel yangın söndürme araçları için köpük takviyesi bile yapamamış, araçları kullanmak için takviye yapmaya ciddi zaman harcamıştık!
Mesela soruyorum; Bursa’da bu yangından sonra herhangi bir OSB bu araçlardan edendi mi? Benzer bir durumda bırakın aracı, köpük takviyesi için Yalova ve Gebze OSB’lerden yardım mı bekleyeceğiz?
Bugün Bursa’da yüzlerce hormonlu ve yüksek katlı bina yapılıyor. Bursa itfaiye envanterinde bu binaların üst katlarında mahsur kalınması durumunda insanlara ulaşabilecek yükseklikte araç ya da ekipman var mıdır? Yoksa bunun için yine can ve mal kaybı mı beklenmektedir?
Kamuoyunun aydınlatılması adına sorum şudur; bugün Bursa’da en büyük itfaiye aracının ulaşabileceği maksimum yükseklik nedir?” diyerek özetlemiş merak ettiklerini Duman.
OSB’lerin kimyasal madde kullanımları da dikkate alınarak yangın güvenliği açısından didik didik bir denetime mutlak ihtiyacı var!
Elimdeki en son bilgi Bursa İtfaiyesindeki en yüksek merdivenin 65 metre yüksekliğe ulaşabildiği yönünde. Burada merdivenin yüksekliğinin yeterli olmadığını, itfaiye aracının binaya yaklaşabilmesi için uygun yapılaşmanın önemini de hatırlatmak lazım. Bu tür uzun merdivenlerin rüzgarlı havalarda kullanılamadığının da altını çizelim lodosun başkenti Bursa’dan bahsederken.
Standart bir yapıda elbette yangın, sel, deprem gibi doğal afetlerden korunma ve bu afetler sırasında zarar görme halinde en kısa sürede müdahale edebilme şansını yaratacak şablonlar, ölçüler, mesafeler bellidir.
Gelin görün ki, ‘Türk aklı’ dediğimiz ve bu deyişle kıymetsizleştirdiğimiz kuralların etrafından dolanma becerimiz sayesinde canımız cebimizde yaşıyoruz hepimiz. Kimimiz tatilde, kimimiz evimizde ama hepimiz güvensizliğin en dibinde…