Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Hayalleri dinledik, sıra gerçeklerde

Dün sizi iyice bezdirip bunalttığım toplu konut projesinden devam etmek istiyorum bugün de. Çünkü ben de ‘başlığı var kendisi yok’ projelerden, ‘müjde diye duyurulan, ama müjdelikten haberi olmayan’ işlerden, ‘garibana yarayacak diye anlatılan, ama zenginin karnını doyuran’ politikalardan çok sıkıldım.

Dün demiştik ki, AK Parti toplu konut projesi ile dar gelirliyi gözden çıkarmıştır. Hemen sağlamasını yapalım.

Kendisine, ‘Asgari ücretli konut taksitini nasıl ödeyecek?’ diye sorulan Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum soruyu şöyle yanıtlamış;

5 bin 500 lira alıyor. Hem kira ödeyecek hem konut kredisi taksiti ödeyecek hem de evini geçindirecek… Tabii bunu yapabilmesi için ilave mesai ve kazanç sağlaması gerekiyor. Bunun için vatandaşımız biraz dişini sıkarak, biraz eşinden, dostundan borç alarak, biraz ek mesai yaparak bu bedeli karşılayabilir…”

Dikkatinizi çekerim, Sayın Bakan asgari ücretin ne kadar olduğunu biliyor ve soru karşısında hesap yaparken kendisi de bir şaşkınlığa düşüyor.

Gelelim işin diğer iç gıcıklayan hadiselerine.

Cumhurbaşkanının açıkladığı konut fiyatları en dip fiyatlar, reelde fiyatlar nedir derseniz, TOKİ Başkanı Ömer Bulut’a kulak vermek gerekiyor.

2+1 konutun en küçük olanın fiyatın 780 bin lira civarında” diyor Bulut. Yani büyükşehirlerde 780 bin liranın, başlangıç fiyatı olduğunu unutmamak gerek.

Bu arada evler arasında seçim yapamıyorsunuz. Başvurular, konut tipi ayrımı olmadan yapılacak. Bu 2+1 ya da 3+1 evler arasında seçim yapamayacağınız anlamına geliyor.

Artık kaderinize ne çıkarsa ödeyeceksiniz…

Cumhurbaşkanımız açıklamasında, 2+1’ler için 2 bin 880 liradan, 3+1’ler için ise 3 bin 187 liradan başlayan taksitlerle 240 ay vadeyle ev sahibi olunabileceğini söylemişti. Açıklamada önemli bir konu unutulmuş herhalde.

Dün de belirtmiştim, ama gözden kaçmasın diye bir kez daha vurgulamak isterim. 20 yıl boyunca ödenecek taksitler, yılda 2 kez yapılacak memur zammı artış oranı dikkate alınarak artırılacak.

Yani başlangıçta 3 bin 187 lira olan taksit, memur zammına gelecek dönem yüzde 25 zam gelmesi ve idarenin de bu zammı taksitlere uygulaması durumunda 4 bin lira civarında olacak. Taksitler, bankalardan çekilen konut kredilerinde olduğu gibi sabit kalmayacak ve maaşlara gelecek zamlarla birlikte zaman geçtikte toplam gelir içinde küçülmeyecek.

Taksitlerin artması, evler için duyurulan bedelin çok üstünde meblağlar ödenmesini de beraberinde getirecek.

Aaaaa… Böylesi önemli bir mesele nasıl olmuş da konuşma metninde atlanmış, anlamak zor. Zira bütçe planlaması yapılırken bir lira dahi çok önem arz ediyor dar gelirli için.

Toplam konut bedelinin yüzde 10’unun peşinat olarak yatırılacağını da söylemiştim dün. Yine söyleyeyim. 1 milyon liralık bir evi almak isteyen vatandaşın cebinde, 100 bin lira peşinatının hazır olması gerekiyor.

Buraya kadar tamamsak yeni toplu konut projesi vatana millete hayırlı uğurlu olsun. Gayem 20 yıl gibi uzun soluklu bir yolu tüm adımlarını bilerek yürümenizdir.

“ZOR ZAMANLAR GEÇİRECEĞİMİZ ORTADA!”

“Zor zamanlar geçireceğimiz ortada!”

Bursa Sanayicileri ve İşinsanları Derneği’nin düzenlediği Çekirge Toplantıları’nın bu ayki buluşmasına katılarak BUSİAD Evinin muhteşem bahçesinde harika bir sonbahar akşamı geçirdim.

Bahçe ve ev sahipliği çok hoştu, ancak global para ve döviz piyasalarında son gelişmeler ve beklentiler konuşma konusu olunca karşımıza çok da iyi bir tablo çıkmadı doğrusu.

Açılış konuşmasını yapan BUSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Buğra Küçükkayalar;

Hepimiz önümüzü görmek istiyoruz. Hem ülkemizde hem de dünyada, istikrar, güven ve öngörülebilirlik ortamı en büyük arzumuz. Ancak geldiğimiz noktada, bu kısa süre için çok da mümkün görünmüyor. Biz iş insanları, bir süredir dalgalı ve sisli bir denizde, yön bulma araçları çalışmadan karaya ulaşmak için çabalayan kaptanlar gibiyiz” diyerek özetledi işinsanlarının içinde bulunduğu durumu.

Elbette enseyi çok da karartmamak lazım. Avrupa’daki durgunluğun Türkiye için bir şans olabileceğini ülkemizin en büyük avantajının esnek yapısı ve lojistik yatkınlığı olduğunu da belirtti Küçükkayalar.

Gecenin konuğu, Doğan Yatırım Bankası Hazineden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Murat Selamoğlu ise konuşmasında;

İçinde bulunduğumuz döneme ‘Küresel Çatışma’ dönemi diyebiliriz. Ekonomik alana yansıyan bir mücadele. Hem araç hem de amaç olarak ekonomik savaş tam ortasında.

Piyasa beklentileri kontrol altına alınmazsa enflasyon uzun yıllar kalıcı olabilir.

Önümüzdeki 6 aylık dönemde emtia ve enerji silah olarak kullanabilir. Rusya buna şimdiden başladı. Tedarik zincirinde yeni aksamalar oluşabilir.

Avrupa’nın lokomotifi olan Almanya’da yaşanan durgunluk diğer üye ülkeleri etkileyecektir” diyerek özetledi dünyanın mali durumunu.

Peki, biz neresindeyiz bu karmaşanın?

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’na gelirsek; yüzde 80 enflasyon olan bir ülkede bonolar, tahviller yüzde 10’larda. Bu olamaz! Bu sistem sürdürülebilir değil! Bunu herkes görüyor!

Sadece büyüme odaklı gidilen, enflasyonu öncelemeyen bir sistem yürütülüyor. Hükümet de bunu bu şekilde ifade ediyor zaten. Bu sistem başarılı olur mu dersek; olabilir, ama olmazsa gerçekten zor zamanlar geçireceğimiz ortada!” dedi Selamoğlu.

Son sözü bir kez daha tekrarlamak istiyorum; ‘Gerçekten zor zamanlar geçireceğimiz ortada!’

HABERLER