Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Hekimin emeklisi de isyanda!

Yaz gelip çattı, zenginle fakirin birbirinden daha da keskin çizgilerle ayrıldığı aylar bu aylar. Zenginlerin hesapsız kitapsız tatillere çıktığını, rüya gibi yerlerden fotoğraflar paylaştığını görüp imreniyor büyük bir kalabalık…

Sonra şöyle bir dışarıya çıkıyor nefes almak için, o da ne!

Önlerinden salavatla geçilen tüm mekanlar tıklım tıklım, caddelerde lüks arabalar, ürünlerinin etiketine bakmanın travma sebebi olduğu mağazalarda sanki bedava günleri başlamışçasına bir kalabalık…

Eeeee… Herkeste para var…

Öyle değil işte!

Hep söylüyorum, burası Türkiye, burada nüfusun yüzde 10’luk bir kısmı refah içinde yaşarken, hatta bu yüzde 5’lik bir kesim parasını nasıl harcasın bilemeyecek kadar zenginken, geriye kalan yüzde 90’lık nüfus ekmek kuyruğunda halk ekmek alabilmek için birbirini itekliyor…

Büyük bir ülkeyiz, öyle küçümsemeyin, nereden baksan 85 milyon kişi ediyoruz.

Yüzde 10’u ne yapar?

8 milyon 500 bin kişi…

4 milyon 250 bin kişi parasının hesabını bile bilmiyor öyle düşünün siz…

Yani demem o ki, sevgili okur, bizim fakirliğimiz şaşırtıcı değil, ülkenin büyük bölümü ile aynı kaderi paylaşıyor ve geçinemiyoruz, bu çok net.

Bugün bir açıklama yaparak ‘Emekli Hekimler Geçinemiyor’ diyer Bursa Tabip Odası da geçinememe sorunun meslekle değil maaşlarla ilintili olduğunu ortaya koyuyor açıklamasında.

Hekimlikten de emekli olsanız, zaman içinde TÜİK’in yalan enflasyon oranlarına maruz kalarak maaş artışı aldığınızdan, bir süre sonra emekli maaşınız en düşük emekli maaşının altında ya da yakınında bir yerde kalıyor. Dolayısıyla geçinemiyorsunuz, çünkü alım gücünüz maaşınıza yapılan her zamla biraz daha düşüyor, düşürülüyor.

Basın açıklamasını yapan Bursa Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Kenan Ergus;

“2023 yılında İstanbul Tabip Odası tarafından gerçekleştirilen ankete katılan 65 yaş üstü 700’ü aşkın emekli hekim, maaşlarının yetersizliği ve aralarındaki maaş farklarından şikayet etmiştir. Ankara Tabip Odası’nın yaptığı bir araştırmaya göre ise yaklaşık her 4 hekimden 3’ü emekli olduktan sonra geçinebilmek için çalışma hayatına devam ediyor sonucu çıkmıştır. Ülkemizde çalışan veya iş arayan emeklilerin oranı 2002 yılında yüzde 36,6 iken, 2023 yılında yüzde 55,3’e yükselmiştir. 2002 yılında emekli aylığının kişi başına GSYH’ye oranı yüzde 46,4 iken, 2024 yılının başında bu oran yüzde 27,7’ye gerilemiştir. Bu artış sadece emekli hekimlerin değil ülkemizdeki tüm emeklilerin geçinmek için çalışmaya devam etmek zorunda kaldığını göstermektedir. Her geçen yıl şiddetini arttıran emek karşıtı düzenlemelerin, uygulanan ekonomik politikaların vebalini milyonlarca insan çekmektedir” diyerek söylediklerimi birebir doğruluyor.

Bir yanda farklı kurumlardan emekli olan hekimlerin emekli maaşları arasındaki farkların yarattığı haksızlıkla mücadele eden emekli hekimler, diğer yandan hepimiz gibi yoksulluk sınırının altında kalan emekli maaşlarına bir düzenleme getirilmesini bekliyor.

Açıklamada da yer verilen Henri Lefebvre’nin; “Emeklilik, kapitalizmin insafına bırakılamayacak kadar hayati bir haktır!” sözü ise burada tam yerine oturuyor.

Bursa Tabipler Odasının emekli olan üyelerinin haklarını savunmak adına yaptığı açıklamanın tek bir tarafında takılı kaldım,

BTO Başkanı Kadir Binbaş’ın dile getirdiği; “Binlerce arkadaşımız emekli olamamak durumundalar. Çünkü emekli olunca tekrar çalışmak zorunda kalıyorlar. Binlerce arkadaşımızın emekliliği gelmiş olmasına rağmen emekli olmaktan imtina ediyorlar” sözü beni düşünceye sevk etti.

Elbette neden, emekli maaşlarının düşüklüğü ile ilgili gösterilen tepkinin haklılığı hakkında değil. Eğer şu anda emekliliği geldiği halde emekli olamayan hekimler emekli olmaya karar verirlerse ne yapacağımızı düşünmemden kaynaklanıyor.

Çünkü malum, hekimlerimiz hızla başka ülkelere, mesleklerine ve kendilerine değer verileceğini düşündükleri yerlere göç ediyor. Üstelik bu göç ediş genç hekimler arasında da büyük bir yaygınlık gösteriyor.

Yani ‘Giderlerse gitsinler, biz de yolumuza asistan hekimlerle devam ederiz’ sözünün de bir hükmü yok, çünkü ülkede yeterli asistan hekim yok!

Kalanlar da kritik hastalıklar ve uzmanlıklar konusuna eğilmekten ziyade kendilerine daha çok gelir getireceğini haklı olarak düşündükleri estetik cerrahi alanına yoğunlaşıyorlar. Öyle idealist doktor olayım, dertlere derman olayım fikri bizim ülkemizde para etmediğinden ya çok az rastlıyoruz genç kuşakta bu eğilimdeki doktorlara ya da bu doktorlar idealist eğilimlerini başka ülkelerde sergilemek üzere kuş olup uçuyor elimizden.

Biz doktor dövmeyi gelişmişlik saya duralım, gerçekten gelişmiş ülkeler büyük bir saygınlık göstererek davet ediyorlar ülkemizde yetişen doktorları kendi memleketlerine…

Sonuç, elbette bu ülkeye hizmet etmiş, bizleri sağlıklı tutmak için gayret göstermiş doktorlarımız da tüm meslek dallarının çalışanları gibi emekli olduklarında insanca yaşam haklarını sürdürebilmeli.

Beni endişelendiren, son Mohikanlar da emekli olduktan ve biz yaşlandıktan sonra hastanelerde doktor bulup bulamayacağımız meselesi…

HABERLER