Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Gündem ekonomi…

Bursa’da günün konusu BESAŞ ekmek zammı…

İlk olarak BESAŞ ekmeğin 31 Temmuz 2023 tarihinden itibaren, yani yaklaşık bir yıldır zam görmediğinden bahsedelim ve bu durumun bir seçim yatırımı olarak kullanıldığının altını çizelim.

Vatandaşı kuru ekmeğe muhtaç eden, zengini daha zengin fakiri daha fakir hale düşüren muhteşem ekonomik politikaların sonucunda ellerinde bir ucuz ekmek kuyruğu kalan iktidarın, seçim yatırımı olarak kullanmak üzere ekmeğe zam yapmayarak belediyelerden kurumları sübvanse etmesi adetten olmuştu son zamanlarda.

‘Seçimler bitti, geçimlere sıra geldi’ diye yazmıştık hatırlarsanız. Belediyeler önlerine alacak verecek defterlerini aldılar, baktılar ki, alacaklar vereceklerin çok gerisinde kalmış, kemerleri sıkmak gerektiğinden herkes kendince adımlar atmaya başladı.

Arada olan garibanın ekmeğine de oldu

Bir yıldır zam görmeyen, ancak maliyetleri her gün artan BESAŞ beyaz ekmeği yüzde 66 zam görerek 12 lira 50 kuruşa çıktı.

Fakat bu işin öncesi de var.

Kimseye haksızlık etmemek adına, seçimlere henüz zaman varken, AK Partili belediye başkanlarının ekmeğin maliyetini BESAŞ ürünlerine nasıl yansıttığına da bir bakmak lazım.

Misal; 2022 yılının ilk ayında 2 lira olan BESAŞ’ın normal ekmeği önce 2.75 liraya, şubat ayının sonlarına doğru 3 liraya, Temmuz’da 4 liraya, 10 Ekim’de de 4 lira 75 kuruşa çıkmıştı…

Ekmeğin fiyatı dört lira olduğunda gördüğü zam yüzde 137 idi.

En son zammı Ekim 2022’de gören 400 gram BESAŞ’ın normal ekmeği son zammını 31 Temmuz 2023 Pazartesi günü gördü. Bu tarihten itibaren yüzde 58 zamlanarak 7 lira 50 kuruşa satıldı ekmek.

Haaa…

Şunu da diyebilirsiniz; ‘Kala kala vatandaşa bir ekmek kalmıştı, bari o zamlanmasaydı…’ çok da haklısınız. Fakat işin bir de bu maliyetleri yaratan, ekmeğin fiyatını arşa taşıyan, hali hazırda 200 gram ekmeğin piyasada 10 liraya satılmasına ve bu satışın da fırınlara zarar ettirmesine sebep olan kısmı var.

Yani demem o ki; ekmek maliyetlerinin artışı her daim BESAŞ fiyatlarına da yansıtılmış karınca kararınca. Keşke hiç zam yapılmasaydı, Bursa Büyükşehir Belediyesinin bütçesi vatandaşın ucuz ekmek, hatta daha da ucuz ekmek yemesi işini uzun süreler cebinden karşılayacak kadar güçlü olsaydı, harika olurdu, ama bu kadar oluyor anlaşılan.

Burada bir süredir sosyal medyada estirilen rüzgarın önünü arkasını da düşünmek, ‘ekonomiyi bu hale getirenlerin hiç mi suçu yok?’sorusunu sormak en akıllıcası olur…

Gelelim günün ikinci önemli ekonomi konusuna…

CHP Genel Başkan Yardımcısı Yalçın KaratepeHazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile bir görüşme gerçekleştirdi.

Çok merak ediliyordu Şimşek’in özellikle son dönemde aldığı ekonomik önlemlere yönelik olarak CHP’nin gölge kabinesinin ne söyleyeceği, gölge kabinenin söylediklerinin iktidar partisinde ne karşılık bulacağı…

Merak etmeye gerek olmadığını öğrenmiş olduk desem yazı kısacık bir biçimde sonlanacak, sizin de zahmet edip okumanıza gerek kalmayacak, ama durum tam olarak öyle.

CHP’nin görüşmeye dört taleple gideceğini, asgari ücrete ara zam, emekli maaşlarına zam, vergide adaletin sağlanması, kamu özel sektör işbirliği projelerinin maliyetlerinin kabul edilemezliği ana başlıklardı.

Görüşmenin hemen ardından bir açıklama yapan Karatepe, “Dört taleple gittik. Bakan Şimşek’e, asgari ücrete ve emekliye zam talebimizi ilettik, ama görüşme sonunda bir değişim iradesi göremedik. Faturayı vatandaşa çıkarmakta ısrarlılar” dedi açıklamasının başında.

Doğrusunu isterseniz asgari ücretliye ara zam ve en düşük emekli maaşlarının artırılması gibi konularda bir gelişmeyi ben de beklemiyordum.

Vergi adaletsizliği meselesini ise en güzel Bursa Barosu özetlemiş;

“Reform maskesi adı altında getirilmeye çalışılan yeni vergiler reform değil savaş zamanlarında bile en son tercih edilen yöntemlerle vatandaştan devlet zoruyla para toplamak hatta tabiri caizse müsadere yöntemidir. Bu yöntemler daha önce de denenmiş ve sonuç olarak kayıt dışılığı daha da arttırmış arkaik vergi yöntemleridir!” diyor Baro açıklamasında.

Düzenlemenin adil olmadığına yönelik yoğun işaretten de anlaşılacağı üzere adalete başvurulacak meselenin adil hale getirilmesi için.

Bir de hepimizin fena halde kandırıldığı, kamu özel işbirliği projeleri vardı konuşulan konular arasında.

“Cumhurbaşkanı bu projeler için ‘kamunun cebinden 1 kuruş çıkmayacak’ demişti, ancak 2024 bütçesinde bu projeler için 160 milyar TL üzerinde bir ödeme yapılacağını biliyoruz. KÖİ projelerindeki şirketlerin gerçek anlamda vergilendirilmesi gerektiğini, bu şirketler matrahsız iken vergi oranını 5 puan artırmanın sonuç vermeyeceğini belirttik” diyor Yalçın Karatepe.

Güzel bir öneri de garibanın garibanlığını katmerleyen ve ülkenin en güvenilmez kurumu haline gelmiş olan TÜİK için gündemdeymiş. CHP, TÜİK verilerinin şeffaf biçimde kamuoyu ile paylaşılması gerektiğini, enflasyon sepetindeki mal ve hizmetlerin fiyatlarının yayımlanması gerektiğini söyleyerek bu konudaki mahkeme kararlarını sunmuş Şimşek’e.

Öneri de şu; TÜİK için bağımsız danışma kurulu kurulması!

Peki CHP bunca hazırlığı paylaşmış, kamuoyunun ilgiyle takip ettiği bu görüşmeyi yapmış da karşılığında ne görmüş dersiniz?

AK Parti cephesinde yıllardan beridir görmeye alışık olduğumuz tutumu görmüş elbette.

İlgiyle dinlenmişler, anlayışla karşılanmışlar, gülümseyerek ilerleyen bir sohbetin içine dalmışlar, hiçbir görüşlerine yönelik hiçbir girişimde bulunulmamış, kendilerine hiçbir söz de verilmemiş…

Dolayısıyla sade vatandaş gibi dikkate alındıklarını düşünecek kadar siyasette yeni olmayan CHP gölge kabinesi, görüşlerine değer verilmediğini, yani dört saatin sonunda bir değişim iradesi görmediklerini fark etmişler.

Tebrikler…

Ben de bir değişim iradesi görmüyorum…

 

 

HABERLER