Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

İhale Cumhurbaşkanında kaldı…

Bu aralar gece toplantıları meşhur. Öyle akşam yemekli toplantılar falan değil, baya baya akşam yemeği yedikten sonra, ‘işiniz yoksa annemler size çay içmeye gelecekler’ kıvamında toplantılardan ve toplantı saatlerinden bahsediyorum.

Elbette işimiz, elbette dahil olmamız gereken yere dahil olur, tarihe tanıklık etmemiz gerekiyorsa ederiz, orası ayrı…

Bu kez bahsettiğim kıvamdaki toplantı düzeni Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğunu Perşembe günü itibariyle terk edecek olan Alinur Aktaş’ın veda buluşmasıydı.

Kendisine önümüzdeki genel seçimlerde AK Parti içinde bir milletvekilliği makamı uygun görülür mü, şimdiden kestirmek zor elbette. Zaten Aktaş da bu konuda yöneltilen sorulara, bir makam beklentisinde olmadığını, 20 yıllık yorgunluğu üzerinden atmak için biraz dinlenmek ve konuşmalarında sıklıkla dile getirdiği ‘ticaret’ine yoğunlaşmak istediğini belirterek yanıt verdi.

Fotoğrafı tarihi binada eski belediye başkanları arasına asılan, bugünü personeli ile vedalaşmaya ayıran Aktaş, seçim gecesi açıklama yaparken çok üzüntülüydü fark ettiyseniz. Fakat yine kendi beyanına göre o gece bütün yüklerinden kurtulduğu için uzun zamandır uyuduğu en güzel uykuyu uyumuş.

Hemen hatırlatalım, genellikle seçimin hemen sonunda halef selef arasında bir tebrik teşekkür konuşması yaşanır. Bu konuşma Bursa’da yaşanmadı. Alinur Aktaş;

“Ben de aslında Bozbey’i tebrik etmek isterdim, ancak kendisi ben tam onu aramayı düşündüğüm sıralarda bir tır meselesi attı ortaya. Tırlarla dosya kaçırmaktan bahsediliyor. Yahu kardeşim dijital çağdayız, ne tırı, nerden çıktı bu iş derken nöbetçiler de koyulmuş binanın etrafına beklemek için. Aramadım tabii kendisini. Hiç hoş olmadı bu tavır!” diyerek özetledi nedenini.

Yani şimdi şöyle bir düşünüyorum. 2019 seçimleri ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Ekrem İmamoğlu’na devir teslimi öncesinde yaşananlar geliyor gözümün önüne. İmha edilmeye çalışılan evraklar, kaçırılmaya çalışılan dosyalar, kilitli tutulan kapılar falan…

Dijital çağda da olsak, oluyor demek ki bunlar…

Sonra bir de yakın zamanda patlayan, aman kimsede patlamasın diyerek, şöyle bir üstün körü geçiştirilip bir kadın memurun suçuymuş gibi gösterilmesine herkesin inandığı, inandırıldığı BUSKİ skandalı var.

Ben şu sözü çok net hatırlıyorum, konuyla ilgili belediye binasında düzenlediği toplantıda Alinur Aktaş şöyle demişti; “Konu bana intikal edince, biz önce binayı kapattık, personele izin verdik ve kendi soruşturmamızı 48 saat kendi içimizde yürüttük, sonra durumu emniyet güçlerine bildirdik, gerekli belgeleri kendilerine sunduk…”

Benim bildiğim, bir suç işlendiği tespit edilirse önce polise haber verilir. Kimsenin kendi içinde, kendi arasında, kendi bildiği gibi soruşturma yürütmesine izin verilmez. Bu bir yandan kendi adaletini sağlamaya, diğer yandan da adaleti yanıltmaya ortam yaratır zira…

Neyse işin bu kısmını geçelim, fakat geçemiyoruz bir türlü, çünkü toplantının çeşitli yerlerinde Aktaş defalarca kapıya tırların dayanıp dosyaların kaçırıldığı iddiasına çok içerlediğini belirtiyor. Bir de maaş meselesi var tabii.

Konuyla ilgili aynı gece iki farklı yerde halef ve selefin açıklama yapmış olması da bir ilginç ayrıca. Aktaş der ki; “Daha mazbatasını almadan benim Genel Sekreterimi arayıp çalışanların bayram iznine girmeden maaşlarını verin, başka da bir ödeme yapmayın diye emir veriyor. Maaşlar zaten yatırıldı. Memurların maaşları için üçlü kararname çıkmasını bekliyoruz, o da birkaç güne çıkar muhtemelen, onun da parası hazır zaten. Burada ‘Mustafa abiniz geliyor’ algısına gerek yok. Biz de abilik yaptık, biz despotluk yapmadık ki kimseye…

İşten çıkartılan personelle ilgili de yok bankamatik memuruymuş yok bilmem neymiş iddiaları var. Bir kere 36 personel değil 24 personel, bu personeller de özel kalemde çalışan çocuklar. Kendileri istemişler tazminatlarını alıp ayrılmayı. Biz de anlayış gösterdik hepsi bu. İstifa etmeseydiler lime lime edileceklerdi!”

