Bir yanda sıcak, bir yanda nem tam da virüslerin en sevdiği havalar…
Üstüne bir de tüm dünyayı saran, haliyle bizim ülkemizi de es geçmeyen Batı Nil Virüsü korkusu çıktı başımıza. Hatta denildi ki, şu meşhur Maymun Çiçeği Virüsünden daha çabuk bulaşıyor ve daha öldürücü bir virüs Batı Nil Virüsü.
Dünyada ilk kez 1937 yılında Uganda’da tanımlanmış bu virüs. Norm Haber Merkezi son derece detaylı bir araştırma yapmış konuyla ilgili. Çalışma arkadaşlarımın izniyle bu bilgilerden biraz da ben alıntılamak istiyorum.
Hastalığın sıklıkla sivrisineklerin ısırıkları ile bulaştığını biliyoruz. Tipik sıtma özellikleri gösteriyor yani virüs. Taşıyıcılar sivrisinekler olduğundan hastalığın yayılma ayları da Haziran ve Eylül arası dönem.
Hastalığın ülkemizde görüldüğü rotalar da daha çok göçmen kuşların yol üstü mekanları. Çünkü kuşlar gibi göçebe hayvanların sinek ısırıkları ile hastalanıp taşıyıcı olması sayesinde dünyaya yayılıyor virüs. Bir dönemlerin fareler nedeniyle Avrupa’yı kırıp geçiren Veba’sını düşünün…
Allah korusun…
Yüksek ateş, uyuşma, baş ağrısı, bilinç bulanıklığı, ishal gibi pek çok belirti ile birlikte öldürücü etkisi de yabana atılmayacak cinsten bir hastalıktan bahsediyoruz.
Virüslü sinek ısırığına maruz kalanların yüzde 80 gibi önemli bir oranı hiçbir belirtiyi yaşamadan durumu atlatıyor. Ancak kalan yüzde 20’nin kayda değer bir bölümü ciddi sıkıntılarla boğuşmak durumunda kalabiliyor.
Gelelim sivrisinekli, göçmen kuşlu Batı Nil Virüsü’nü bize bağlayan sebebe…
Bizim şehirde nadiren bu vakaların görüldüğünün altını çizmek lazım. Şimdiye kadar halk sağlığı açısından tehdit oluşturacak bir noktaya hiç gelinmemiş.
Elbette tedbir olarak sivrisineklerle etkin mücadele öneriliyor. Aklın mantığın sesi de bunu söylüyor zaten.
İşin bu kısmında Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in şehrin sorunlarını masaya yatırmak adına Bursa basını ile bir araya gelerek düzenlediği toplantıların, hafızam beni yanıltmıyorsa ilkinde söylediği şu sözler geliyor aklıma:
“Bursa’da bir sinek sorunu var bunu kabul ediyorum. Çünkü sineklerle, kış aylarında, larva döneminde mücadelenin başlaması lazımdı. Biz o zaman görevde değildik. Larva mücadelesi yapılmadığı için şu anda yaptığımız ilaçlı mücadele yeterince etki göstermiyor, daha etkili yöntemler araştırıyoruz. Bursalıları bu konuda mağdur etmeyeceğiz” demişti Bozbey.
Peki şimdi gelinen noktada durum nedir?
Halen zaman zaman sivrisinek şikayetlerinin de olduğu düşünüldüğünde, bence asıl sorulması gereken ve yanıt aranması lüzumlu olan soru bu. Bu konuda en yetkili merci de sinek ilaçlamasından sorumlu olan Bursa Büyükşehir Belediyesi İştiraklerinden Tarım Peyzaj AŞ. Genel Müdürü Sedat Akar.
Kendisi ile yakın dönemde konuşulanlar üzerine kısa bir sohbetimiz oldu.
Öncelikli olarak şunu söylemek gerekiyor, şimdiye kadar ilaçlama işini hep Tarım Peyzaj AŞ. gerçekleştirmiş, şimdi de bu işi aynı iştirak yürütüyor, bundan sonra da düzen bu biçimde devam edecek ve ilaçlamadan sorumlu iştirak bu işi kendi bünyesinde çözecek. Altını çiziyorum, her zaman olduğu gibi yürüyor işler ve yürüyecek.
“Bu süreçte ilaçlama araçlarımızın sayısını 70’den 80’e çıkardık” diyor Sedat Akar.
Geçmiş dönemde larva mücadelesi yapılmadığından ellerinde şu anda etkin biçimde sinek mücadelesi yürütmelerine faydası olmayan ilaçlar kalmış. Gerekli araştırmaları yapmışlar, daha güçlü, etkisi daha yüksek ilaçlar bulmuşlar ve ilaçlama bunlarla yapılıyor. İlaçla ilgili bir sıkıntı yaşanmadığı da bana verilen bilgiler arasında. Ellerinde de geçen yılkinin iki katı ilaç mevcutmuş.
“Şu an yürüttüğümüz ilaçlama mücadelesinde etkili olduğumuzu düşünüyorum, çünkü şikayet oranları yüzde 50 azalmış durumda” diyor Tarım ve Peyzaj AŞ. Genel Müdürü.
Gelecek yıl zaten böyle bir sorun yaşanmayacağını, çünkü sinekle mücadeleye larva döneminde, yani asıl ilaçlamanın yapılması gereken zamanda başlayacaklarını öngörüyorum.
Etkilisinden, yetkilisinden, kendi ağzından bilgiler böyle.
Şimdilik Bursa için endişelenecek bir durum yok gibi.
Hepimize geçmiş olsun, bir salgını daha başarıyla atlatmanın haklı gururunu yaşayalım hep birlikte…