Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Hayri Türkyılmaz yargıya gidecek!

Artık bir anda bastıran yoğun yağışlara, bizim için adeta bir tufan görünümündeki rüzgarlara, hatta hortumlara hazırlıklı olmamız gerekiyor.

İklimimiz değişti, doğal olarak aldığımız yağışın biçimi ve miktarı da değişti.

Son yağışın yarattığı hasarı özetleyebileceğimiz iki kelime vardı elimizde; ‘Mudanya ve Terminal!’

Terminalde yaşananlar doğal afetlerde başımıza gelebilecek kötü, ancak önlenemez olaylar arasında sayılabilir diyordum ki, İnşaat Mühendisi Cengiz Duman;

“Yakın zamanda oda temsilcilerimiz bir açıklama yapacaklardır, ancak resimlerden gördüğüm kadarıyla yıldırım çarpmasından ziyade çelik deformasyonuna bağlı bir yıkım söz konusu” bilgilendirmesinde bulundu.

Terminal konusunun bundan sonrasını uzmanların incelemelerine bırakmak en doğrusu…

Mudanya’da olanlar için ise bunu söylemek dahi zor! Çünkü Mudanya’da yaşananlar alt yapı sorunlarından ve dere yataklarındaki yapılaşmalardan kaynaklanıyor ne yazık ki.

İnsanların hatalarından, insanların doymazlığından, insanların ihmalkarlığından…

Kısacası, mesele bu noktaya gelmeden alınacak tedbirlerle pek ala çözülebilecekken seyreylediğimiz manzara sel sularında yüzen adamlardan ve arabalardan ibaret!

Kabahatlinin kim olduğunu bulmak ve çözümün kimden gelmesi gerektiğini sorgulamak konusunda ise il ve ilçe belediyeleri arasındaki sarmaşık karmaşıklığındaki mevzuatların içine dalmak, nerelerin kimin sorumluluğunda olduğuna bakmak lazım.

Belediyelerin de bu konuda açmaz eli daha da açmaza sürükleyip topu birbirlerine atacaklarına hiç şüphe yok.

Oysa sözün özü, vatandaş kısa bir süre önce olduğu gibi yine mağdur edildi. Can kaybı olmasa da mal kaybı söz konusu. Can kaybının olmaması da büyük şans doğrusu.

Yağışların bundan sonra da hayatımızda bu biçimde var olmaya devam edeceği, hatta belki şiddetini daha da arttıracağı bir gerçek. Öyleyse çözüm bulmak lazım. Depremlerle yaşamayı öğrenen Japonya gibi medeniyetin bize verdiği yetkiye dayanarak bu işin içinde çıkmalıyız. Sarı çizmeleri ayaklara geçirip afet bölgesinde incelemelerde bulunan fotoğraflar vermek kimsenin işini çözmüyor.

Haaa… Siz medeniyetin size verdiği yetkiyi vatandaşın yararı dışında kullanmak istiyorsanız o konuyu ayrıca tartışmak gerekir.

Benim şahsi düşüncelerim bu biçimde şekillenirken bir açıklama yapan Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz, 2015 yılından bu yana Mudanya’nın yeni gelişmekte olan mahallelerinden Halitpaşa ile Kumyaka ve Tirilye’de Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin 1 metre dahi altyapı çalışması yapmadığını dile getirdi.

Bu önemli bir iddia! Altı çizilmeli ve buna karşılık Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş gereken açıklamayı yapmalı bence.

Başkan Türkyılmaz’ın iddiasına göre özellikle Karanlıkdere mevkiinde 15 gün önce yaşanan su baskını sonrası dahi gereken temizlik yapılmamış, dolayısıyla yaşananların zemini çoktan hazır hale gelmiş.

“Yetkililer, Mudanya Belediyesi’ni kendilerine ait olan alt yapı sorunlarından dolayı suçlar haline gelmişler. Sorumluları, görevlerini yapmaya, yalanlarla insanları kandırmaktan vazgeçmeye davet ediyorum” diyor Hayri Türkyılmaz.

Şöyle de devam ediyor;

“Ranta dayalı yapılaşmaya artık son vermenin zamanı geldi. Karanlıkdere’yi daraltanlar, en az 5 metre olması gerekirken 1 metrelik kanal yapanlar, hesabını verecek. Mudanya Belediyesi olarak, Mudanyalı hemşerilerim adına yasalar çerçevesinde bu görevi yapmayanlar hakkında suç duyurusunda bulunacağız. Denizleri doldurup, dereleri yapılaşmaya açanlar, en az 5 metre olması gereken alana 1 metrelik kanal yapanlar, hesabını verecek. Ya görevlerini yapacaklar ya da yaptıkları yanlışların hesabını verecekler” dedi.

Dedim ya burada mevzuatın karmaşıklığı beni benden almakta. Diğer yandan yapılan hataların nasıl düzeltilebileceği yönünde bir çözüm de yok açıklamanın içinde, ancak Başkan Hayri Türkyılmaz’ın açıklaması bu şekilde.

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’a söz hakkı doğmuştur…

HABERLER