Kimse kapısının önünde çöp olsun istemez, hatta ‘mahallemde, sokağımda çokça çöp konteyneri olsun, ama mümkünse benim kapımın önünde değil de komşumun kapısının önünde olsun’ gibi bir mantık vardır bizde.
Çünkü biz Avrupa’nın çoktan geçtiği ve uzun yıllardır aksatmadan başarılı biçimde uyguladığı ‘çöpleri ilk kaynağında ayrıştırma’ denilen işi başarabilen bir toplum değiliz, hiç olmadık, bundan sonra da olabilir miyiz emin değilim…
Tam da bu nedenle, çöplerimiz kısa süre içinde kokar, sinek toplar, dağılır, bir yandan kirlilik bir yandan koku kendi evine temiz olmayı adet edinmiş bizlere rahatsızlık verir.
Bu kadar derin anlattığım konunun anlatılış nedeni Kayapa Mahallesi’nde yapılması planlanan Katı Atık Geri Kazanım ve Bertaraf Tesisi projesi…
Günümüz teknolojisi de göz önüne alınırsa bir vahşi depolama alanı olarak tanımlayabileceğimiz Hamitler Çöplüğü ömrünü tamamlamak üzere. Alan doldu dolacak. Dolayısıyla bizim kapılarımızın önünün mis gibi kokması için acilen bir çöp toplama alanına ihtiyacımız var. Bursa bu konuda SOS veriyor…
Buraya kadar herkes konuda hem fikir zaten. Kimsenin yeni bir çöp toplama alanına ihtiyaç olup olmadığını tartıştığı yok. İşin tartışmaya açılan kısmı, çöp toplama alanının nerede olacağı…
Konuyla ilgili daha önce defalarca görüştüğüm İKK Sekreteri ve Mimarlar Odası Bursa Şube Başkanı Şirin Rodoplu Şimşek, Kayapa Mahallesinde bir bertaraf etme tesisi oluşturulmasının kendi içindeki mantığını anlatmıştı bize.
Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin çeşitli elemelerle pek çok yer arasından iki yeri uygun bulduğunu, bu iki yerden birinin ciddi kamulaştırma bedelleri çıkacağından Kayapa Mahallesinin daha münasip olduğuna karar verildiğini öğrenmiştim.
İşte bu noktada DOĞADER eski başkanlarından Murat Demir’in ‘Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş ile bu konuyu konuşmaya gittiğimizde kendisi de projenin yanlış olduğunu belirtmişti’ sözü hayli önemli. Bir diğer taraftan hukuk nezdinde verilmiş bir mücadelede kazanılmış bir davanın sonucunda burada çöp toplama alanı yapılmaması gerekirken, 2022 yılında yapılan plan değişikliği ile konunun yeniden gündeme geldiğini de hatırlatmak lazım.
Başkan Alinur Aktaş’ın şimdilerde eskisi gibi düşünmediğini belirtmek gerekli mi emin değilim. Elbette kendisi şehrin batısına böyle bir tesisin kurulmasının büyük bir ihtiyaç olduğunu sıklıkla vurguluyor ve bu vurgusunda da çok haklı.
Fakat burada itiraz edilmesi gereken yerler var. Çünkü konuyu uzmanından dinleyince işin içindeki riskleri daha iyi görebiliyorsunuz.
Öncelikli olarak zaten maden ocaklarının varlığı nedeniyle yoğun kamyon trafiğinin olduğu bölgede mesele trafik açısından dahi ciddi sorunlara gebe. Çünkü bahsettiğimiz çöp miktarını bertaraf tesisine taşımak için belki de 24 saat kesintisiz bir kamyon trafiği gerekecek.
Hemen ardından sizlerle Kimya Mühendisleri Odası Bursa Şubesi İkinci Başkanı Vedat Sezer’in bilgilendirmelerini paylaşmak isterim.
