Önceden aylık sabit giderlerimiz arasındaki faturalarımızı elektrik, su, doğalgaz diye sayardık. Şimdi bu faturalar zincirine cep telefonu, internet, televizyon izleme zımbırtısı, dizi ve film izleme alternatifleri zımbırtıları, içme suyu, aidat… gibi pek çok kalemi de eklemek durumunda kalıyoruz.
Haliyle belimiz bükülüyor, hap kadar maaşlarımızı dünya kaleme bölmeye çalışıyoruz.
Elektriğe, suya, doğalgaza yapılan zamlara alıştık da şu internet paketlerine yapılan zamlar iyice çığırından çıktı bu aralar.
Dünyanın en kötü internetini dünyanın en yüksek fiyatına kullanıyoruz genel yaklaşımı son derece doğru ve yerinde. Eğer yakın zamanda konuyla ilgili tarifelerinizden en az birini yenileme ihtiyacı duyduysanız beni gayet iyi anlayacaksınız.
Yapılan zamlar öyle böyle değil, vatandaş faturasının iki katına çıkmasına dahi razı olur hale gelmişken üç katı aşan zamlar neyin nesidir anlamak güç!
Türkiye, dünyanın en yavaş internetini kullanan ülkeler arasında, ama iş zam yapmaya geldi mi herkesin eli pek hızlı.
İşi bir de teknik açıdan ele alarak anlatayım. Teknik kısımlardan pek iyi anlamasam da cüzdanımdan haksız yere eksilen paranın izini sürebilme yeteneği olan bir insan olduğumdan, bazı kaynaklardan yararlanarak durumu size açıklamaya çalışacağım.
İnternet hızı sıralamasında 158 ülke arasında 102. sırada bulunan Türkiye’de bu hizmete, aylık 100 megabit (Mbps) kullanıma ortalama 483 lira bedel ödeyerek erişilebiliyor.
Speedtest Küresel Endeksi verilerine göre, sabit geniş bant internet hızında 47.27 megabit (Mbps) hıza sahip Türkiye; Bangladeş, Guetemala, Güney Afrika gibi ülkelerin gerisinde, 158 ülke arasında 102. sırada kendine yer bulabiliyor.
Dünya genelinde ortalama 85 Mbps olan internet hızının da ancak yarısı kadar hıza sahip. Mobil internet hızında da Türkiye, 111 ülke arasında 49.32 Mbps hızla 62. sırada yer alıyor. Mobil internet hızında da Güney Afrika, Arnavutluk, Bahreyn gibi ülkelerin ardından sıralanan Türkiye, GSM operatörlerinin sağladığı bu hizmeti de son derece pahalıya kullanıyor.
Picodi Türkiye’nin verilerine göre Türkiye’de 100 Mbps internetin ortalama aylık bedeli 12.7 Euro’yu, güncel kurla ise 463 lirayı buluyor. Dünyada en pahalı internet, aylık 100 Mbps kullanımın 75.1 Euro ile ücretlendirildiği Norveç’te bulunuyor. Gelir düzeyinin en yüksek olduğu ülkelerden biri olan Norveç’te internet hızı ise Türkiye’yi yaklaşık 3’e katlıyor.
Halk tabiriyle diye getirdiğimizde, mealen; 200-250 TL arasında civarındaki faturalar taahhüt süresi sona erdikten sonra üçe katlanıyor. Hizmet kalitesinde ise bir değişiklik gözlemlemek mümkün değil. Değişiklik olmuşsa da eksi yönde oluyor bizim ülkemizde ne yazık ki…
Oradan buradan derken sürekli çarpılan vatandaşın bu derdini CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Sivas Milletvekili Ulaş Karasu TBMM gündemine taşıdı. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın bütçe görüşmelerinde vatandaşların mağduriyetleri de böylelikle konuşulmuş oldu.
İşin bundan sonrası sürekli artan faturalardan daha da ilginç…
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdülkadir Uraloğlu çıktığı bir televizyon programında, Türkiye’deki ortalama internet hızında istenilen yerde olmadıklarını belirterek, “Birinci derecede sorumlu Türk Telekom” diyerek Türk Telekom’u suçladı!
Haydaaa…
Bu suçlamanın ardından kendisine bütçe görüşmeleri sırasında yöneltilen sorulara da;
“İşletmeciler, abonelerine sundukları hizmetlerine karşı uygulayacakları tarifeleri ilgili mevzuata ve BTK düzenlemelerine aykırı olmadığı sürece serbestçe belirleyebilmektedir. Ayrıca, BTK’ca Mobil Elektronik Haberleşme Hizmetleri Azami Ücret Tarifesi ile işletmecilerin belirli hizme kalemlerine ilişkin tüketicilere uygulayabilecekleri azami ücretler belirlenmektedir. Diğer taraftan ilgili mevzuat çerçevesinde BTK tarafından yapılan Pazar analizleri neticesinde Etkin Piyasa Gücüne (EPG) sahip olduğu belirlenen işletmecilerin toptan düzeydeki hizmetlere (EPG’ye sahip işletmecinin diğer işletmecilere sunduğu hizmetlere) ilişkin tarifeleri BTK onayına tabidir” açıklaması yaptı.
Kısaca ‘serbest piyasa ekonomisi böyle bir şey kardeşim’ dedi ve durumda abes bir nokta bulunmadığına işaret etti.
Yahu bu gözler tarlasından topladığı soğanı patatesi depoya kaldırdığı için stokçuluk yaptığı gerekçesi ile terörist olarak nitelenen çiftçi gördü. Üç, hadi bilemediniz beş internet sağlayıcısının ağız birlik ederek uyguladığı üç katlık artışların tekelcilik değil de serbest piyasa şeysi olduğuna inanmamız bekleniyor…
Ne yapalım yani faturaları Türk Telekom’a mı gönderelim?
Ama kabahat bizde canım kardeşim, dünyanın en kötü internetine dünyadaki en yüksek rakamı kuzu kuzu ödeyip yine de ses çıkarmıyorsak, yaşadıklarımız da bize müstahak.