Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

İznik Gölü de çiftçiler de isyanda…

Gelecekte yaşanacak en büyük savaşların su ve gıda kaynaklarına ulaşmak üzerine olacağını, çünkü doğayı hunharca katlettiğimizi hepimiz biliyoruz artık.

Özellikle su, gıdayı da besleyen unsur olduğundan çok kritik bir öneme sahip.

Su kaynaklarının kullanımında cimri olmamız gerektiğinin altının çizilmesine tamamen katılıyorum, benim burada katılmadığım şey; su kaynaklarının tüketiminde en büyük rolü ev kullanıcıları oynuyormuş gibi bir hava yaratılarak ‘şu kadar saniyede banyo yapın, sifonu her tuvaleti kullandığınızda çekmeyin, bulaşıkların kirini akıtmadan bulaşık makinesine koyun…’ gibi önerilerle vatandaşın karşısına çıkılmasında.

Oysa su kaynaklarının en az kullanıldığı yerler evler. Bu konuda sicili en bozuk olan iki kesimse sanayi ve tarım kullanımı…

Şimdilerde İznik Gölünde yaşananların bedelinin çiftçilere ödetilmeye çalışılması da tam olarak bu örnekle örtüşüyor aslında.

Ne olduğunu hemen hatırlayalım;

İznik Gölüne kıyısı olan Orhangazi ve İznik’de çiftçiler için yeni sulama sezonu öncesinde getirilen ‘tarımsal sulamada kısıtlama’ uyarısı, tam bir şok etkisi yaptı. Öncelikli olarak planlanmadan duyurulan bu tedbir yeni sezon için pek çok yatırım yapan çiftçiyi zor duruma soktu.

Ancak tek mesele bu da değil.

İznik Gölünden büyük oranda su çektiği bilinen Gemlik Gübre’ye yıllık 10 milyon metreküp su kullanma hakkı tanındı çiftçilerin sulama hakkı kısıtlanırken. Şirketin 2023 yılında 4 milyon metreküp su kullandığı, 2024 yılında bu rakamın 9 milyon metreküpü aştığı, 2025 yılı için verilen iznin de 10 milyon metreküp olduğu konuşuluyor.

Haliyle ekip biçecek, bu topraklarda yaşayan insanları doyuracak çiftçilerin ötelenerek, bir sanayi kuruluşuna giderek artan oranda su tahsisinde bulunulması soru işareti!

Orhangazi Ziraat Odası Başkanı Dinçer Dimrit; “Bölgemizdeki sürdürülebilir tarımın devam etmesi için bu faaliyeti yürüten üreticilerimize en büyük sulama desteği sağlayan İznik Gölü’ndeki seviye düşüşünü engellemek adına DSİ tarafından hazırlanan raporlarda yer alan önlem kararlarından en büyüğü olan tarımsal sulamada kısıtlamaya gidilmesi kararının, tek başına çare olarak görülmesi  bölge çiftçimize vurulan darbeden başka bir şey olamaz” diyor.

Konuyla yakından ilgilenen bir isim de Çevre ve Ekoloji Hareketi Avukatlarından Erol Çiçek. Çiçek sosyal medyasından yaptığı paylaşımla; “DSİ azalan yeraltı su seviyesini ve fabrikaların yeraltı su çekimlerinin İznik Gölü’nün beslenmesini olumsuz etkilediğini gözden kaçırmaya çalışmaktadır. Fabrikaların yer altından çektikleri su miktarını gizlemektedir! İznik Gölü havzasında sadece yüzey sularının seviyesi ve miktarı azalmamaktadır; yeraltı su seviyesi de azalmaktadır.” diyerek çok önemli bir noktaya parmak basıyor.

İznik Gölü havzasında Orhangazi ve İznik ovalarında yeraltı suyu akım yönü göle doğru olduğu için İznik Gölü’nün beslenmesinde büyük rol üstleniyor. DSİ’nin sanayi tesislerini korumak için yeraltı sularındaki azalmayı gizlemeye çalışması Gölün sularının çekilme nedenlerinden en önemlisini de gizlemesi anlamına geliyor bu nedenle.

1/100.000 ölçekli Bursa 2020 yılı Çevre Düzeni Planı hükümlerine göre bölgenin tamamı su toplama havzasında ve yeraltı suyu işletme sahası içinde kalıyor. Plana göre, buradaki sanayi tesislerinin tamamı incelenmesi gereken alanda bulunuyor yani. Ancak görünen o ki, planın yürürlük tarihi olan 19.01.1998 tarihinden bu yana hiçbir girişimde bulunulmamış konuyla ilgili.

Tam aksine, HEKTAŞ sanayi alanı plan değişikliği ve Varaka Kağıt oluklu mukavva tesisi, gibi kurulması planlanan yeni tesislerle, bölge ekolojik yıkıma sürükleniyor adeta.

Cumhuriyet Halk Partisi Orhangazi İlçe Başkanı Berna İl de konuya sessiz kalmadı ve bir açıklama yaparak; “Madem İznik Gölü ile ilgili bir kısıtlama kararı alınıyor, bunun tarımdan değil, sanayiden başlaması gerekiyor. Kanun da bunu öngörüyor. Ancak siz, yeni tarımsal üretim dönemine girecek çiftçiye suyu keserseniz, bu kriz daha da büyür!” dedi.

İznik Gölü etrafında şekillenen sorunlar TBMM’ye de taşındı. CHP Bursa Milletvekili ve PM Üyesi Orhan Sarıbal, İznik’in tarımsal sulamaya kapatılmasına ilişkin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’a yazılı soru önergesi vererek, İznik Gölü’nden kaç sanayi tesisinin su temin ettiğini, tarımsal sulama yasaklanırken, sanayi tesislerine su tahsis edilmesinin gerekçesini, sanayi tesislerinin İznik Gölü’ne bıraktığı atık suların denetlenip denetlenmediğini, kirlilik oranlarını sordu.

Özetle durum şöyle; İznik Gölü su seviyesinin minimum işletme kotu 83,30 metre. 1978 yılından bu yana yaşanan düşüşlerin sonunda gelinen nokta işletme kotunun 82.71 metreye kadar düştüğünü bize gösteriyor. Su seviyesi aslında 2021 yılından beri kritik seviyenin altında.

Hasılı kelam, İznik Gölü için tehlike çanları bugün çalmıyor. Çok oldu o şarkı başlayalı…

Acil müdahale şart mı?

Kesinlikle şart! Geçmişte olduğu gibi bugün de şart. Geçmişte görmezden gelinen İznik Gölünün bugün hatırlanmasına ve tedbirler kısmına çiftçilerden başlanarak sanayiye ‘yürü ya kulum’ denmesine itirazımız.

Tam ekim, dikim zamanı başlamışken çiftçiye sulama suyu kısıtlamasına gidileceğinin açıklanması hem çiftçiyi tarımdan soğutmaya neden oluyor, hem de İznik Gölündeki su çekilmelerinin önüne tam olarak geçilmesini engelleyecek bir çözüm gibi durmuyor.

Konu daha çok su kaldıracak gibi…

HABERLER