Aslında görünen köyün kılavuza ihtiyacı yok, ancak zaman zaman görünen köyü fosforlu renklerle boyayıp daha dikkat çekici hale getirmek ve mesela tüm Türkiye’den görünmesini sağlamak için sağlam kanıtlara ihtiyaç var.
Bugün Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in aylık değerlendirme toplantısında bu kanıtların yavaş yavaş ele geçtiğini öğrenmiş olmanın, dolayısıyla da Bursa’nın ülkeye kazandırdığı katma değer kadar yatırım almadığı konusundaki tezimizin doğruluğunu işitmenin dayanılmaz hafifliğini yaşamadım bir bardak demli çay eşliğinde.
Hayli uzundu toplantının açılış konuşması, basın mensuplarının bir ay boyunca yayın mecralarında haber olarak yer verdikleri pek çok çalışmanın özeti ile başladık. Aslında merak ettiklerimiz başkaydı, Başkan Bozbey’in bize anlatmak istediği çok önemli konular ise bambaşkaydı…
Misal şu meşhur Diyanet Mola meselesi konuşuldu bir posta…
“Siyasilerden bahsediyorum, kimse bizim inancımızı sorgulayamaz. Müftülük herhangi bir şey söylemiş değil. Biz de yaptığımız görüşmede, farklı bir alanda daha doğru bir lokasyonda yine hizmetin devam etmesini önerdik. Boyutunu değiştirip farklı mecraya çektiler. Biz terminale bir düzen getirmek istiyoruz, Bursalılar müsterih olsunlar” dedi Bozbey.
Bendeniz bu Diyanet Mola işini pek anlamadığımı, fakat işin içine dini duygular girince herkesin çıkarına göre meseleyi oraya buraya çekiştirme potansiyelinin yüksek olduğunu bildiğimden, sadece konuşulanı aktarmakla yetineceğim.
Mevzu bir icraat değil, bir hizmetin ortadan kaldırılması hiç değil. dolayısıyla reelde bir kazanç ya da kayıp da değil…
Fakat toplantıda konuşulan diğer konular arasında şehrin pek çok kaybı söz konusu!
Koskoca Bursa, Başkan’ın verdiği verilere dayanarak konuşacak olursak, Türkiye ekonomisinin ikinci büyük şehri. Elbette yatırımların sadece belediye eliyle yürütülecek olması ve bu durumun yeterli bulunması beklenemez. Bursa gibi ihmal edilmiş bir şehrin, özellikle merkezi hükümetten payına düşenin de üzerinde bir yatırım alarak, yani bir yatırım hamlesi ile giderek kasabaya dönen yapısından kurtulması, diğer şehirlerle arasındaki uçurumu kapatması lazım gelir.
Ama ne gam…
Her ne kadar ihracatta dördüncülüğe gerilemiş de olsa, ülkeye ciddi katma değer kazandıran şehrin, merkezi hükümetten aldığı ödenek kişi başına düşen pay olarak hesaplandığında 12. sıraya geriliyor. Dikkatinizi çekerim Kocaeli 2. Erzurum 4. sırada!
Bu hesaplamalara yapılan yatırımlar da dahil değil!
Onları da işin içine katarsak sıralamada çok daha gerilerdeyiz!
Peki, Bursa’nın neyi eksik?
AK Parti hükümeti tarafından her daim çantada keklik olarak görüldüğünden, elbette lobisi eksik. Bu dönem bir lobimiz olacak gibi görünüyor. En azından Bozbey;
“Hükümetin Bursa’da yapımına devam ettiği projeleri, yarım kalan çalışmaları var. Bu projeleri her fırsatta dile getirip takipçisi olacağımızı belirtiyorum. Bursa, bizim için siyaset üstüdür. Bu çalışmaları yerinde takip ederek Bursalılara her konu hakkında bilgi vermek istiyoruz. Projelerin kentimize kazandırılması için herkesten destek istiyoruz!” diyerek kamuoyu oluşturmak adına Bursa basınını da devreye sokarak startı verdi.
Hay hay… Memnuniyetle…
Kayıplardan söz etmişken en önemli kaybın aslında var olmayan bir proje olduğunu, yani kayıp olmakla var olmak arasında arafta kalan bir yatırım olduğunu da belirtmek lazım.
Hatırlarsınız, seçim öncesinde metro hattının Görükle’ye kadar uzatılacağı söylenmiş, böylelikle mesele bir seçim vaadine dönüştürülmüştü. Hatta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın toplu temel atma töreninde bu hattın temeli de atılmıştı!
Bu şehir hiçbir şeyden çekmedi kendisine vaat edilip de gerçekleştirilmeyen projelerden çektiği kadar…
Gerçeklik pek de öyle değilmiş!
