Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

İnsanlık için küçük, benim için büyük bir adım

Gazetecilik zor zanaat be mirim…

Hele bir de gönül vermeye görün…

TÜİK bile bozuk saat gibi günde iki kere doğruyu gösteriyor. O doğrulardan biri de bizim mesleğe isabet etmiş. Üniversite sınavı sonrası öğrencileri yönlendirmek adına açıklandığını tahmin ettiğim veriler ışığında gençlere, ‘Aman siz siz olun sakın ha gazetecilik gibi bir bölüm tercih etmeyin!’ deniyor adeta…

Şöyle ki;

“Ücretli çalışan (SGK 4/A) lisans mezunlarının öğrenim gördükleri eğitim ve öğretim alanı ile uyumlu bir meslek grubunda çalışma oranının en düşük uyum oranı yüzde 19,9 ile sosyal bilimler, gazetecilik ve enformasyon alanında gerçekleşti!”

“Ücretli çalışan (SGK 4/A) ön lisans mezunlarının öğrenim gördükleri eğitim ve öğretim alanı ile uyumlu bir meslek grubunda çalışma oranının en düşük uyum oranı ise yüzde 8,1 ile sosyal bilimler, gazetecilik ve enformasyon alanında gerçekleşti!”

Açıklamalarına yer veriliyor mesleklerin iş bulma sürelerine ve okudukları konuda çalışıp çalışamadıklarına yönelik incelemelerin sonuçlarında.

Üniversite mezunu gazetecilerin sadece yüzde 19.9’u, yüksek okul mezunu gazetecilerin ise sadece yüzde 8.1’i kendi mesleğini yapabiliyor.

Neden?

Çünkü zorluğu bir yana yaşam koşulları açısından da insanı zorluyor bu meslek…

Bazen bir şehrin, bazen bir ülkenin, bazen hem bir şehrin hem de bir ülkenin içinde dolaşıyorsunuz. Haber kaynaklarınızın aktardığı bilgilerin dışında sağı solu eşelemek de sizin işiniz. Tüm bunların ışığında insanlara tatlış bültenler eşliğinde siyasi nezaketle birlikte sunulan meselelerin altında neler yattığını, kimin nereden ne kadar zengin olmaya çalıştığını, kimin hangi kutsal değerleri kullanma gayreti ile kesesini doldurma hevesinde olduğunu, kimin sevimli mimiklerinin altında hangi siyasi emellerin yattığını bal gibi bilmekte…

Yazmak, yazmamak, yazabilmek, yazamamak…

Hepsi dahil gazeteciliğe…

Üstelik işinizi yaptıktan sonra hiçbir kesimi mutlu edemeyeceğinizi de ben bizzat garanti edebilirim. Çünkü herkesin her daim doğruyu yapması mümkün değildir, fakat sizin herkesin yanlışını yazmanız zorunludur bu meslekte.

İşte insanı en çok da bu yoruyor belki.

Bir de üzülüyor insan, tıpkı doktorluk gibi, avukatlık gibi, bir matematik mühendisinin analitik zekasındaki pırıltı gibi kıymetli değil artık yaptığınız iş…

Dolayısıyla biraz yorgunluk biriken kafamı, sadece küçük hayatımın küçük dertleriyle meşgul olan narin bir organ gibi kullanmak için biraz izne ihtiyacım var.

İnsanlık için küçük, benim için büyük bir adım atarak yazılarıma kısa bir süre ara veriyorum sevgili okur…

HABERLER