Belediye başkanları için seçim sürecine girilirken bir muhasebe yapmak, yapılanları ve yapılmak istenenleri kamuoyu ile paylaşmak şaşırtıcı değil. Mustafakemalpaşa Belediye Başkanı Mehmet Kanar için ise başkanlık koltuğunda oturduğu son günler bunlar. Malumunuz Mustafakemalpaşa Milliyetçi Hareket Partisine emanet edildi önümüzdeki yerel seçimler için.
Muhafazakar seçmen yapısı egemen olan ilçede seçimin galibinin daha mücadele başlamadan Cumhur İttifakı adayı Ahmet Beygirci olduğunu söylemek mümkün.
Kendi içi dinamiklerinde görev talebinde bulunulması doğru kabul edilmeyen, tevdi edilen görevin yerine getirilmesi için tüm çabanın sarf edilmesi ve tevdi edilme hadisesinin ortadan kalkması halinde de görevden affının istenmesi makbul olan AK Parti’de, kendisine görev tevdi edildiği için Mustafakemalpaşa Belediye Başkanlığına aday olan ve başkanlık makamını kazanan Mehmet Kanar, bugün düzenlediği bir organizasyonla 5 yıllık karnesini basın mensupları ile paylaştı tüm bu sebepler ışığında…
Beş yıllık çalışmanın boşa gitmemesi adına söylemek lazım ki, bana göre Mustafakemalpaşa’da bu dönem yapılan en iyi hizmet ilçenin altyapısının yenilenmesi. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş ile arası çok iyi olan Mehmet Kanar, iyi ilişkilerini ilçenin yararı için de kullanınca Bursa’nın en büyük ilçesinin altyapısı içme suyu, kanalizasyonu ve yağmur suyu boruları da kapsama alınarak yenilendi.
Toplantının en önemli bölümü ise elbette ki, yapılan hizmetler değildi. Herkes bir süredir bahsi olunan, komik hitaplar içeren adaylık tekliflerinin gerçek olup olmadığını merak ediyordu.
Konu Mustafakemalpaşa olunca, bir önceki yazımda köşemde yazdığım, adeta şehir efsanesi gibi dolaşan ‘Sen git, reisin gelsin’ sözünün gerçekten sarf edildiğini de bizzat Mustafakemalpaşa Belediye Başkanı Mehmet Kanar’ın kendisinden duymuş olduk.
Şaşırtıcı, ama teklifin de söylenenlerin de ses kaydı mevcutmuş bu arada. Belki de bu nedenle kimse çıkıp söylenenleri yalanlamadı.
Mehmet Kanar dükkan komşuluğu yaptığı ve şimdilerde CHP Mustafakemalpaşa Belediye Başkan Adayı olarak adından söz ettiren, bu söz ettirişle de CHP örgütünün hatırı sayılır bir bölümünden tepki alan Şükrü Erdem’e AK Parti tarafından götürülen teklifi daha ziyade siyasi tecrübesizliğe bağladı.
Ardından gelen cümleler dikkat çekiciydi;
“İstemediğim halde belediye başkan adayı yapıldım ve kendi bütçemden muazzam rakamlar harcayarak belediye başkanlığını kazanmak için can hıraş şekilde çalışan bir insana karşı, benim ilçe başkanımın başka birisine gitmesi şaşırtıcıydı. Hata yaptığını kendisi de kabul etti!”
Daha önce belirtmiştim, eğlencelidir bizim oranın insanı. Ama eğlence de bir yere kadar, Mustafakemalpaşalının diline dolanmak üzmüş Kanar’ı;
“Şimdi ilçede alay konusu olduk. ‘Sen gelme, il başkanın gelmesin, reisin gelsin…’ 22 yıldan beri mücadelesini verdiğimiz bir davanın liderine böyle amiyane bir tabirle hitap edilmesi beni üzdü. Ses kayıtlarını da dinlediğim için rahat konuşuyorum. Şimdi nereye gitsem, ‘sen gelme, reisin gelsin’ diyorlar. Böyle bir alay konusuna maruz kaldık” diyor Mustafakemalpaşa Belediye Başkanı…
Gelelim zurnanın son notalarına…
Kendisine şimdiye kadar yaptığı hizmetler için bir teşekkür dahi edilmediğini de üstüne basa basa vurgulayan Mehmet Kanar da çok iyi biliyor ki, bir AK Parti ilçe başkanı kendi kendine isim belirleyerek belediye başkanlığı teklif etmek adına kapı kapı gezmez. Hele hele öyle bu düşündüklerini kimseyle paylaşmadan hiç gezmez. Velev ki, gezdi diyelim, bir daha o koltukta oturamaz. Tecrübesizlik eden, tecrübe sahibi olana kadar görevden affını ister.
Mustafakemalpaşa hadisesinde de olması gereken buydu. İlçe başkanının bu yapılanın yanlış bulunması halinde çoktan görevden affını istemiş olması gerekirdi.
Böyle bir gelişme oldu mu?
Hayır…
O halde iş dönüp dolaşıp şu noktaya geliyor; ilçe başkanına Şükrü Erdem ile görüşmesi konusunda kim görev verdi?
Hadi görev verildi, hadi böyle bir saçmalık da yaşandı, bunu Ankara’dan hiç mi kimse duymadı ya da hiç kimse bunu Ankara’ya duyurmadı mı?
‘Allah biliyor ya, hiç kırgınlığım yok’ diyen Mehmet Kanar’ın kırgınlığı her halinden belliydi. Bir emanet olarak aldığı ilçeyi emanet edeceği kişinin, başlattığı projeleri devam ettirmesini rica ederken bile küskündü olan bitene…