“İlk olarak böyle bir tesis o kotta yapılmaz ve bölgedeki kaya yapısı ve kireç taşı yapısı geçişken, dolayısıyla çöp suyunu da geçirir. Bölgenin altyapısının incelenmesi tam yapılmamış. Bölge havza yer altı sularının kirlenme ihtimali yüksek. Kirlilik sakıncası çok yüksek!” diyor Vedat Sezer.
Bundan birkaç ay önce İKK’nın ilgili odalarıyla birlikte Doğu Bertaraf tesisini de gezdiğini hatırlıyorsunuzdur belki. Ben de gezmiştim vakti zamanında projeyi. Bana göre son derece harika olan, sadece bir miktar koku sorunu bulunan tesis bir bilenin gözüyle hayli problemli görünüyor.
Niyet iyi, ama mesele uygulamayla ilgili aksaklıklarda.
Mesela, proje ihalesinin ehil bir firmaya verilmediğine ilişkin emareler işleyişte dikkat çekiyor. Daha ziyade bütçeyle uyumlu deneme yanılma yoluyla doğru bulunmaya çalışılıyor. Yazımın başında belirttiğim gibi çöpler evlerden çıkışta ayrıştırılmamış olduğundan karışık çöp yükünü tam olarak sonradan ayrıştırmak pek de mümkün olmuyor.
Organik kısmın ayrıştırılması ile metan çıkacak ve esas yararlı olacak kısım bu, fakat ayrıştırma tam gerçekleşmediğinden verimlilik de çok düşük kalıyor. Yakma verimi düşük bir metan elde ediliyor. Bacadan çıkan gazı da etkiliyor elbette bu durum.
Metan gazı oluştuktan sonra çıkan suyun arıtılması ise asıl büyük mesele!
Kirli suyu Doğu Bertaraf tesisinde arıtacak bir bölüm yok. Plan şöyle, çıkan su 16 kilometre boyunca döşenecek borulardan pompalanarak İnegöl’e taşınacak, buradaki biyolojik arıtma havuzunda arıtılacak. Son derece asidik bir sıvıdan bahsettiğimizi ve İnegöl’de henüz böyle bir arıtma tesisi olmadığını da belirtelim tam olsun!
Çıkan ve gömülmesi gereken katı atık miktarı ise çöpün yüzde 60-70 gibi büyük bir oranı.
Yani teknoloji doğru, ama ana kalemler olarak uygulama yanlış. Yerinde ayrıştırma, yerinde arıtma, verimlilik esasları es geçilmiş durumda.
Doğu entegre tesisiyle ilgili yazdığım bu soru işaretlerinin daha büyüğü Batı entegre tesisi için de geçerli. Hatta Batı entegre tesisinde çıkan sıvıyı nerede ayrıştıracaklarına ilişkin bir çözüm de yok henüz!
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın Avrupa şehirlerinde şehrin içinde kalan entegre tesislerine hayran kaldığını ve benzerlerini Bursa’da uygulamak istediğini biliyorum. Ancak bu soru işaretleri ile bahsedilen tesisler pek de o havayı verecek gibi değil. Hatta hava biraz da çöp kokacak gibi görünüyor. Kayapa Mahallesi ve yakın mahalleler de bu çöp kokusundan ayrıca endişe ediyor zaten.
Konuyla ilgili 13 Aralık’ta Büyükşehir Belediyesi’nde bir ihale yapılarak projeye start verilecek. Bu süreçte bölge halkı da mücadeleye devam ederek ‘Kayapa’da çöplük istemiyoruz’ diyecek.
Tüm bu karmaşanın içinde seçildiği günden beri ‘sokak siyasetinin ucunu bırakmayacağım, makamımda değil sokaklarda bulacaksınız beni’ diyen CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş’ın da yine şehir mağdurlarının yanında olduğunu atlamayalım. Bursa uzun süredir böyle aktif bir muhalif siyaset görmemişti, Nihat Başkanın hakkını seçimlerde teslim eder mi bilmiyorum…