“Üniversite-Görükle Metro hattının yapım ihalesi gerçekleştirilmemiş. Bu projeyle ilgili yatırım finansmanı ayrılmadığını öğrenmek bizi üzmüştür. Seçim öncesi temeli atılan Üniversite-Görükle metro hattı, aslında böyle bir proje yok, sadece tasarımda var. Herhangi bir finansman ayrılmamış. Üniversite’den Görükle’ye giden bir projenin hayal olduğunu öğrenmiş bulunuyoruz!” diyen Bursa Büyükşehir Belediye Başkanının ağzından duyduk ki, aslında Görükle’ye metro götürmek gibi bir niyet hiç olmamış.
Bursalı göz göre göre kandırılmış…
Hatta anlaşılan o ki, Sayın Cumhurbaşkanı da göz göre göre kandırılmış…
Bir de proje geliştirmişler finans yaratmak için, Emek Metro hattı yer üstüne alınırsa buradan artan parayla Görükle’ye metro gidecek miş miş miş…
Bitti mi?
Elbette hayır…
Emek-Şehir Hastanesi hafif raylı sistem hattında kullanılacak vagon siparişlerinin bakanlık tarafından henüz verilmediğini, hatta bakanlığın Bursa Büyükşehir Belediyesi el değiştirdikten sonra vagonları almayacağına dair bir yazı ile belediyeye beyanda bulunduğunu da bu toplantıda öğrendik.
Bursa Büyükşehir Belediyesi bakanlık tarafından alınması gereken, ancak alınmayacağı beyan edilen vagonları kendi imkanları ile almak için en uygun kredi alternatiflerini araştırmada şu anda.
Öyle heyecana da kapılmayın, vagonların yapımı bugün aldım desen, iki yıl sürüyormuş…
Veee… Son bomba…
Ne diyoruz hep, Bursa deprem riski yüksek, yapı stoğu kötü bir şehir. Dolayısıyla şehirde hızlı ve doğru bir biçimde uygulanacak kentsel dönüşüm projelerinin her bir metrekaresine muhtacız.
Buraya kadar hepimiz hemfikiriz sanırım. Fakat bizimle hemfikir olmayan bir merci var, merkezi hükümet!
Nasıl mı?
Efendim şöyle ki;
Cumalıkızık-Değirmenönü-Karapınar kentsel dönüşüm alanında, yani toplam 50 hektarlık bir bölgede, Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin talebi doğrultusunda 01.02.2024 tarih / 12716 sayılı Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın oluruyla rezerv yapı alanı olarak ilan edilme işi gerçekleştirilmiş.
İşin alacası bundan sonra geliyor;
“Aynı olur ile bölgede yürütülecek kentsel dönüşüm çalışmaları için Bursa Büyükşehir Belediyesi yetkilendirilmiştir. Geçtiğimiz günlerde, rezerv yapı alan ilan edilen alan içerisinde bulunan, maliye hazinesi mülkiyetindeki 46 adet taşınmazın, Bursa Büyükşehir Belediyesi adına bedelsiz devri ve tescil işlemleri talep edilmiştir. Bakanlık makamının oluru ile bu talebimiz uygun bulunmuş olmasına rağmen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın Büyükşehir Belediyesi’ne devri yönündeki bakanlık olurunun iptal edildiği ve söz konusu taşınmazların Yıldırım Belediye Başkanlığı adına tescilinin uygun bulunduğu tarafımıza bildirildi!” diyor Bozbey.
Maliye Bakanlığı kendi mülkiyetindeki 46 taşınmazın Bursa Büyükşehir Belediyesine bedelsiz devrini uygun görüyor, fakat işin içine Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı girerek, mevcut taşınmazları Yıldırım Belediyesi’ne devrediyor.
İşin daha da ilginç tarafı Yıldırım Belediyesinin bu bölgede bir kentsel dönüşüm çalışması yok!
Yani Bursa Büyükşehir Belediyesi kentsel dönüşüm çalışması için bu 46 taşınmazın kendilerine bedelsiz devrini Yıldırım Belediyesinden talep edecek, talep uygun görülmezse Yıldırım Belediyesi’yle bu taşınmazlar konusunda pazarlığa oturması gerekecek.
İşin özeti şudur; Bursa hak ettiği hizmeti zaten alamayan bir şehirdi, seçim vaatleri ile geçiştirilen bir gündemi, bu gündemin peşinden koşmayan yöneticileri vardı. Bu süreçte işler ne ölçüde değişir bilinmez, ama bundan sonra şehre yapılacak yatırımların da iyi niyetli olmayan davranışlarla önüne geçilmeye çalışılacağının sinyalleri alınmaya başlandı bence…