Belki de aynı saatlerde Bulgaristan‘da kurulu bulunan Hak ve Özgürlük Hareketi’nin Bursa’da verdiği iftarda kısa bir konuşma yapan ve Norm Haber Yayın Koordinatörü Bülent Civanoğlu’nun yorumu ile çok dolu olan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey şöyle açıklıyor konuyu;

“Bize iletilenler bizleri üzüyor. Tazminatları verilerek işten çıkarılanlar kimler? Büyük ihtimalle de bankamatik olduğunu düşündüğümüz bazı kişiler, hakları feshedilerek hemen tazminatları ödenme yoluna itiliyor. Onlara ‘yarın sizi buradan atacaklar, tazminatlarınızı alın, ayrılın’ diyorlar. Biz çalışanlarımızın her birine tek tek güveniyoruz. Ancak böyle bir işlemin yapılmasını da asla kabul etmemiz mümkün değil”

Bozbey’in konuşmasını Bülent Civanoğlu’nun ‘Formül’ başlıklı yazısından aktardım sizlere.

Yine Aktaş’ın konuşmasında değindiği bir konuyu hatırlatarak başlayalım bu iki konuşmayı değerlendirmeye. Öncelikle Perşembe günü itibariyle Bursa Büyükşehir Belediyesindeki pek çok işin altında imzası olan Genel Sekreter Ulaş Akhan istifa ederek ayrılıyor makamından. Başkan Aktaş ile birlikte bırakıyorlar görevi anlayacağınız.

Yine pek çok ilden, ilçeden, başka partilere geçen belediyelerle ilgili ivedi ödemelerin yapılmaya çalışıldığına, personellerin işten çıkarılarak gizlenmeye çalışıldığına yönelik ihbarlar geliyor haber merkezlerine. Konuyu bir de buradan okumak lazım diye düşünüyorum…

Gelelim, seçimin neden alışık olunduğu gibi AK Parti lehine bitmediğine…

Süreç genelinde 11 anket yaptırdıklarını ve bu anketlerin ikisi dışında hepsinde açık ara önde göründüklerini söyleyen Alinur Ataş, gerçekten de bir seçim hezimeti beklemiyormuş anlaşılan…

“Cumhurbaşkanımız Bursa’ya gelip gidinceye kadar biz öndeydik, hani ne olduysa bu üç günlük süreçte oldu, emeklilere yönelik bir müjde beklentisini çok güzel yarattı muhalefet, emekliye bir müjde gelmeyince bunun da sandığa yansıması böyle oldu” diyor.

Enteresan, ben AK Partili bakanların, vekillerin, parti yöneticilerinin; ‘Cumhurbaşkanımızın şu tarihler arasındaki konuşmalarına dikkat edin, bu mitinglerdeki konuşmalarda bir müjde gelebilir…’ şeklindeki açıklamalarını hatırlıyorum da, muhalefetin açıklamasını hatırlamıyorum doğrusu.

Haaa… CHP Genel Başkanı Özgür Özel ‘emekliyi kışkırtmak’ gibi bir suçlamayla seçim süreci boyunca karşı karşıya kalmıştı, bir de onu hatırlıyorum.

Konuşmanın devamında sandığa gitmeyen seçmenin bu kez AK Parti seçmeni olduğu, ‘gidersem dayanamam yine basarım ampule’ diyenlerle sahada çok karşılaştığını belirtti Alinur Aktaş.

Kısacası ‘CHP kazanmadı, AK Parti kaybetti’ dedi. Bu sözün son zamanların en moda sözü olması dışında bir sorun yok…

Toplantı uzun, konuşulanların her biri ayrı satır başları olarak incelenmesi gereken konulardı. Elbette inceleyeceğiz. Devamını da bir sonraki yazıda ele alalım derim…

NOT: YRP Kestel Belediye Başkan Adayı Önder Tanır seçim sonuçlarına itiraz etti. Oyların yeniden sayılmasına yönelik itiraz henüz değerlendirme aşamasında. İşin bu kısmını da takip etmekte fayda var. Çünkü Aktaş’ın düzenlediği toplantıda, yapılan tüm anketlerde, AK Parti’nin Kestel’de seçimi kaybettiği sonucunun çıktığı da konuşuldu. Enteresan bir bilgi olarak burada dursun…

 

 

HABERLER