Bu köşeden zaman zaman Derin Yoksulluk Ağı Platformu’nun araştırmalarını paylaşıyorum.
Bu kez konumuz Türkiye’deki yoksulluğun yeni yüzü olan enerji yoksulluğu…
Geçtiğimiz günlerde konutlarda kullanılan elektriğin fiyatı yüzde 25, sanayide kullanılan elektriğin fiyatı yüzde 10 zamlandı malum.
Dile kolay bu rakamların, insan hayatı için ne ifade ettiğini anlamak açısından biraz istatistik şart diye düşündüm.
Yoksulluk sınırının altında gelire sahip hanelerin %37’si evlerini yeterince ısıtamıyor.
%27’si elektrik, su ve doğalgaz faturalarını zamanında ödeyemiyor.
%53’ü geçimlerini sağlamakta zorluk veya büyük zorluk yaşadıklarını söylüyor.
Hal böyleyken bir gece ansızın gelebilirim bile demeyen elektrik zammı geçtiğimiz günlerde hanelerdeki kullanıma %25, sanayideki kullanıma %10 şeklinde geliverdi.
2025 yılında yalnızca üç ayda 2.7 milyon yeni icra dosyası gelmişken, halihazırda işlemde olan 23 milyondan fazla icra ve iflas dosyası varken, 275 bin abonenin, yani yaklaşık bir milyon kişinin elektrik faturasını ödeyemediği için aboneliği feshedilmişken yapılan bu zam yoksulluğu daha da derinleştirdi.
Kış mevsiminin etkisinden kurtulamamış bir Nisan ayı geçirirken ülkemizde çocuklu hanelerin %39’u, tek ebeveynli hanelerin %58’i, üç veya daha fazla çocuğa sahip hanelerin %41’i evlerini yeterince ısıtamıyor!
Çocuklu hanelerin %30’u, tek ebeveynli hanelerin %35’i, üç veya daha fazla çocuğa sahip hanelerin %31’i faturalarını ödeyemiyor.
Çocuklu hanelerin %55’i, tek ebeveynli hanelerin %71’i, üç veya daha fazla çocuğa sahip hanelerin %57’si geçim sıkıntısı çekiyor.
Elektrik Mühendisleri Odası Genel Merkezi’nin hesaplamasına göre, Nisan 2025 zammıyla birlikte, dört kişilik bir ailenin asgari elektrik bütçesi 476.6 TL’den 595.8 TL’ye yükseldi.
Düşük tüketimli konut faturalarının yalnızca %19’u enerji bedelinden oluşacak. 2022 yılında %22 düzeyinde olan dağıtım bedeli ise Nisan 2025’te %71’e çıkacak.
EMO’ya göre dağıtım maliyetlerindeki artış, enerji üretim maliyetlerindeki gibi şekillense 595.8 TL’lik fatura 228 TL olurdu.
Dört yılda %642 oranında gerçekleşen dağıtım bedelindeki bu artış, hizmetin fahiş fiyatla verildiğinin göstergesi.
Enerji maliyeti artmazken faturaya zam gelmesi, yoksulların üzerinden şirketleri zengin etmek anlamına gelir ve bu kabul edilemez!
Bu veriler yoksulluğun özellikle çocuklu aileler üzerinde yoğunlaştığını ve enerji yoksulluğu sorununun giderek yaygınlaştığını gösteriyor.
Buna karşılık son dönemde elinize ulaşan elektrik ve doğalgaz faturanız varsa, devletin fatura bedeline ne kadar destek olduğu yönünde bir ayrıntıyla karşılaşacaksınız.
Sakın şaşırmayın…
Vatandaşı darboğaza sokan elektrik ve doğalgaz faturalarında devletin elektrik ve doğalgaz tüketiminde uyguladığı sübvansiyon tutarlarını beyan ederek göstermek, ‘faturalardan şikayet etmeyin, zaten büyük bölümünü biz ödüyoruz’ demenin bir yolu aslında.
Bir tür yavuz hırsız ev sahibini bastırır olayı ile karşı karşıyayız…
Bazı medya kuruluşlarında konu şöyle örneklendirilmiş; “… nolu elektrik aboneliğinize ait 17-04-2025 son ödeme tarihli ilgili dönem tüketim bedeli 807.36 TL olup, 437.36 TL’lik devlet desteği sonrasında ödenmesi gereken fatura tutarı 370.00 TL’dir.”
Yapılan açıklamaya göre elektrik faturalarında devlet desteği; düşük tüketim kademesinde %60, yüksek tüketim kademesinde %40 oranında.
Doğalgaz faturalarında devlet desteği ise %65!
Tüm bu açıklamalar ve faturalara devletin sağladığı sübvansiyonun yansıtılması ana sorunu çözmüyor, sadece göz boyuyor!
“Dört yılda %642 oranında gerçekleşen dağıtım bedelindeki bu artış, hizmetin fahiş fiyatla verildiğinin göstergesi” cümlesindeki ‘fahiş fiyatlarla’ fakirin cebinden alınanın zenginin cebine aktarılması işine bir son verilmeli öncelikle. Böylece devletin bu denli yüksek sübvansiyon oranları ödemesine de gerek kalmaz.
İlk olarak yapılması gereke fahiş dağıtım bedellerinin düşünülmesi, enerji dağıtım bedellerinin enerji bedelini geçmesinin engellenmesidir.
Sonrasında ödeme güçlüğü çekenler için taksitlendirme, borç yapılandırma veya kısmi silme seçenekleri uygulanmalıdır. Gelir düzeyi yoksulluk sınırının altında olan hanelerin elektrik ve doğalgaz kesintilerinin durdurulması da düşünülmesi gereken çözümler arasında yer almalıdır.
Yoksulluk yeterince karanlık, elektrik tüketimini lüks haline getirerek bu karanlığı daha da büyütmeye gerek yok!