Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

İYİ Parti’de son durum

Günün en önemli haberi elbette İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in 27 Nisan’da yapılacak Olağanüstü Genel Kurul’da aday olmayacağını açıklamasıydı.

İşin bu kısmını büyük bir meziyet olarak sunmayı tercih etmem aslında. Zira partisine en çok zarar veren liderler arasına girmeye son dönemde aldığı tüm virajlarda duvara toslayarak hak kazandı Akşener. Bu virajların bilinerek böylesine hızlı alındığına, partiyi bilerek uçuruma sürüklediğine yönelik ciddi iddiaları göğüslemesi gereken bir isim artık kendisi. Yine de verilen sözlerin tutulmasına alışık olmadığımızdan bir kez daha genel başkanlık yarışına dahil olmaması memnuniyet verici.

Tabii ortada bir İYİ Parti kaldıysa?

‘Bir avuç partiliyi yeniden gönül bağı ile bağlayabilecek, yeniden teşkilat haline getirebilecek bir genel başkanın seçilmesi bunca şaibenin ortasında mümkün mü?’ sorusu anlam kazanır bu durumda.

En azından partinin ipini kendi elleriyle çekiyor diyebiliriz Akşener için…

“31 Mart 2024 Mahalli İdareler seçimleri öncesinde İYİ Parti olarak; yetkili kurullarımızın kararı doğrultusunda seçimlere hür ve müstakil olarak girmeyi tercih ettik… Geldiğimiz noktada İYİ Parti olarak ismimiz, bugünü kazanmak uğruna yarınları tehlikeye atan kirli pazarlıklarla anılmıyorsa, ben bu bedele razıyım. Bugün İYİ Parti sarsılmış; ama ne iktidarın ne ana muhalefetin, ne de 2028 hesapları kovalayan bir takım aktörlerin arka bahçesi olmaya direnmişse, ben bu bedele razıyım…”

Cümleleri ile benim için öne çıkan açıklamada aslında pek de bir bedel ödemediğini düşündüğüm, sürecin nereye gittiğini rahatlıkla gördüğüne emin olduğum bir genel başkan var karşımda.

Hal böyle olunca bedeli de genel başkandan daha ziyade kendisine inanarak işinden, evinden, pek çok durumda kazancından fedakarlık yaparak partinin peşinden koşan partililer bedel ödüyor şimdilerde.

Akşener’in ablalıktan çıkıp ah almaya başladığı bir süreç…

Dört aday var şimdilik. Adaylardan Müsavat Dervişoğlu’nun Akşener’in desteği ile yarışa katıldığı söyleniyor. Bunun bir anlamı var mı bilemiyorum, ancak geriye kalan partililerin adeta ‘Meral Akşener’i sevenler derneği’ çatısı altıda birleşmiş gibi bir görüntü sergiliyor olmaları bir anlam ifade ettirebilir Dervişoğlu’nun adaylığı açısından.

Daha şimdiden dörde bölünen bir avuç İYİ Partili’den geriye ne kalır bu seçimin sonunda?

Bundan 24 saat öncesinde sosyal medyadan bir açıklama yapan Prof. Bilge Yılmaz, ‘İYİ Parti olarak bu hezimeti neden yaşadık?’ sorusunu yanıtlamış. Şöyle diyor;

-Bizzat parti liderliğinin ortaya attığı şaibeli para ilişkileri ile ilgili tatmin edici süreç işletilmedi, konu açıklığa kavuşturulmadı.

-Milletvekili listelerinde açıklanmayan, şeffaf olmayan tercihler yapıldı. Liyakatli isimler dışarıda bırakıldı.

-Partimize verilen desteğin kahir ekseriyetini AK Parti yönetiminden şikayetçi ve rahatsız olanlar oluşturmasına rağmen, AK Parti iktidarından daha çok, daha sert ve daha nobran bir dille muhalefet eleştirildi.

Yine Bilge Yılmaz’ın aktardığı bilgilere dayanarak partinin son seçimlerden bu yana geçen 10 aylık süreçte 3 milyon 100 bin oy kaybettiğini söyleyebiliriz. Elbette bu biçimde bir erime yaşayan, her gün partisinin ileri gelenlerinden en az birinin istifa ettiğini duyduğumuz bir siyasi oluşumun ülke gündemini etkileme kapasitesi neredeyse sıfırdı.

Sanırım İYİ Parti yerel seçimlerde bir tek Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Selçuk Türkoğlu’nun yürüttüğü seçim çalışmaları nedeniyle Alinur Aktaş’ın gündemine girmişti. Aktaş da ‘Bana kafayı takmış’ dediği Türkoğlu’nu Mustafa Bozbey’i eleştirmemekle suçluyordu.

Partisindeki erimeyi bizim gördüğümüzden çok daha net gören, siyasi manevralarını da ona göre hesaplayan Türkoğlu’nun Bozbey aleyhine bir seçim çalışması yürüteceğini zaten hiç düşünmemiştim. ‘Özü başına’ seçime girme fikrinin karşısında olduğunu tüm toplantılarda dile getirdiğini belirten, bu hamlenin yanlışlığından dem vuran ve bu konuda da kendisine son derece katıldığım Türkoğlu elbette siyaseten mantıklı bir süreç yönetti yerel seçimlerde.

Ben Türkoğlu’nun bundan sonraki hamlesini bekliyorum aslında. Hemen tahminimi de buraya yazıvereyim, öncelikle Olağanüstü Genel Kurul sürecindeki havayı koklayacak, eğer partinin ömrünün tamamlandığına kanaat getirirse de başka bir siyasi parti çatısı altında göreceğiz kendisini.

İYİ Partililerin pek çoğunun Yavuz Ağıralioğlu’nun yerel seçimler sonrasında kurması beklenen siyasi partisinde kendisine yer bulma ümidi olduğunu biliyoruz.

Selçuk Türkoğlu’nun da sendikacılıktan sonra yöneldiği siyaset kulvarına iyice alıştığını ve bir dönem milletvekilliği yaparak bu kulvarı bırakmaya niyetli olmadığını da tahmin ediyorum. Burada tek bilemediğim şey, Türkoğlu yeni bir siyasi oluşumun büyümesini bekleyecek kadar sabırlı mı davranacak, yoksa hali hazırda rüştünü ispatlamış hatta iktidara doğru koşan siyasi partilerin çatısı altında var olmayı mı tercih edecek?

Bakalım, bayramlaşma sürecinde bu soruların da yanıtlarını buluruz diye düşünüyorum…

HABERLER