Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Hızlı bina taraması için ilk adım

“Bu deprem 1999 depremi gibi olmayacak! Bu depremde herkes yaşanan felaketin hesabını verecek. Birkaç müteahhit günah keçisi ilan edilerek içinden çıkılacak bir durum değil şimdi yaşadığımız. Şu anda avukatlar bölgede deliller topluyorlar yıkılan binalara yönelik. Dolayısıyla bölgedeki bu binaların yapımına izin veren Belediye Başkanlarından Belediye Meclis üyelerinden tutun da denetimcisine, zemin etüdünü yapan uzmanına kadar herkes sorumludur ve sorumluluğu ölçüsünde hesap verecektir”

Cümlesi benim depremden sonra duyduğum ve en çok etkilenip sonuna da kocaman bir Amin eklediğim cümleydi.

Elbette konusunda uzman bir isimle yaptığım sohbetten kısa bir kesit size aktardığım.

Görüyorum ki, gün geçtikçe sorumlular bir bir yargı önünde hesap vermek üzere gerekli makamlarca gözaltına alınıyor. Umarım bu kez adalet gerçekten terazisinde doğru tartar her şeyi, umarım bu kez tek yanan vatandaş olmaz. Sorumsuzca, sadece çıkar uğruna ya da bazen çıkarını dahi düşünmeden, sırf iş olsun diye alınan yanlış kararların sahipleri de hesap verir…

Yukarıda sıraladığım durumlar, yani işin içinde belediyelerin ve belediyelerde alınan kararlarda imzaları olanların da büyük sorumluluk sahibi olduğunu işaret ettiğinden, konuyla ilgili ilk harekete geçen belediye Nilüfer Belediyesi olmuş, altında dükkan olan binaların kolon, kiriş kontrollerinin bir an önce yapılması için İnşaat Mühendisleri Odası ve Mimarlar Odası ile protokol imzalamıştı.

Şimdi daha geniş çapta bir protokolün, uzun süredir deprem bölgesi Hatay’da görevli olan, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş öncülüğünde, ilçe belediyeleri, şehrimizin iki üniversitesi ve İnşaat Mühendisleri Odası, Mimarlar Odası, Jeoloji Mühendisleri Odasının katılımıyla gerçekleştirildiğini görüyoruz.

Amaç binaların röntgenini kısa sürede çekmek, yani ‘hızlı bina taraması’ yapmak.

Bir yıl içinde bitirilmesi planlanan çalışmada vatandaşların belediyelere online başvuruları değerlendirilecek. Şüpheli binalardan gerek duyulması halinde karot örneği de alınacak.

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, vatandaştan ‘hızlı bina taraması’ için ücret talep edilmeyeceğini belirtti. Çalışmanın tüm finansmanını belediyeler üstleniyor.

Aktaş’ın protokol ile ilgili konuşmasında dikkat çeken satır başları vardı.

“Önceliğimiz Bursa ovası. İyice azalan Bursa ovası, verimli tarım toprağı olan Bursa ovasının korunması için radikal kararlar alacağız. Yeni yapılaşmaya tahammülümüz yok!”

Bu cümleyi çok beğendim, zira benim de sıklıkla dile getirdiğim pek çok konu bununla ilgiliydi zaten. Yine de cümleyi eksik bulurum. Halen yapımı devam eden ya da yapılması için izin almış binalar ne olacak?

Kentsel dönüşüm uygulama sahalarının sayısını artıracağını da belirtti Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı. Bildiğim kadarıyla bu durum Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile ilgili bir mesele. Elbette böyle önemli bir kararda Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin yanında yer alır bakanlık diye düşünüyorum, çünkü başka pek çok konuda da Bursa’nın özel olarak desteklenmesi gerekecek yapı rezervinin güçlendirilmesi açısından.

Ulaşımın sağlıklı işlemesinin ne kadar önemli olduğunun da farkına nihayet varılmış olması sevindirici. Bu noktada İnşaat Mühendisi Cengiz Duman’ın yaklaşık bir hafta öncesinden dikkat çektiği köprülü kavşak ve üst geçitler kontrolden geçirilecekmiş.

İşin buraya kadar olan kısmı son derece mantık çerçevesinde ilerliyor ve yapılması gereken işler kısmında altına imzamı rahatlıkla atacağım konulardan bahsediliyor. Fakat bunun bir de vatandaş tarafı var.

İşte oraya geldiğimizde…

Alsın belediye kentsel dönüşüm yapsın mantığı doğru değil. O bölgede, o adada, o sitede oturanlar kararını verecekler. 3 katlı binaları 13 katlı yaparak değil, üstüne para alarak değil. Devletin verdiği imkanlarla yapacaklar bu işi. Biz de ekstra imkan nasıl veririz diye sorguluyoruz!” diyor Başkan Aktaş.

Burada devreye devletin güçlü elinin girmesi gerekiyor. Vatandaşın binasını yenilerken altından kalkamayacağı yükleri üstlenmesi demek, kentsel dönüşüme giren binaların yabancılara satılması, bizim vatandaşımızın yine güvensiz binaların olduğu bölgelere yönelmesi demek olacaktır.

Hemen ekleyelim, yabancıya konut satışına da bir ara verilsin artık!

Bu sorun nasıl çözülür inanın bilmiyorum, zira konuyla ilgili teknik bilgileri aktaran Genel Sekreter Ulaş Akhan, “Bursa’da 650 bin yapı stoğu var. Bu protokol ile 1 yıllık sürede yüzde 25’ini talebe göre gözden geçirmiş olacağız. Mikro yöntemle zemin etüdü ihalesini yaptık, 3 merkez ilçede başlatıyoruz. Bursa’daki yapı stoğunun yüzde 30’u 2004 yılı öncesine ait. Deprem yönetmeliği 1998’de çıktı. 2001 yılında yapı denetim zorunluluğu getirildi. 2004’te ise hazır beton zorunluluğundan dolayı biz 2004 sonrasını hedefliyoruz” diyor.

Yani 195 bin binadan söz ediyoruz kabaca!

Elbette bu kadar binanın nasıl olup da oluştuğu konusu ayrı bir tartışma konusu. Başkan Aktaş’ın çarpıcı bir örneği oldu meseleye bakarken;

“1971 yılında Darmstad ile kardeş şehir olduk. Bursa’nın merkez nüfusu 180, köylerle 300 bindi. Darmstad 160 bindi. 50 yılda Darmstad 165 bin oldu. Bizim nüfusumuz 3 milyon 200 bin. Darmstad’ın 50 yıldaki artışını biz haftada alıyoruz. 50 yılda yaptığımız hataları 50 günde temizleyemeyiz!”

Doğru.

50 yıl boyunca çeşitli siyasi görüşler, çeşitli kişiler, kurum ve kuruluşlarca yapılan hatalar 50 günde temizlenemez elbette, ama bir yerinden başlamak lazım ve başlanmış olması da sevindirici.

Tüm bu konuştuklarımız. Atılan adım çok kıymetli. Yine de vatandaşın önünü görmesini sağlayacak ayrıntıların hiçbirine rastlayamadım açıklamalarda. Önümüzdeki süreçte ayrıntılar şekillendiğinde, yani binasını analiz ettirip riskli yapısı olduğunu öğrenen vatandaşın ne yapacağını bildiğimizde her şey daha kolay olacak diye düşünüyorum.

HABERLER